Eskişehir Eczacı Odası Başkanı Çelik: Ayrımcılıklara son verilmelidir

Modern eczacılığın 186. Yılı nedeniyle 9. Bölge Eskişehir Eczacı Odası tören düzenledi.

Modern eczacılığın 186. Yılı nedeniyle 9. Bölge Eskişehir Eczacı Odası Vilayet Meydanı’nda tören gerçekleştirdi. Vilayet Meydanı’ndaki tören Atatürk Anıtı’na çelenk sunulmasıyla başladı. Çelenk sunumun ardından saygı duruşu yapıldı, İstiklal Marşı okundu.

Törende günün anlam ve önemine dair konuşmayı 9. Bölge Eskişehir Eczacı Odası Başkanı Mustafa Çelik, yaptı.

Bu yıl temalarının “Sağlık Uzakta Değil, Eczacınla Yanında” olarak belirlediklerinin altını çizen Çelik “Hastaların en yakın sağlık danışmanlarının eczacılar olduğunu vurgulamakla kalmıyor, güven unsurunun da altını bir kez daha çiziyoruz. Gelişen teknoloji ve erişim olanakları sayesinde hemen her ürüne, çok hızlı ulaşılıyor. Ancak bu ürünlerin güvenilir olup olmadığı çoğunlukla sorgulanmıyor. Özellikle pandemi döneminin etkisiyle sosyal medya ve e-ticaret kanalları yaygınlaştı. Bu alanın yeterince denetlenememesi ise sahte ve kontrolsüz ürünlerin piyasada hızla çoğalmasına neden oldu. Sahte ilaçlar, küresel ölçekte ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Uluslararası kuruluşlar tarafından bu alanda rapor edilen toplam suç sayısı 2021'e göre yüzde 38'lik bir artış göstermiştir. Bu tehditle mücadele için ne gerekiyor? Öncelikle güçlü yasal düzenlemeler gerekiyor. Ülkemizde Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun uyguladığı İlaç Takip Sistemi gibi etkin teknolojik çözümler gerekiyor. Çünkü İlaç Takip Sistemi her bir ilaç kutusuna ayrı bir kimlik vererek üretimden son kullanıcıya kadar izlenmesini ve ilaç güvenliğini sağlıyor. Bu aynı zamanda şu anlama da geliyor; Eczanelerden aldığınız ilaçlar her zaman kayıtlı, her zaman orijinal ve her zaman güvenilirdir. İlaç temininde güvenli ve yasal tek adres Eczanelerdir” ifadelerini kullandı.

“Çok Ciddi Yan Etkilere Yol Açabilir”

Son yıllarda vitamin, mineral ve bitkisel ürünler konusunda halk sağlığını tehdit eden çok ciddi bir tabloyla karşı karşıya olunduğunun altını çizen Çelik, söz konusu ürünlerin hiçbir güvenlik bariyeri ve denetim mekanizması bulunmayan internet ortamlarında ve zincir marketlerde satılmasını eleştirdi. Çelik, “Sosyal medya fenomenleri tarafından reklam yolu ile tüketimlerinin körüklenmesi son derece tehlikelidir. Yapılan bilimsel çalışmalar, internetten satılan bu tarz ilaç benzeri ürünlerin, etiketinde yazan içeriğe de sahip olmadığını gösteriyor. Hatta bazılarında hiç olmaması gereken zararlı ve yasaklı maddelerin bulunduğunu ortaya koyuyor. Aslında vitamin, mineral ve bitkisel ürünlerin de ilaçlar gibi iyi üretim uygulamaları olan, uluslararası standartlara uygun, güvenli tesislerde üretilmesi gerekiyor. Ayrıca 'doğal' veya 'bitkisel' olarak ifade edilen bu ilaç benzeri sağlık ürünlerinin de bilimsel veriler ışığında kontrollü bir şekilde kullanılması gerekiyor. Yüksek dozda alınan bir vitamin veya bilinçsizce kullanılan bir bitkisel takviye; özellikle anne adayları, çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan vatandaşlarımız için çok ciddi yan etkilere yol açabilir. Daha da önemlisi, bu ürünler, hastalarımızın kullandığı diğer ilaçlarla etkileşime girerek tedavilerini olumsuz etkileyebilir, beklenmedik sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle vitaminler, mineraller ve bitkisel ürünler hekim tavsiyesi ve mutlaka eczacı danışmanlığında kullanılmalıdır. Biz eczacılar, bu ürünlerin içeriğini, potansiyel risklerini, ilaçlarla ve gıdalarla etkileşimlerini bilen, hastaya bu konuda en doğru bilgiyi ve danışmanlığı verebilecek sağlık profesyonelleriyiz. Bu, bizim mesleki sorumluluğumuz ve yetkinliğimizdir. Bir ürünün doğru dozunu, kullanım süresini belirlemek ve olası risklere karşı uyarmak eczacının uzmanlık alanıdır. Vitamin, mineral ve bitkisel ürünlerin Sağlık Bakanlığı kontrolünde ve sadece eczacı danışmanlığıyla eczanelerden halka ulaştırılması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz” diye konuştu.

