Aile hekimleri ve sağlık çalışanları, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı ülke genelinde Ocak 2025’te yeniden iş bırakma eylemi yapacak. Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Başkanı Dr. Nazan Aksaray, yapılan açıklamada, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) ve diğer sağlık meslek örgütlerinin desteğiyle eylemin gerçekleştirileceğini belirtti. 6-10 Ocak 2025 tarihleri arasında aile sağlığı merkezlerinde, 8 Ocak 2025 Çarşamba günü ise ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarında iş bırakılacağını duyurdu.
"SAĞLIK İŞ KOLUNDA ÜST ÜSTE ALINAN İLK EYLEM KARARI”
SES Eskişehir Şube Bülent Yıldırım, eylemle ilgili konuşarak, “İş bırakma kararı tekrar alındı. Daha önce sağlık iş kolunda bu kadar üst üste uzun süreli eylem kararı alınan ilk durum olduğunu söyleyebiliriz buna. Sağlık Bakanlığı’nın bu eziyet yönetmeliğine karşı tutarsız ve duyarsız tutumları dışında, şu anda fiilen Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışanları hak edişlerin de azalma mevcut yeni yönetmelik kapsamında. Bu azalma da aynı zamanda 6 ay içerisinde daha da düşecek. 6 ayda bir hekime gitme, kayıt alma, muayene olma gibi bir şart getirildiği için, hastanın bu süreçte Aile Sağlık Merkezine gitmemesi durumunda puan düşecek. Mevcut durumda geliri düşen genç nüfusa kayıtlı ile hekimlerinin puanları daha da düştü. Aile hekimlerinin yanında çalışan sağlık emekçilerinin maaşları da düştü. Hastayı topyekun bir birey olarak kabul etmek yerine, yaşlı, genç, kronik hasta, hastalığı olmayan şeklinde sınıflandırmalara ayırdığı bir düşüş söz konusu” dedi.
"HEKİMLERİ İŞ BIRAKSA NE OLUR? DEDİLER”
Yeni yönetmelikle ilgili herhangi bir geri adım atılmadığını belirterek, Sağlık Bakanı Yardımcısı’nın sağlık çalışanlarını değersizleştiren açıklamalarına dikkat çeken Yıldırım, “Yönetmelikle ilgili bir geri adım atma söz konusu olmadı. Tam tersi yönde sağlık çalışanların değersizleştiren, onları önemsiz gösteren Sağlık Bakanı Yardımcısı’nın basına yansıyan tepkileri var. İyileştirmenin aksine bir umursamaz tavırla birlikte ‘eninde sonunda bu işi yapacaksınız’ tavrı yürütülüyor. Bir dayatma söz konusu açıkçası. Halbuki sağlık çalışanları ve emekçileri bu alanda sadece salt kendileri için bir şey talep etmiyorlar. Halkın katkı payı ödememesi, ilaçlara, aşılara ulaşıp ulaşamaması, Aile Sağlığı Merkezlerinin yeterli olup olmaması gibi birçok talebi de barındıran bir tepkisi var. Ama karşımızda “Hekimleri iş bıraksa ne olur? İşler zaten yürüyor” ifadeleriyle sıradanlaştıran, önemsizleştiren, değersiz hissettiren bir durum var” ifadelerini kullandı.
"AİLE HEKİMLERİ HALKIN ÇOK BÜYÜK DESTEĞİNİ ALDI"
Yıldırım, halkın gösterdiği desteğin eylemi önemli kıldığını ifade ederek, “Halk bu duruma karşı çok büyük destek verdi. Bu yapılan haksızlık içinde çalışanlara yapılan haksızlığı gördüğü gibi kendilerine dayatılan 6 ayda bir gitme, katkı paylarını ödeme gibi zorluklara karşı tepkisini ortaya koydu. Çünkü bu birinci basamağın finansmanı halktan kestikleriyle, hastalardan aldıklarıyla finanse etmeye çalışıyorlar” dedi. Bülent Yıldırım, daha önce yapılan iş bırakma eylemine katılan sağlık çalışanlarının tepkilerinin hedef alındığını belirterek, “Basına yansıdığı gibi, Aile Hekimliklerinde çalışanları telkin etmeye çalışıyorlar, maaşınıza zam yapacağız gibi” dedikleri gibi, 6-7 Kasım’da yapılan iş bırakma eylemine katılan emekçilerde savunmaları istendi. Kınama olur, uyarı olur, o şekilde geri dönüş geldi. Daha önce bu konuda kazandığımız davalarımız var. Bu bizim yasal bir hakkımız. Bunu engelleyici, provoke edici davranışlarda suç içermektedir. Zaten bu aleni ve açık bir suç davranışı olması niteliğinde gerekli suç duyurusunda bulunacağız” diye konuştu.