1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Yeni partiler Eskişehir'de kurucu bulmakta zorlanıyor...

Türk siyasi hayatında 2 yeni parti var…
Her ikisi de mevcut iktidar partisi olan AK parti’den ayrılmak suretiyle kurulmuş partiler.
Birinin başını, AK Parti’den ayrılan eski başbakan Ahmet Davutoğlu çekiyor, diğerinin başını ise yine AK Parti’den ayrılan eski Başbakan yardımcısı ve bakan Ali Babacan.
Her iki partinin de kuruluşunun ardından şu sıralar illerdeki teşkilatlanma çalışmalarına başladığı biliniyor.

***

 Bir parti iktidardayken, yeni kurulan parti ya da partilerin Anadolu’da teşkilatlanmaları çok zor bir iş…
Hele hele, yeni kurulan partiler,  mevcut iktidarın içinden çıkan kişiler tarafından kurulduysa, bu zorluk iki kat artıyor.
Şimdi diyeceksiniz ki; “AK Parti de Refah Partisi içinde bulunanların ayrılarak kurduğu bir parti ve kurulduktan sonra yapılan ilk seçimde iktidar oldu”
Evet doğru…
Tam da öyle oldu ama tek fark, AK parti’yi kurmak üzere ayrılma yaşandığı sırada Refah Partisi iktidarda değildi…
***

İktidarın içinden çıkan isimler tarafından kurulan partilerin teşkilatlanmalarının zor olduğunu söyledik ya…
Biraz bu zorluğun neler olduğundan bahsedelim.
Neticede; yeni kurulan iki parti, iktidar partisinin içinden çıkmış partiler.
Dolayısıyla teşkilatlanmada ilk temasta bulunacakları çevre, aynı zamanda iktidar partisinin var olan çevresi…
İktidar baskısı ve korkusu bu iki partinin şehirlerde kurucu il başkanı ve yöneticisi bulmasını bir hayli güçleştiriyor.
İşte bu yüzden, her iki partiden de teklif alan çoğu kişi,  işini, gücünü ve düzenini bozmama adına, bu teklifi kibarca reddetmek durumunda kalıyor.
Partiye kurucu olarak davet edilen çoğu kişi “Deli misin? Beni mahvederler.” diyemediği için “İşim çok. Sağlığım elvermiyor.” Falan gibi bahaneler öne sürerek, teklifleri geri çeviriyor.
Ancak…
Teklif alıp, bu teklifi nazikçe reddedenler bir yandan da “Ne olur ne olmaz” düşüncesiyle ipleri de tamamen atmıyor.
-“Bana düşen ne varsa dışarıdan yardıma hazırım.” Deyip, yerine partide görev alabilecek isimlere bile referans olabiliyor.”
Sonuç olarak…
yeni kurulan 2 partinin Anadolu illerindeki teşkilatlanma çalışmalarının büyük bir zorluk içinde geçtiğini söyleyebiliriz.
***

Kurulan 2 yeni partiyle ilgili olarak, Eskişehir’de de durumun çok farklı olmadığı geliyor kulağımıza.
Yeni kurulan partiler haliyle , her yerde olduğu gibi Eskişehir’de de kurucu il başkanı ve yönetici olacak isimlerin, şehirde tanınmış, sevilen ve karşılığı olan isimler olmasını istiyor.
çoğunlukla teklifler de şehirdeki bu özelliğe sahip isimlere yapılıyor.

Ancak…
Her iki partiden de tekliflerin gittiği ve “Gel kurucu il başkanımız ol. Gel kurucu yöneticimiz ol” denilen isimlerin büyük bir çoğunluğunun, yukarıda söylediğimiz gerekçeler nedeniyle teklifi kabul etmediğini duyuyoruz.

Bu yüzden…
Yeni kurulan 2 partinin de Eskişehir’de oluşacak kurucu il başkan ve yöneticileri muhtemelen siyasetin çok içinde olmamış, tanınırlık ve bilinirliği pek olmayan,  yeni isimlerden oluşacak gibi…


.....


