Eskişehir Hamamyolu’nda bir araya gelen Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sendikası, TEÇ-SEN, Özel Sektör Öğretmenler Sendikası Eskişehir şubeleri basın açıklamasında bulundu. Ortak yapılan açıklamada öğretmenlik mesleğinde yaşanan sorunlara ve çözüm bekledikleri taleplere değinildi. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası temsilen konuşan Kübra Esen, öğretmenlik mesleğini düzenleyen yeni kanun teklifine ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Esen, Millî Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) eğitimin bileşenlerinin görüşlerini almadan hazırladığı Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK) ile ilgili itirazlarını kamuoyuyla paylaştı. Esen, kanunun ilk 22 maddesinin kabul edilmesinin ardından, eğitim emekçilerinin taleplerinin göz ardı edildiğini belirterek, Eğitimin ana bileşenlerinden birisi olan eğitim ve bilim emekçilerini yok sayan, taleplerine ısrarla kulak tıkayan MEB, sürecin başından bu yana bildiğini okumaya devam etmeyi sürdürmektedir. Eğitim sendikalarının, halen görevde olan ve atama bekleyen bir milyonu aşkın öğretmenin taleplerini yok sayan ÖMK’ye yönelik eleştiri ve önerilerimizin ısrarla görmezden gelinmesi bizler açısından kabul edilemez bir durumdur!" dedi.
“UNVAN AYRIMI KABUL EDİLEMEZ”
Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun, öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarına çözüm üretmediğini vurgulayan Esen, şu sözlerle konuştu; “Eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarımızı zayıflatan, çalışanlar arasında ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir içeriğe sahip olan ÖMK’nin TBMM gündemine yeniden geleceği açıklanmıştır. Bugün burada Öğretmenlik Mesleği Kanunu teklifi ile ilgili itirazlarımızı sizlerle paylaşmak için toplandık. Bu teklif, öğretmenlerin mesleki haklarını güvence altına almak bir yana, bizi daha da zor şartlar altına sürükleyecek hükümler içermektedir. Kanuna dair temel itirazlarımız şu şekildedir;”Meslek kanunu tanımı yanıltıcıdır: Bu kanun teklifi, öğretmenlik mesleğini tanımlamıyor; bir meslek kanunu niteliği taşımıyor. Öğretmenliğin temel özellikleri, görev ve sorumluluklar, mesleki haklar, sosyal haklar, örgütlenme özgürlükleri gibi konular hiçbir şekilde kapsamda yer almıyor. Anayasa Mahkemesi kararları göz ardı edilmiştir. Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümler yeniden düzenlenmeden teklifte yer alıyor. Özellikle aday öğretmenlik süreci, bu sefer hazırlık eğitimi adı altında güvencesiz bir hale getirilmiştir. Unvan ayrımı kabul edilemez. Uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları, görevde herhangi bir yetki farklılaştırması olmadan korunmuştur. Meslek kıdemi esas alınarak yapılan ücret düzenlemesi, tüm öğretmenlere unvan şartı aranmaksızın verilmelidir.”
“MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ’Nİ KABUL ETMİYORUZ”
Eğitim fakültelerinin suçlandığını belirten Esen, "Bu gerçek dışı bir iddia ve öğretmen yetiştiren kurumların itibarını zedelemektedir. Öğretmenlik mesleği, eğitim fakültelerinde edinilen beceri ve bilgiye dayalı bir uzmanlık mesleğidir. Bu anlayışı reddediyoruz" dedi. Ayrıca, kanun teklifinin güvencesiz istihdam biçimlerini yaygınlaştıracağını, hazırlık eğitimi adı altında yeni bir güvencesizlik basamağı ekleyeceğini kaydeden Esen, "Tüm öğretmenlere eşit ücret verilmelidir. Eğitim Fakülteleri suçlanıyor: Bu iddia gerçek dışıdır. mesleki güvence yok: Güvencesiz istihdam biçimleri yaygınlaştırılıyor. Öğretmen Yetiştirme Sistemi sapmıştır: Niteliksiz öğretmenler yetiştirilme riski var. Öğretmenlerin hakları görmezden gelinmiştir. Öğretmenin sosyal hakları yok sayılmıştır. Milli Eğitim Akademisi’ni kabul etmiyoruz!” tepkilerini sert bir şekilde gösterdi.
“ÖĞRETMENLİK DİPLOMASI ESASTIR, BAŞKA BİR YAPIYA İHTİYAÇ YOKTUR”
Esen, "Bu gerekçelerle bizler eğitim alanında örgütlü sendikalar olarak, yeniden TBMM gündemine getirilecek olan kanun teklifine itiraz ediyoruz" ifadelerini kullandı. Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sendikası, TEÇ-SEN ve Özel Sektör Öğretmen Sendikası olarak, öğretmenlerin hakları için mücadele edeceğini belirterek, “Öğretmenlik diploması esastır, başka bir yapıya ihtiyaç yoktur. ÇEDES gibi protokollerle öğretmenlik mesleği dışında bizlere dayatılan görevleri kabul etmiyoruz! Öğretmenler kanunda belirtilen asli görevlerini yapmalı, kanunlarda açıkça yazdığı gibi okullarda öğretmenler dışında hiç kimse eğitim öğretim hizmeti vermemelidir. Disiplin hükümleriyle baskılanmak istemiyoruz! Haklarımızı kısıtlayan ve bizleri keyfi ceza uygulamalarıyla baş başa bırakacak olan her türlü düzenlemeye karşıyız. Özel sektör öğretmenlerinin ücretleri güvence altına alınmalıdır! Taban maaş yasasıyla, kamu-özel farkı ortadan kaldırılmalıdır. Güvencesiz istihdamı reddediyoruz! Ücretli, sözleşmeli değil, kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır. Meslek Kanunu’nda haklarımız ve taleplerimiz olmalıdır! Bu teklif, sadece görev ve sorumluluklardan bahsederken, öğretmenin haklarını ve taleplerini görmezden geliyor. ÖMK kanun taslağı gerek hazırlanış biçimi gerekse sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan çok uzaktır. Öğretmenlik mesleği gibi 17 milyonu aşkın öğrencinin eğitim hakkını ve bir milyonun üzerindeki öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını böylesine sığ ve dar bir çerçevede düzenlemekte ısrar etmek doğru değildir” diye vurguladı.
“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI SESİMİZİ DUYMALI”
Eğitim emekçilerinin ortak basın açıklamasını sonlandıran Esen, ”MEB gerçek bir meslek kanunu hazırlamak istiyorsa ILO ve UNESCO ortak belgesi olan; ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ metni esas alınmalıdır. Sadece öğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik, özlük haklarını iyileştirmek amaçlanmalı, mevcut hakları koruyan, eşit işe eşit ücret ilkesine dayanan, adil ve kapsayıcı bir meslek kanunu hazırlanmalıdır. Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı sesimizi duymalı, taleplerimize kulak vermelidir” sözleriyle MEB’e çağrıda bulundu.
Kaynak: Haber Merkezi