Eskişehir’de bir kedi ağaca asılı bulundu. Yaşanan olaya dikkat çekmek ve tepki göstermek amacıyla Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu açıklama gerçekleştirdi.
Eskişehir Barosu Hizmet binasında gerçekleştirilen açıklamayı Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Ozan Akbe yaptı. Eskişehir’de bir kedinin ağaca asılı halde bulunduğunu kaydeden Akbe, yaşanan olayın tek başına dahi yeterince sarsıcı olduğunu, ülke genelinde benzer şiddet olaylarının her geçen gün arttığına dikkat çekti.
Akbe, “Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak, söz konusu olayla ilgili suç duyurusunda bulunacağımızı ve sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna açıkça bildiriyoruz. Bugün yaşadıklarımızı yalnızca bireysel şiddet vakaları olarak değerlendiremeyiz. 2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe giren yasa değişikliğiyle birlikte, hayvanların yaşam hakkını yok sayan, kısırlaştırmayı neredeyse imkânsız hale getiren ve kamuoyunda kutuplaşmayı derinleştiren bir dönem başlamıştır. “Yerinde yaşatma” ilkesinin kaldırılması, sorunu çözmek bir yana, büyütmüştür. Kısırlaştırma oranlarında yaşanan yaklaşık yüzde 90’lara varan düşüş, özellikle kırsaldaki hayvan popülasyonunun artmasına neden olmuştur. Bu artış, hayvanların refahını tehlikeye atarken aynı zamanda insan-hayvan çatışmasını da körüklemiştir. Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak bu süreçte Valilik, belediyeler ve Veteriner Hekimler Odası’yla sürekli temas halindeyiz. Şehrimizdeki uygulamaların, diğer illere örnek oluşturmasını hedefliyoruz. Bu kapsamda, geçmişte yaşanandan çok daha öncelikli ve etkili bir çözüm olan kısırlaştırma seferberliğinin acilen başlatılması gerektiğini yineliyoruz. Öte yandan bu yasa, yalnızca idari bir düzenleme değil, toplumsal algının şekillenmesinde de etkili bir kırılma yaratmıştır. Hayvanlara yönelik sosyal medya kaynaklı nefret dili artmış, şiddet içerikleri olağanlaştırılmış ve bireysel saldırılar cesaretlendirilmiştir. Bu durum, yalnızca hayvanların değil, toplumun da huzurunu tehdit eder hale gelmiştir. Bu noktada altını çizmek isteriz: Doğanın dengesiyle bu kadar pervasızca oynamanın bedelini yalnızca hayvanlar değil, eninde sonunda insanlar da ödeyecektir. Doğadan bu denli kopuk bir bakış açısı, orta ve uzun vadede telafisi olmayan sonuçlara yol açacaktır. Ekolojik dengenin bozulması, yalnızca bir çevre meselesi değil, insanın kendi varoluşuna karşı da bir tehdit oluşturmaktadır. Yaşananlar, yasa değişikliğinin bir an önce gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Hayvanların yaşam hakkı, anayasal güvence altına alınmalı ve bu doğrultuda bütüncül bir mevzuat yeniden şekillendirilmelidir” diye konuştu.
“Bizim Güvenliğimizi Tehdit Ediyor”
Yaşanan olayların çözümüne yönelik taleplerini sıralayan Akbe, 2 Ağustos 2024 tarihli yasa değişikliğinin iptali ve “yerinde yaşatma” ilkesine geri dönülmesi gerektiğini aktardı. Akbe, “Bilimsel temelli, yaygın ve sürdürülebilir bir kısırlaştırma seferberliğinin başlatılmalıdır. İl Hayvan Koruma Kurullarının bilimsel ve hukuki esaslara uygun kararlar almasının sağlanmalıdır. Barınak koşullarının iyileştirilmesi ve keyfi toplu hayvan itlaflarının engellenmelidir. Boğa, deve güreşi gibi hayvana eziyet içeren etkinliklerin yasaklanmalıdır. Hayvanat bahçeleri ve yunus parklarının, doğal yaşam hakkına aykırı tüm yapıların kapatılmalıdır. Avcılığın, “yaşam hakkı ihlali” kapsamında değerlendirilerek tamamen yasaklanmalıdır. Hayvanlara yönelik işkence, kötü muamele ve öldürme vakalarında etkin soruşturma ve caydırıcı cezai yaptırımların uygulanmalıdır. Merdiven altı üretim ve yasa dışı hayvan ticaretiyle mücadeleye yönelik denetim ve yaptırımların artırılmalıdır. Tüm bu düzenlemelerin hukukçuların bilim insanlarının veteriner hekimler ve sivil toplum örgütleriyle birlikte hazırlanmalıdır. Hayvanlara karşı işlenen her şiddet vakası, sadece onların değil, bizim de güvenliğimizi tehdit etmektedir. Bu nedenle artık her kurumun, her yurttaşın, bu sorumluluğu görmesi ve taşın altına elini koyması gerekmektedir” sözlerini kaydetti.