 


Yazık
oldu!


Dün yayınlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle TüLOMSAŞ’ın da içinde bulunduğu 3 şirketin devredildiği yeni kurulan ve merkezi Ankara olan TüRASAŞ’ın ana statüsü belli oldu.
Böylece…
Yıllardır Eskişehir’de hizmet veren TüLOMSAŞ’ın tüzel kişiliği sona ermiş oldu.
Kadroları alındı, sermayeleri, paraları, davaları başta olmak üzere yeni şirkete devredildi.
Eskişehir’de artık TüLOMSAŞ diye bir şirket olmayacak.
Yeni ismi ne olur bilemiyoruz ama kurulan TüRASAŞ’ın belki de Eskişehir tesisleri falan diye isimlendirilecek.
Sonuç olarak…
TüLOMSAŞ ismi artık hafızalarda yerini alacak…


.....


Biri çıkıp söyler mi?


Türkiye’de herkesin malumu Gezi parkı olayları oldu…
Süreç içinde, dönemin başbakanı olan Erdoğan bir mitingine elinde Kur’an ile çıktı.
Amerika birleşik devletleri şu günlerde zor günler yaşıyor.
Siyahi bir vatandaşın polis tarafından boğazına basılarak, kameralar önünde resmen öldürülmesi olayların çıkmasını tetikledi.
ülkenin her eyaleti, her şehrinde ayaklanmalar, gösteriler meydana geldi.
Tıpkı Gezi olayları misali görüntüler ortaya çıktı.
Bunlar olurken, ABD başkanı elinde İncil ile basın toplantısı taptı.
Tüm bunlardan sonra birileri çıkıp, sırf iktidarın yaptıklarının ne kadar doğru olduğunu söyleme adına  “Biz Gezi olaylarını yıllar önce yaptık. Reis de elinde Kur’anla hakla seslendi. Amerika da aynısı oldu. Amerika resmen bizi takip ediyor. Bizim yaptığımızı yapıyor.” Der mi merak ediyoruz?
Valla derse hiç şaşırmam!


....


Salgın da saygıyı getirmedi iyi mi?


Toplum içinde saygılı davranma konusunda biraz sıkıntı yaşıyorduk.
örneğin…
Sıraya girme gibi basit bir kurala dahi çoğu zaman uymak istemeyen insanlar çıkabiliyordu aramızdan.
özellikle toplu taşım araçlarına binip inildiği sırada, belli bir sıra kuralının işlemediğine herkes şahit oluyordu.
Ne yalan söyleyelim:
Sosyal mesafe zorunluluğu nedeniyle, insanların bu sıra kuralına ister istemez uymak durumunda kalacaklarını, belki de bunu alışkanlık haline getireceklerini, dolayısıyla da salgın sürecinin tek iyi ve olumlu yanının bu olacağını düşünüyorduk.
öyle ya;
İnsanlar duraklar dahil hemen her yerde bekledikleri sırada, virüs kapıp hasta olmama adına, aralarında birer metre mesafe bırakıyorlar, böylece doğal bir sıra oluşturuyorlardı.
Bu mecburi düzenin sağlayacağı sürekliliğin de, insanlara  “sıra alışkanlığını” ister istemez kazandırabileceğini düşünmüştük.
Yanılmışız!
Hayatın normale dönme çabaları içinde, sosyal mesafeyle birlikte sıra düzeni de eski haline dönüverdi…
Sanki o özen içinde yaşadığımız 2,5 ay yanşanmamış gibi, tramvaylara aynı anda binip, aynı anda inme görüntüleri yeniden ortaya çıkmaya başladı…

 olarak…
Salgın süreciyle birlikte yaşamımıza giren ve sağlık açısından son derece önemli olan ”zorunlu sosyal mesafe” saygılı bir yaşama, bir düzene geç ilmesini sağlayamadı.
Bazı insanlar, her halleri ve davranışlarıyla birlikte salgın öncesi şekillerine dönüşüverdi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi