Gebelikte sigara: Bebeklerde büyüme geriliği tehlikesi

Gebelikte sigara: Bebeklerde büyüme geriliği tehlikesi
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Fadime Tülücü, Dünya Tütünsüz Gününde uyardı. "Sigara içen ebeveynlerin çocuklarında bronşit, zatürre, astım gibi solunum yolu rahatsızlıkları daha sık görülüyor" dedi.

Sigara, önlenebilir olmasına rağmen günümüzde hala dünyanın en yaygın ve en ölümcül halk sağlığı sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, her gün yaklaşık 14 bin, her yıl ise 5,5 milyon insan sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Uzmanlar, bu sayının 2030 yılına kadar yılda 8,5 milyona ulaşacağını öngörüyor. Doç. Dr. Fadime Tülücü, sigaranın sağlık üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekti. Sigara kullanımının masum bir alışkanlık değil kronik bir hastalık olduğunu ve ölümcül sonuçlar doğurduğunu vurgulayan Doç. Dr. Tülücü, "Sigara, önlenebilir bir ölüm nedenidir ve bırakmak için mutlaka tıbbi destek alınmalıdır" dedi.

Sigaranın içinde yedi binden fazla kimyasal madde bulunduğuna ve bunlardan en az 81'inin kansere neden olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Tülücü, "Sigarayı deneyen her üç çocuktan biri bağımlı hale geliyor" ifadelerini kullandı. Bireylerdeki gen haritasının farklılığı nedeniyle, bağımlılık derecesi gibi kişilerde yaptığı hastalık yapma etkilerinin de farlılık gösterdiğini sözlerine ekledi. Sigaranın başta akciğer olmak üzere tüm organlarda kalıcı hasar bıraktığını belirten Doç. Dr. Tülücü; sigaranın KOAH, akciğer kanseri, kalp ve damar hastalıkları gibi birçok ciddi sağlık sorununa yol açtığını söyledi. Ayrıca damarları daraltarak kalp krizi riskini artırdığını ve bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudu enfeksiyonlara karşı savunmasız bıraktığını ifade etti.

"Pasif içicilik de aktif içicilik kadar tehlikelidir" diyen Doç. Dr. Fadime Tülücü, özellikle sigara içen ebeveynlerin çocuklarında bronşit, zatürre, astım, gibi solunum yolu rahatsızlıklarının daha sık görüldüğüne dikkat çekti. Bu durumun, çocuklarda akciğer gelişimini yavaşlatabileceğini ve akciğer kapasitesinde azalmaya yol açabileceğini belirtti. Pasif sigara dumanına maruz kalan erişkin bireylerde, akciğer kanseri riskinin yüzde 21; kalp ve damar hastalıkları riskinin ise yüzde 27 oranında arttığını vurgulayan Doç. Dr. Tülücü, bu maruziyetin uzun yıllar devam etmesi durumunda risk oranlarının iki katına kadar çıkabileceğini ifade etti. Kadınlarda pasif içiciliğe bağlı olarak meme kanseri riskinin yüzde 70 oranında yükseldiğini belirten Doç. Dr. Tülücü, genel ölüm riskinin ise 2 ila 10 kat arttığını söyledi. Gebelik döneminde sigara içilmesi ya da çocukların sigara dumanına maruz kalmasının büyüme geriliği ve boy kısalığı gibi gelişimsel sorunlara yol açabileceğini vurgulayan bulunan Doç. Dr. Fadime Tülücü, sigaranın nörotoksik etkilerinin öğrenme güçlüğü, hafıza problemleri ve gençlerde okul başarısında düşüş gibi sonuçlara neden olabileceğini dile getirdi. İleri yaşlarda ise bu etkilerin demans ve Alzheimer riskini artırdığını belirtti. Sigara bırakma sürecinde "istek, destek ve tedavi" unsurlarının son derece önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Fadime Tülücü, her 10 kişiden 7'sinin sigarayı bırakmak istediğini ancak yalnızca yüzde 40'ının bunu başarıyla gerçekleştirebildiğini belirtti. Sigarayı bırakmak isteyen bireylerin mutlaka doktor kontrolünde bir tedavi süreci yürütmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Tülücü, "Bu süreçte tekrar başlama oldukça yaygındır, dolayısıyla düzenli takip gereklidir. En etkili sonuçlar ise ilaç tedavisi ve davranışsal terapi yöntemlerinin birlikte uygulanmasıyla elde ediliyor" dedi.

Kaynak: İHA

Etiketler :