“Çocuklarımızın geleceği tehlikede”

DİSK Bölge Temsilcisi Zeynep Kaya, "Tehlikede olan sadece tutuklanan ve görevden alınan siyasetçiler değildir. Tehlikede olan soframızdaki ekmektir, çocuklarımızın geleceğidir. Tehlikede olan demokrasidir, cumhuriyettir” dedi.

15-16 Haziran olaylarının yıldönümü nedeniyle DİSK Bölge Temsilcisi Zeynep Kaya sendika binası önünde açıklamalarda bulundu.

Düzenin tüm çarklarının emeği ucuzlatmak için döndüğünü ifade eden Kaya, zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yapmaya yönelik adaletsiz politikalar insafsızca uygulandığını dile getirdi. Kaya, “Emeği ucuzlatmak uğruna, Türkiye İstatistik Kurumu dahi suç işlemeyi göze alarak mahkeme kararlarına rağmen enflasyon sepetine yönelik sansür uygulamaya devam ediyor. Emeği ucuzlatmak uğruna, Türkiye dünyada işçi haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasındaki yerini koruyor. Emeği ucuzlatmak uğruna, işverenlerin sendikal hakları gasp etmesine seyirci kalınıyor, ILO sözleşmeleri göz göre göre çiğneniyor, barajlarla, türlü türlü hilelerle işçilerin sendikalaşması engelleniyor. Grevler övüne övüne yasaklanıyor. Sendikalaşmanın önündeki engellerle Türkiye işçi sınıfının yarısından fazlası asgari ücrete mahkûm ediliyor, asgari ücret ise bile isteye enflasyona ezdiriliyor. 2025’in ilk beş ayında enflasyon tüm emek gelirlerinden 200 milyar TL’yi eritmişken, asgari ücretlinin cebinden 3336 TL enflasyon yüzünden eksilmişken, asgari ücrete ara zam yapılmıyor. Sermaye için vergi cenneti olan ülkemizde Mayıs 2025’te tüm ücret düzeyleri sanki zenginleşmişiz gibi yüzde 20’lik bir üst vergi dilimine giriyor. Gelirde adaletsizlik, vergide adaletsizlik ile perçinleniyor” diye konuştu.

“Tehlikede Olan Demokrasidir, Cumhuriyettir”

Emeği ucuzlatmak uğruna, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri maliyet unsuru olarak görüldüğüne dikkat çeken Kaya, işçiler önlenebilir iş kazalarında yaşamdan koparıldığının altını çizdi. Kaya, “Emeği ucuzlatmak uğruna, emekliler sefalete mahkûm edilerek çalışma yaşamına devam etmeye zorlanıyor. İktidar politik rakiplerini bertaraf etmek için ülkenin döviz birikimini çarçur ederken, faizleri yüksek tutarken ekonomi yavaşlıyor, işsizlik oranları hızla artıyor. Bu adaletsiz politikalarıyla toplumsal desteğini her gün daha fazla yitiren iktidar, ayakta kalmak için siyasi rakiplerini yargı yolu ile bertaraf ediyor. Halkın iradesine saygı göstermediğini her gün ama her gün göstermeye devam ediyor. Grev hakkı, sendikalaşma hakkı, gösteri hakkı, ifade özgürlüğünden sonra seçme ve seçilme hakkımıza da el uzatılıyor. Ama işçi sınıfı şu gerçeğin farkındadır: Seçme ve seçilme hakkı, son kalemizdir. Demokrasi ve Cumhuriyet hangi siyasi görüşten olursa olsun tüm işçilerin, emekçilerin, emeklilerin kırmızıçizgisidir. Seçme ve seçilme hakkının darbe yediği bir ortamda ülkeyi yönetenler sadece kendilerine ve bir avuç ayrıcalıklı kesime çalışır. Demokrasi işçinin ekmeğidir. Siyasi rekabetin güdümlü yargı operasyonlarıyla ortadan kaldırıldığı bir ortamda yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik büyür. Tehlikede olan sadece tutuklanan ve görevden alınan siyasetçiler değildir. Tehlikede olan soframızdaki ekmektir, çocuklarımızın geleceğidir. Tehlikede olan demokrasidir, cumhuriyettir. Tehlikede olan 85 milyon insanıyla bu ülkedir. Tek kişinin ağzından çıkan her sözün ferman kabul edildiği, kimsenin karşısına aday çıkamadığı, kimsenin hakkını hukukunu arayamadığı bir düzen hepimiz için büyük bir tehdittir. Demokrasiyi, Cumhuriyet, toplumsal barışı ve kardeşliği tehdit eden bu girişimleri püskürtmek hepimizin ortak görevidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve bugün milletin çok büyük bir çoğunluğu işçilerdir, emekçilerdir. Kimse kendini çok güçlü sanmasın: İşçilerden, emekçilerden, emeklilerden, gençlerden, kadınlardan, kısacası halktan büyük bir güç yoktur. İşte bu nedenle Türkiye işçi sınıfı DİSK çatısı altında birleşmeye, 15-16 Haziran direnişinin izinde mücadeleye çağırıyoruz” sözlerini kaydetti.

Kaynak: Haber Merkezi

Güncel Haberleri