Eğitim Sen, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. toplu sözleşme süreci öncesinde haklarını istemek için Hamamyolu Caddesi’nde eylem gerçekleştirdi. Eylemde Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol açıklamalarda bulundu. Eğitim Sen olarak, milyonlarca kamu çalışanlarını ve emeklileri doğrudan ilgilendiren 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. toplu sözleşme süreci öncesinde taleplerini dile getirmek için alanlarda olduklarını belirten Özkan, eğitim iş kolunda çalışan yüz binlerce emekçinin artan enflasyon, yoksulluk sınırının altında kalan maaşlar, güvencesiz istihdam biçimleri, liyakatsiz atamalar ve baskıcı yönetim anlayışları nedeniyle mesleki tükenmişliğe sürüklendiğini söyledi. Özkan, “Emekçiler maaşlarına bağımsız araştırma kuruluşları tarafından tespit edilecek gerçek enflasyon oranı kadar ve refah payı ile birlikte taban aylığa seyyanen zam istemektedir. Tüm Eğitim ve Bilim Emekçilerine yılda iki kez ikramiye ile eğitim öğretim yılı başında verilen Eğitim ödeneği bir maaş tutarında tüm eğitim emekçilerine verilmeli, tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalı, ek ders ücretleri yüzde 50 artırılmalı ve temel maaşa orantılı hale getirilmelidir. Vergide adalet sağlanarak az kazanandan az, çok kazanandan çok olmak üzere, emekçilerden kesilen vergi oranlarının yüzde 15 ile sabitlenmesi istenmektedir. Her kamu emekçisine aylık 7 bin 500 TL kira yardımı, bu yardımın büyükşehirlerde çalışan Kamu emekçilerine ise 10 bin TL olması talep edilmektedir. Tüm Eğitim ve Bilim Emekçilerine 3600 ek göstergenin hemen verilerek, hizmet sürelerine ve eğitim durumlarına göre 4200’e kadar kademeli olarak arttırılmasını istemektedir. Eğitim ve Bilim Emekçileri; eğitim emekçilerine ve öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek verilmesini ve uzak ilçe ve okullara ulaşım yardımı talep etmektedir. Eğitim ve Bilim Emekçileri, eğitimde ve yükseköğretimde sözleşmeli ve kadro dışı tüm çalışanlara ivedilikle kadro verilmesini istemektedir” diye konuştu. Bilimsel özerklik ve ifade özgürlüğü kapsamında üniversite özerkliğinin anayasal güvence altına alınarak, akademisyenlere ve idari personele uygulanan soruşturma baskısının kaldırılması gerektiğini aktaran Özkan, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan eğitim ve bilim çalışanların bir an önce işlerine iade edilmesi gerektiğini kaydetti. Özkan, “Kamu emekçileri mobbing yapan amirlere yönelik yaptırımların uygulanarak mobbing izleme kurullarının oluşturulmasını istemektedir. Öğretmen ve yönetici atamalarında mülakat uygulamasının kaldırılmasını ve tüm atamaların şeffaf olarak yapılmasını talep ediyoruz. Engelli Eğitim ve Bilim Emekçileri için ulaşım ve bina erişimlerinin iyileştirilerek görevde yükselmelerde pozitif ayrımcılık yapılmasını istemekteyiz. Bu temel talepler doğrultusunda yıllardır göz ardı edilen, kapalı kapılar ardında pazarlıklarla buçuklu oranlarla anlaşmaların yapıldığı ve masa başı oyunlarıyla çalınan haklarımızın takipçisiyiz! Masada gerçek bir taraf olmanın yolu, grev hakkıyla donatılmış demokratik bir toplu sözleşme düzeninden geçmektedir. Bu yüzden grevli toplu sözleşme hakkı içeren bir yasanın hayata geçirilmesi için tüm sendikaları birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Bu nedenle taleplerimizin sadece sözde değil, fiilen karşılık bulması için mücadelemizi her alanda sürdüreceğimizi ilan ediyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak: Haber Merkezi