Sağlık Sen Eskişehir Şube Başkanı Köksal: “Ayın sonunu getiremiyoruz”

Sağlık çalışanlarının ekonomik sıkıntılarını dile getirmek ve 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi çerçevesinde özlük hakları için verdikleri mücadelede gelinen son noktayı anlatmak amacıyla Sağlık Sen Eskişehir Şubesi Yunus Emre Devlet Hastanesi önünde eylem gerçekleştirdi.
Eylem Sağlık Sen Eskişehir Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal açıklamalarda bulundu. Sağlık çalışanların geçin sıkıntısı yaşadığına vurgu yapan Köksal, herkesin hayat pahalığı ile mücadele ettiğinin altını çizdi.
Köksal, “Ayın on beşinde aldığımız maaşı on altısına getiremiyoruz. Hesabımıza giren para, aynı gün transferlerle, kredilerle ve ödemelerle; çocuklarımızın ihtiyaçlarına yatırarak tükeniyor. Yıllarca çocuklarımız meslek sahibi olsun diye okuttuk. Bugün ebelerden hemşirelere, sosyologlardan fizyoterapistlere, ATT’lerden paramediklere, radyoloji ve laboratuvar çalışanlarına kadar sağlık ve sosyal hizmet alanındaki bütün emekçiler adına konuşuyorum. Yıllarca okul okuyup, KPSS sınavlarına girip, alın teri dökmüş bu insanların normal şartlarda insanca yaşaması için gerekli ücretleri çok gören siyasi zümreye buradan sesleniyoruz. Biz devlet memurları olarak geçinemiyoruz. Biz artık ayın sonunu getiremiyoruz. Bugün sosyal medyada klavyenin başına geçip memuru ayrıştırmaya çalışan, sendikamsı yapılarla konuşuyorum. Eskişehir’de hangi sendikaya üye olursanız olun, siyasi görüşünüz ne olursa olsun; ev kirası herkes için aynı, hayat pahalılığı herkes için aynı, emekli olduğumuzda maaş çarpanı herkes için aynı. Kimseye fazladan para verilmiyor. Emekli memurlarımızdan 35 yıl hizmet etmiş Ayşe Ebemiz 27 bin lira emekli maaşı alıyor, öğretmenimiz 33 bin lira alıyor. Makamınız, göreviniz ne olursa olsun, doğruları söylemek karşıtlık değil, dik duruştur. Bugün Eskişehir’de görev yapan 8 bin 500 sağlık çalışanı var. Hepimiz aynı sosyal haklarla yaşıyoruz, hepimiz aynı hayat pahalılığıyla mücadele ediyoruz. Ben buradan bütün memurlar adına bu geçim sıkıntısını haykırıyorum. Kapalı kapılar ardında, servislerde, ameliyathanelerde hükümete karşı cümleler kuran ama meydanlarda tek kelime etmeyen sendikamsı yapılara sesleniyorum. Eskişehir’de 105 temsilcimiz var, kimse siyaset yapmaz; burada Türk’ü, Kürt’ü, Çerkes’i, Laz’ı, Türkmen’i aynı masada oturur. Ben 14 yıldır bu görevi yapıyorum, 14 yıldır doğruları dile getirmeye çalışıyorum” diye konuştu.
“Mutlu Olmayan Bir Kişi Sağlık Hizmeti Veremez”
Sağlık çalışanlarının uzun süredir talep ettikleri gece tazminatının imza altına alındığını belirten Köksal, Eczacıların, sosyologların, diyetisyenlerin, fizyoterapistlerin hakkını aldıklarını sağlık lisansiyeri olan meslek gruplarının döner sermaye farklarını kapattıklarını duyurdu.
Köksal, “Sağlık çalışanı eylem yaptığında bilgisayarı kapatmakla iş bitmiyor. 7/24 hizmet veren sağlık kuruluşlarında bir hemşire işi bırakınca, başka bir hemşire onun yerine çalışıyor. Bizim işimiz kamu dairesindeki gibi değil. Ankara’da 40 bin kişiyi topladık. Eylemlerimizi güçlü bir şekilde yaptık. Bugün itibariyle Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanlarına en az üç takım cerrahi kıyafet verilmesini kabul etti ve mutabakat imzalandı. Yıllardır ebelik ve hemşirelik meslek kanunu için çalışıyoruz. Bu süreç devam ediyor. Biz yandaş değiliz, hükümetin tarafı değiliz. Biz hak mücadelesi veriyoruz. Son iki yılda maaşlarımızın alım gücü yüzde seksen eridi. Çocuklarımız okul kantininde tost bile alamıyor. Meyve suyu 35 TL olmuş. Buna rağmen bize bin liralık zamdan bahsediliyor. Sağlık çalışanları bu toplumun mayasıdır. Pandemide, depremde, selde hayatını ortaya koyan biziz. Eğer sağlık çalışanı eylem yaparsa, bir sağlık müdürü koltuğunda bir gün oturamaz. Çünkü biz hayatı durdururuz. Ama biz vicdanımızla, milletimiz için çalışıyoruz. Bugün sosyal haklarımız için imza attık. Zam konusunda anlaşma yapmadık. Bunu özellikle belirtiyorum. Sağlık çalışanlarının enerjisi yok, motivasyonu yok. Mutlu olmayan bir kişi sağlık hizmeti veremez. Başarı binaların, cihazların değil; bu sağlık ordusunun eseridir. Buradan hükümete sesleniyoruz: Eğer büyüyen, güçlü bir Türkiye’den bahsediliyorsa, memurun hakkı da bu güce göre verilmelidir” sözlerini kaydetti.