Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, belediyelere gerçekleştirdiği ziyaretlerde belediye çalışanlarının sorunlarını, asgari ücret tartışmalarını ve merkezi iktidarın belediyelere yönelik tutumunu değerlendirdi.
Eskişehir’de belediye çalışanlarıyla ilgili büyük bir sorun yaşanmadığını ifade eden Yurdakul, “Öncelikli konumuz, Eskişehir’de, Büyükşehir’de ve Odunpazarı’nda çalışan arkadaşlarımızın sorunlarıdır. Bugüne kadar Eskişehir’de çok önemli bir sorunumuz olmadı. Belediye başkanlarımız ve biz çalışanlar, bir aile olarak daha iyi nasıl hizmet ederiz ve şehri daha iyiye nasıl götürürüz, bunları konuşacağız. Türkiye’deki olumsuzluklar da bizi etkiliyor. Merkezi iktidarın "belediyeleri silkeleyin" sözlerinden en büyük zararı başta çalışanlar olarak biz görüyoruz. Belki Eskişehir’e bu durum henüz ulaşmadı ama Türkiye’nin birçok yerinde olumsuz anlamda bunları yaşıyoruz ve bize yaşatıyorlar. Bunların üstesinden hep birlikte nasıl geliriz, bunları konuşacağız. Nihayetinde belediyeler de Türkiye’de siyasetle şekilleniyor. Biz de bundan uzak kalamayız. Siyaset yapalım anlamında söylemiyorum ama bu siyasetin olumsuzluklarını hep birlikte nasıl ortadan kaldırırız, bunu konuşacağız. Nihayetinde hep birlikte bu ülkede yaşıyoruz. Olumlu durumlar bizi çok etkilemiyor ama olumsuzlukların büyük faturası bu ülkede işçilere ve emekçi halk kesimine kesiliyor” şeklinde konuştu.
Asgari ücret tartışmalarına da değinen Yurdakul, sisteminin köklü biçimde değişmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu asgari ücret meselesi en kökünden halledilmelidir. Bu ülke her dönem, her yıl milyonlarca insanımızı ilgilendiren asgari ücreti tartışıyor. Bir dönemler ben de çalışma hayatını temsilen asgari ücret komisyonuna katıldım. Oralarda neler olduğunu biliyorum. İnanın asgari ücreti ne işçi kesimi ne de işveren kesimi belirliyor. Asgari ücreti bugünkü iktidar belirliyor. Keşke Sayın Cumhurbaşkanımız, işveren temsilcisine "İşverenler elini taşın altına koymalı" demek yerine, "Asgari ücret 45 bin TL ya da 50 bin TL’dir" diyerek noktayı koysaydı her şey elindeydi. Bu sistem değişmeli ve teknik altyapıları oluşturularak bilimsel hale getirilmelidir. Nihayetinde asgari ücret, bir geçim ücreti olacak şekilde düzenlenmelidir. Bizim bugünkü tavsiyemiz bir ailedeki bir yetişkinin ve bir çocuğun bilimsel olarak geçim maliyetlerinin hesaplanıp asgari ücret olarak yasallaşmasıdır. "25 bin mi olacak, 28 bin mi olacak, 30 bin mi olacak?" tartışmaları bitsin. Geçmişte Hacettepe Üniversitesi Beslenme Kalıpları ile birlikte İstatistik Enstitüsü bu verileri hesaplayıp komisyona gönderirdi ancak iktidar bunu hiçbir zaman kabul etmedi. Bunun yasallaşması ve asgari ücret tartışmasının Türkiye’de kapanması lazımdır” ifadelerini kullandı.
“"Belediyeyi Silkeleyin" Dediğinizde, Halkı Silkeleyin Demiş Oluyorsunuz”
Türkiye’deki ekonomik ve sosyal sorunların ana kaynağının siyaset olduğunu dile getiren Yurdakul, “Sayın Cumhurbaşkanımız siyasi rekabet uğruna belediye başkanlarını hedef alıyor. Bu belediye başkanları uzaydan gelmedi, onları halk seçti. Burası Eskişehir halkının belediyesidir şahsın belediyesi değildir. Siz "belediyeyi silkeleyin" dediğinizde, halkı silkeleyin demiş oluyorsunuz ve zararı halk ile çalışanlar görüyor. Siyaset bu anlamda Türkiye’de doğru yapılmıyor. Eğer doğru yapılsaydı zaten bu durum belli olurdu. Türkiye’de "Ben mutluyum" diyen kesim %5’in dışına çıkmaz. Belki 17 milyon insan eder ama ülkeyi gerçekten sömüren bir kesim mutludur. Biz emekçi halkın mutlu olmasının mümkün olmadığını söylüyoruz. Türkiye’de neler yaşandığını bizden daha iyi biliyorsunuz. Bu olumsuzlukların ana kaynağı siyasettir” şeklinde konuştu.