“Ülkemiz, Kendi İlacını Üretme Kabiliyetini Artırmalıyız”

Dünyada yaşanan son gelişmelerin ilaç sektörünün de yeni bir döneme girdiğini işaret ettiğini söyleyen Çelik, ABD-Çin çekişmesinin küresel tedarik zincirlerinin aşırı merkezileşmesinin yarattığı riskleri açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Çelik, “ABD Başkanı Trump, dün ABD’de ilaç fiyatlarını yüzde 30 ila yüzde 80 oranında düşürecek kararnameye imza attığını duyurdu. Yaşanan ticaret savaşlarının ilaç sektörünün maliyetlerinin yükselmesine, tedarik zincirlerinin bozulmasına ve küresel ölçekte ilaca erişim sorunlarının baş göstermesine neden olacağı görülüyor. Bunun için her zaman söylediğimiz gibi ilaçta dışa bağımlılığı azaltmak ülkemizin stratejik, ekonomik ve sağlık politikalarının merkezinde yer almalıdır. Sağlık güvenliği, ekonomik güvenlik kadar önemlidir. Ham madde stratejisinden, Ar-Ge yatırımlarına, 3 ihracattan, eczacının rolüne kadar bütüncül bir yol haritası ortaya koymak durumundayız. Ülkemiz, kendi ilacını üretme kabiliyetini artırmak ve uluslararası rekabette yerini güçlendirmek zorundadır. Bunu başarabilmek için kamu, özel sektör ve meslek örgütleri olarak hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Yeni mezunlarımızın potansiyelini sağlık sistemimize tam olarak entegre etmek için yeni bir istihdam vizyonuna ihtiyacımız var. Kamu, özel sektör, hastaneler, ilaç endüstrisi ve dağıtım kanalları dâhil olmak üzere sağlık ekosisteminin tamamında eczacı sayısını stratejik olarak artıracak politikalar tasarlanmalıdır. Kamuda eczacı varlığının güçlendirilmesi, hastalarımızın daha nitelikli ve daha güvenli ilaç hizmeti almasının temelini oluşturacaktır. Aynı zamanda, ilaç endüstrisinde ilacın gerçek uzmanı olan eczacılarımızın hak ettiği yeri almasını sağlayacak ve inovasyonu teşvik edecek özel istihdam stratejilerinin geliştirilmesi kritik önemdedir” şeklinde konuştu.

“Ayrımcılıklara Son Verilmelidir”

Kamuda çalışan ve kamudan emekli olan eczacı meslektaşlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi ile hak kayıplarının telafi edilmesinin kendileri açısından öncelikli konu olduğunu kaydeden Çelik, “Sağlık ve tedavi süreçlerinin vazgeçilmez unsuru olarak, stratejik bir rol üstlenen kamu eczacılarının maruz kaldığı ayrımcılıklara son verilmelidir. Zor koşullar altında fedakârca görev yapan kamu eczacılarımız, hak ettikleri çalışma düzenine ve haklarına sahip olmalıdır. Aynı şekilde, kamudan emekli meslektaşlarımızın karşılaştığı mağduriyetler de ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır. En yakın sağlık danışmanınız eczacılar, özverili çalışmalarıyla sayısız hayatı koruyup, hastaların tedavilerine katkı sunmaktan onur duyar. İlaç söz konusu olduğunda, güvenin ve güvencenin simgesi eczacıdır” sözlerini kaydetti.

Kaynak: Haber Merkezi

Güncel Haberleri