Eskişehir’de icra dosyası sayısında tablo vahim

İcra dosyalarındaki artış ekonomik açıdan vahim tabloyu ortaya koydu. Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın Türkiye genelinde tablonun Eskişehir’deki karşılığını değerlendirdi.

Mahkemelerdeki icra iflas dosyası sayısı 24 milyon 441 bine yükseldi. Yılbaşından bu yana mahkemelerdeki dosya sayısındaki artış 2 milyon 185 bin oldu. Ortaya çıkan vahim tabloda Eskişehir’in durumu ile Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın değerlendirmelerde bulundu. Günaydın, “Ülke gündeminde çok ciddi biçimde bir icra dosyalarında artış olduğu verileri paylaşılıyor. Bunlar tabii sayısal bir veriden de öte, borç yükü altında olan insanların, milyonlarca insanın, ailenin, aslında işletmenin hikâyesi. Yani sadece bir sayısal veriden de öte, ciddi bir, sebeplerine baktığımızda ekonomik krizin, işsizliğin, bu enflasyonun, bu gelir adaletsizliğinin açıkçası göstergesi, bir toplumsal alarm olarak görüyoruz bu sayısal verileri. Burada tabii icra daireleri neyi sağlıyor? Alacaklıyla borçlunun arasında dengeyi korumak ve alacağını tahsil etme noktasında devletin gücünden yararlanmayı ifade ediyor icra dosyalarıyla ilgili. Ama göstergeler o ki, sayının çok artması ve bunların tahsil kabiliyetinin olmayışı ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Bir toplumsal ve ekonomik huzursuzluğun, toplumsal yapıdaki çöküşün, ekonomik sıkıntıların da göstergesi. Eskişehir'e de baktığımızda bu bahsettiğiniz sayılar anlamında, Eskişehir'deki derdest dosya sayısı 270 binin üzerinde icra dairelerindeki icra dosyası sayısı. 37 tane de iflas dosyası mevcut şu an derdest anlamında. Eskişehir ölçeğinde bu sayı da oldukça fazladır” diye konuştu.

“Alacaklıyla Borçlunun Dengesi Korunmalı”

İcra dosyalarının ulaştığı sayıdan çok fazla kişinin etkilendiği bir durumun ortaya çıktığını belirten Günaydın, vatandaşların birilerine kefil olurken dikkatli olması gerektiğini kaydetti. Günaydın, “İcra dosyalarındaki artış göstermekte ki, gerçekten ekonomik zorluk içinde olan bireylerin bu borçları ödeyememesi, ama bir yandan da işletmelerin ve birçok aileyi etkileyen, hani bu sayısal dediğim gibi rakam 270 bin ama bunu etkileyen aile çarpanı çok daha fazla. Bazı durumlarda borçlular aynı borçlular olabilir çünkü bir borçlu borcunu ödeyemiyorsa, işte faturasını da ödeyemiyordur, elektrik faturasını da ödeyemez ya da başkasından aldığı bir borcu da ödeyemez hâle geliyor. Dolayısıyla aslında burada bir adalet sisteminin, onarıcı adalet olarak karşımıza çıkması lazım. Alacaklıyla borçlunun dengesini koruyucu bir yapının ortaya çıkması lazım. Tabii ki ciddi bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. En çok borçluların yani kredi, kredi kartı ödemesine çünkü bir alım gücünün olmayışı, bu rakamların ağırlıklı olarak bankalara ve daha çok alım, yani mal alımı ya da hizmet alımında ödeyememe durumundaki hâllerde karşımıza çıktığını görüyoruz. Kefillik hukukta çok önemli bir nokta. Yani kefili gerçekten kefil olmak demek bu borcu asıl borçlu ödeyemezse ben öderim demektir. Dolayısıyla kefil olmadan 3 kere 5 kere düşünmek gerekir. Kefillik sonunda başka şeyleri beraberinde getirebilir. Dolayısıyla kefil olma iradesini hukuki kavram olarak çok doğru kullanmak lazım. Çünkü bir borçluyla beraber kefile de aynı borçlu gibi icra takibi yapılır ve bu borçtan kefil de borçlu gibi, asıl borçlu gibi sorumlu olmaktadır” sözlerini kaydetti.

Güncel Haberleri