8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi sonucunda memurlara verilecek zam oranı belli oldu. Kamu işveren heyeti, toplantıda 2026 yılı için önceki teklifini değiştirmeyerek yüzde 11+7'de bıraktı. 2027 için ise bir puan artırıldı ve yüzde 5+4 zam teklif edildi. Hakem Kurulu son teklifi onayladı.
Yaşanan gelişmeyi Memur Sen İl Temsilcisi İbrahim Akar, değerlendirdi. Memurun ve emeklinin hakkını alması gerektiğini ifade eden Akar, aynı işi yapan fakat farklı statülerde çalışan emekçilerin birbirinden farklı ücretler aldığını gördüklerini, bu ücret uçurumunun ortadan kalkmasını istediklerini dile getirdi.
Akar, “Aynı işi yapan memurla aynı işi yapan işçi eşit düzeyde ücret alabilsin. Bu ücretler arasında hâlâ epey büyük bir uçurum var. Bu uçurum ortadan kalksın istiyoruz. Bu süreçte bize düşen, bir sendikacı olarak maliyenin gerekçelerini değil, memurun gerçeklerini haykırmaktır. Hükümetin doğrularını değil, hükümete sahanın, memurun ve emeklinin doğrularını söylemektir. Bu yüzden biz bu sürecin başından sonuna kadar, bugün anlaşmazlıkla neticelendi. Başından sonuna kadar biz hep gerçekleri söyledik. Hep gerçekleri ve doğruları her ortamda dile getirdik. Bundan sonra da söylemeye devam edeceğiz. Kamu İşveren Heyeti’nin yapmış olduğu teklifin karşısında Hakem Heyeti, 2026 yılı için yüzde 11 artı yüzde 7, 2027 yılı için de yüzde 5 artı yüzde 4 şeklinde, yani 1 puanlık bir iyileştirme yaptı. Ayrıca ek ödemeler ve tazminatlarla ilgili de birkaç düzenleme yaptı. Bu da tabii Hakem Kurulu üzerinde bizim kurmuş olduğumuz baskı, bu konuyu gündeme getirmemiz neticesinde oldu. Ancak bakın, hâlâ şu anda emekliyle çalışan arasında gelir farkı makası epeyce açık bir şekilde duruyor. Bakın, insanlar emekli olmaktan imtina ediyor. Emeklilerin durumu hakikaten şu anda… Hani, emekliler açlık, memurlar da yoksulluk sınırının altına sıkışmış durumda. Biz bu durumu daha iyi seviyelere getirmenin mücadelesini veriyoruz” sözlerini kaydetti.
“Bu Kararın Onaycısı Değiliz”
3600 ek gösterge talebini dile getirdiklerini kaydeden Akar hâlâ bu toplu sözleşme sürecinde bu konuyla ilgili herhangi bir adım atılmış olmadığını belirtti.
Akar, “Taban aylığa iyileştirme yapın, dedik. 10 bin lira düzeyinde bir iyileştirme yapılması gerektiğini söyledik. Çünkü insanlar emekli olamıyor, emekli olmaktan kaçınıyor, dedik. Taban aylığa yapılması gereken iyileştirme yapılmadı, hâlâ yerinde duruyor. 2025 yılı, hükümetimiz tarafından “Aile Yılı” ilan edildi. Dedik ki, madem bunu “Aile Yılı” ilan ettiniz, o zaman aileye yaraşır, aileye yakışır bir desteği gelin, toplu sözleşme sürecinde memurlara ve emeklilere sunalım. Aile yardımlarını 11 bin 700 lira seviyesine, eşit çalışmayan memur için yükseltelim, dedik. Bakın, çocuk yardımı, çocuk, üç çocuk teşviki. Bunlar evet kulağa hoş gelen şeyler. Ancak bakın, bir çocuğun şu anda çocuk desteği 580 lira civarı bir rakam olacak. Bakın, 580 lirayla 0-6 yaş arasındaki çocuğun ne bezini alabilirsiniz, ne mamasını alabilirsiniz, ne de beslenmesine fayda sağlayabilirsiniz. Üniversitelerde çalışan akademik personel için akademik zam talebimiz vardı. Bakın, hâlâ bununla ilgili bu toplu sözleşme sürecinde ne bir adım atılmış ne de Hakem Kurulu tarafından burada bir karar verilmiş durumda. Ev kiralarının durumu ortada Çalışan memurların ve emeklilerin evi yoksa, hakikaten hele hele büyük metropol şehirlerde, artık Eskişehir de büyükşehir statüsünde, ev kiralarının yarış içinde olduğunu biliyoruz. Neredeyse şu anda bir memur aldığı maaşın yarısını ev kirasına verecek durumda yüzden biz Memur-Sen olarak bu taleplerin hepsini dile getirdik. Maalesef bu toplu sözleşme sürecinde ne Kamu İşveren Heyeti tarafından ne de Hakem Heyeti tarafından bu sorunların hiçbirisi ortadan kaldırılmış değil. Ve en sonunda dün nihayet, kararı vermeden önce de Memur-Sen olarak Hakem Heyeti’nden, masadan kalktık. Dedik ki: Biz bu kararın hiçbir şekilde onaylayanı, onaycısı değiliz” diye konuştu.
“Üzerinize Düşeni Artık Yapın”
Cumhuriyet Halk Partisi’ne seslenen Akar, muhalefetin süreç ile ilgili hiçbir müdahalesinin olmadığını savunarak üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi. Akar, “burada işin diğer tarafında, yani evet, siyaset tarafında bir hükümet var. Bir de ana muhalefet var, diğer siyasi partiler var. Bakın, günlerce memurların sorunlarıyla ilgili, bu konularla ilgili birçok defa basın açıklamaları yaptık. Basının karşısına çıktık, eylemler yaptık, mitingler yaptık, desteklerde bulunduk. Ama biz bu noktada, diğer siyasi partilerin de, özellikle Ana Muhalefet Partisinin, toplu sözleşme sürecinde belki de hiç ağzına almadığı, bu konuda herhangi bir açıklama yapmadığı konularda, yasama yılı başlar başlamaz meclis çalışmaya başladığında, o zaman o bir meydan olan Meclis’te kanun teklifi mi vereceksiniz, açıklamalarda mı bulunacaksınız? Madem toplu sözleşme sürecinde hiçbir şey yapmadınız, bu noktada destek olmadınız, o zaman Meclis açıldığında orada siz de üzerinize düşeni artık yapın, diyoruz. Ben bu süreçle alakalı hakikaten de tüm memurlarımız ve emeklilerimiz adına, yetkili konfederasyon Memur-Sen olarak biz üzerimize düşenin fazlasıyla bu mücadeleyi verdiğimiz kanaatindeyim. Bundan sonraki süreçte, evet, biz bu noktada talep etmekten, mücadele etmekten, bu hakları, bu talepleri sonuca kavuşturmanın mücadelesini vermekle mükellefiz” sözlerini kaydetti.