Eskişehir Yaş Sebze ve Meyve Üreticileri Birliği Başkanı Yıldıran Kılıç, yıl sonu değerlendirmesi yaparak, Eskişehir'deki tarımsal üretimde yaşanan sıkıntıları ve ihracatla ilgili durumu detaylı bir şekilde açıkladı. Kılıç, üreticilerin yüksek girdi maliyetleri ve plansız üretim nedeniyle büyük zorluklar yaşadığını vurgularken, denetim eksikliği ve aracıların piyasadaki rolünün fiyatlara olumsuz yansıdığını ifade etti.
"Ürün tarlada kaldı"
2024 yılını değerlendirirken üretim planlamasındaki eksikliklerin yarattığı sorunlara dikkat çeken Kılıç, “Bu senemiz sıkıntılı geçti. Özellikle Eskişehir'deki üreticiler biliyorsunuz ben de kendim de birebir üretim yapıyorum. Üretici açısından çok problemli geçti. Vatandaş açısından da problemli oldu. Üretici olarak girdilerimiz çok yüksek. Bir üretim planlaması olmadığı için çok saçma sapan tam bir ekim dikim var şu anda. Örneğin memleketin yüz ton domatese ihtiyacı varsa, bu sene üretici bir milyon ton. Ürün tarlada kaldı. Giden ürünlerde üreticiden çok ucuza çıktı” dedi.
"Üretici 5-7 liraya satarken, tüketici 40-50 liraya alıyor"
Piyasadaki fiyat farklarına ve denetim eksikliğine de değinen Kılıç, “Bizim burada mesela 5-7 liraya çıkardığımız domates, İstanbul gibi bir metropolde çok ilginçtir ki 40-50 liraya satılıyor. Kesinlikle işçilik, nakliyeyle anlatılır bir durum değil. Burada bir denetim eksikliği var. Müthiş bir kayıp kaçak var. Bunu da aradaki aracılar yapıyor. Komisyoncu değil. Hükümet dört beş yıldır hal yasasından bahsediyor. Diyorlar ki biz halciyi aradan çıkarıyoruz. Üreticiyle halci bu işin mihenk taşıdır. Üretici kadar halcide önemlidir ama halci komisyonculuk yapıyorsa, aradaki aracıların devreden çıkarılması çok önemli. Bu yıl hem üretici zarar etti, hem devlet zarar etti. Vatandaş en büyük zararı etti. Kim kazandı derseniz, aracılar kazandı” diye konuştu.
Eskişehir’in ihracat potansiyeli hakkında bilgi veren Kılıç, “Eskişehir'deki yetiştirdiğimiz ürünlerden bildiğim kadarıyla belki birkaç kişi olabilir. Bireysel üretim yapan arkadaşlar var. Ancak ihracat konusunda, Eskişehir rakım itibariyle yüksek yer olduğu için 12 ay sürekli sebze üretimi yok burada. Yazlık mahsullerimiz var. Bir 5-6 ay içinde ekiyoruz, üretiyoruz, satıyoruz. Kışın da kışlık mahsullerimiz var, 12. ayda zaten sezon biter. Seralarda marul, maydanoz üretimi devam ediyor. Eskişehir'in ben bildiğim kadarıyla ihracatta bir payımız yok. Eskişehir zaten ihracata uygun değil. Daha çok iç pazara yöneliyoruz” dedi.
"Vatandaşlarımızın yüreği rahat olsun"
Kılıç, ihracat ürünlerinin geri dönüşleriyle ilgili yanlış anlaşılmalara da açıklık getirerek, “İhracattan dönen ürünlerin imha edildiğini çok iyi biliyorum. Bazen pazarlarda bilmiyorum. Sen pazardan çıkan ihracat fazlası derler. Bunu bizim vatandaşlarımız yanlış algılıyor. İhracat fazlası şu demektir. Mal toplanır. Belirli bir kalitesi ayrılır, ihraç edilir. Ondan kalan ufak bir çıkma dediğimiz ya şekilsiz olanlar ihracat fazlası olarak iç pazarlara dağıtılır. Yani daha doğrusu halden oradan alır, vatandaşı esnaf getirir, burada satar. İlaç yönüyle pestisit kalmış olup da geriye dönen ürünlerin pazarda satılmadığını çok iyi biliyorum. Bunu maalesef belirli bir kesim malzeme olarak kullanıyor. Etik bir şey değil. Vatandaşı da yanlış bilgilendiriyorlar. O yönden vatandaşlarımızın yüreği rahat olsun. Öyle bir sıkıntımız yok bizim. Bizim üyelerimizden belki en fazla 3-4 kişi ciddi anlamda ceza yediler. Hiçbirinin arkasında durmadık. ’Kaliteli ilaç kullanın, elinizden geldiği kadar ilaç sıklığını düşürün. Ürün pazara çıkmadan önce belirli kurallara mutlaka uyun diye” sürekli telkinlerde bulunuyoruz. Tarım İl Müdürlüğü’nden gelip hem bahçeden hem de semt pazarlarından numune alıyorlar. Biz bunu çok iyi biliyoruz İş o kadar ciddi, imhaya kadar gidiyorlar” ifadeleriyle konuştu.
Kaynak: Haber Merkezi