AHPADİ Kadın Hakları Komisyonu Sözcüsü Av. Selin Özdemir Altuğ, “Sorun; Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş. aracılığıyla Kızılay’ ın çadır satması olayında sorun AHBAP’a, Türk Eczacılar Birliğine ya da başkasına parayla çadır satılması değil, Kızılay’ın deprem anında, elindeki tüm olanakları seferber ederek depremden etkilenen herkese en kısa zamanda sığınacak bir yer, sıcak bir aş, acil tıbbi malzeme sağlaması, bu kapsamda tüm çadırlarını bölgeye göndermesi gerekirken, elindeki çadırların bir bölümünü parayla satacak kadar gözünü parayla açıp parayla kapatan yöneticilerle yönetilmesidir” diye belirtti.
Haber
Eskişehir Cumhuriyet Güç Birliği Bileşenleri Temsilcileri, Adliye önünde Türk Kızılay’ın bir iştiraki olan Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş’nin AHBAP ve Türk Eczacıları Birliği’ne (TEB) çadır satmasına tepki göstererek, konunun takipçisi olacaklarını göstermek amacıyla sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.
“ÇADIR SATIŞI SKANDALIYLA SARSILDIK”
Eskişehir Cumhuriyet Güç Birliği Bileşenleri Temsilcileri adına konuşma yapan, AHPADİ Kadın Hakları Komisyonu Sözcüsü Av. Selin Özdemir Altuğ, “Bizler, yurttaşlarımızın yaşadığı acının yalnızca onların olmadığını, Türk milletine hatta Dünyaya sirayet ettiğini görürken, Ülkemizin 10 ilini, 100’den fazla İlçesini, 13,5 milyon insanı etkileyen, resmi kayıtlara göre 45 bin kişinin ölümüne, yüzbinlerce insanın yaralanmasına, barınmasız kalmasına, göç etmesine neden olan felaketin acılarını sarmaya çalıştığımız şu günlerde, Türk Kızılay’ı Derneğinin neden olduğu “çadır satışı” skandalıyla bir kez daha sarsıldık.” dedi.
“VATANDAŞLAR MAĞDUR OLMUŞ, KAMU ZARARA UĞRATILMIŞTIR”
Yaşanılan afetin hemen sonrasında, elindeki tüm imkanlarla, zaman geçirmeksizin afet bölgesinde yer alması, her türlü imkanını etkilenen vatandaşların hizmetine sunması gerektiğini ancak, kamuoyuna yansıyan bilgilerden Kızılay’ın iştiraki olan Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş.’ nin elindeki çadırların bir bölümünü çadır bekleyen insanlara ulaştırmak yerine AHBAP ve Türk Eczacılar Birliğine para ile sattığı, bu satışın Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık’ın bilgisi ve onayıyla yapıldığı ortaya çıkmış durumda olduğunu dile getiren Altuğ, “Bölgeden gelen bilgiler, televizyonların, gazetelerin, haber sitelerinin verdiği haberler, deprem sonrası çadırların geç ulaştığını ve hatta halen çadıra erişememiş insanlarımızın olduğunu ortaya çıkarmıştır. Çadırların geç ulaşmasından ya da hiç ulaşmamasından vatandaşlarımız mağdur olmuş, kamu zarara uğratılmıştır” şeklinde konuştu.
Altuğ, “Halbuki, Türk Kızılay’ı Dernek Tüzüğünün 7. Madde 4.fıkrasında düzenlenen “Afet ve güvenli yaşama ilişkin görevleri” başlıklı c bendinin 1.cümlesinde; "Ulusal ve uluslararası alanda afet ve acil durum hallerinde; kamu otoriteleri ve Uluslararası Kızılhaç-Kızılay Hareketi unsurlarıyla koordinasyon içerisinde müdahale, erken dönem iyileştirme, iyileştirme ve yeniden inşa safhalarında beslenme, gıda, barınma, sağlık ve hijyen alanlarında insani yardım ve hizmet sağlar, eğitim verir, toplumsal ve fiziksel kapasite geliştirir." Düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenleme uyarınca Türk Kızılay’ı Derneği, afet hallerinde hiçbir kurumdan emir ve talimat beklemeksizin, kabul ettiği bağışlar ve iştirakleri vasıtasıyla ürettiği yardım malzemelerini afet bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakla görevli ve sorumludur.” ifadelerini kullandı.
“HUKUKİ GÖREVLERİNE UYGUN HAREKET ETMEDİLER”
Kızılay ve İştiraki Yöneticilerinin, hukuki görev ve sorumluluklarına uygun hareket etmediklerini vurgulayan Altuğ, “Sorun; Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş. aracılığıyla Kızılay’ ın çadır satması olayında sorun AHBAP’a, Türk Eczacılar Birliğine ya da başkasına parayla çadır satılması değil, Kızılay’ın deprem anında, elindeki tüm olanakları seferber ederek depremden etkilenen herkese en kısa zamanda sığınacak bir yer, sıcak bir aş, acil tıbbi malzeme sağlaması, bu kapsamda tüm çadırlarını bölgeye göndermesi gerekirken, elindeki çadırların bir bölümünü parayla satacak kadar gözünü parayla açıp parayla kapatan yöneticilerle yönetilmesidir.” diye belirtti.
“KIZILAY YÖNETİCİLERİ YARGILANMALIDIR”
Bu zihniyet rantçı, fırsatçı yönetim yaklaşımının ülkemizin her kurumunu nasıl zehirlediğinin bir göstergesi ve görevini kötüye kullanan sorumsuz bir yönetim anlayışının dışa vurumu olduğunun altını çizen Altuğ, “Bu kapsamda, Kızılay yöneticileri, Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesince yargılanmalıdır. Deprem sonrasında parayla çadır satışı ve neden olduğu zararlar birlikte değerlendirildiğinde Kızılay’ın bu eylemi, Türk Ceza Kanunu’nun 257.maddesinde düzenlenen "Görevi Kötüye Kullanma Suçu" nun tipik örneğini oluşturmaktadır. Bu suçun temel cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olduğu gibi işlenen suçun soruşturulması şikâyete bağlı olmayıp Cumhuriyet Savcılarınca resen soruşturulması da gerekmektedir. Ancak biz Eskişehir Cumhuriyet Güç Birliğini oluşturan bileşenler olarak, Cumhuriyet Savcılarımızı göreve davet etmek ve Milletimiz adına konunun takipçisi olacağımızı göstermek amacıyla sorumlular hakkında suç duyurunda bulunuyoruz.” dedi.
Altuğ, “Bu bağlamda, Cumhuriyet Savcılarını, sorumlu olan Kızılay Genel Müdürü Kerem KINIK ile Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş.’ nin yöneticileri hakkında derhal soruşturma başlatmaya, İçişleri Bakanlığını ise Kızılay Genel Müdürü Kerem KINIK ile Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş.’ nin Yöneticilerini ivedi olarak görevden almaya davet ediyor, kamuoyuna saygılarımızı sunuyoruz.” diye konuştu.