"İdlib teskeresine onay verdik ama riskleri görmezden gelemeyiz"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz’ı makamında ziyaret ettik. Orta Doğu gündemi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Öztürk Yılmaz kimdir desek kısaca nasıl anlatırsınız?  Ben 1970 yılında Ardahan’da doğdum....

CHP Genel Başkan Yardımcısı öztürk Yılmaz’ı makamında ziyaret ettik. Orta Doğu gündemi üzerine değerlendirmelerde bulundu.


 öztürk Yılmaz kimdir desek kısaca
nasıl anlatırsınız? 
Ben 1970 yılında Ardahan’da doğdum. Ardahan Lisesi’nden sonra ODTü Uluslar arası İlişkiler bölümünden mezun oldum. Mezun olduktan sonra çeşitli diplomatik görevlerde bulundum. 2015 yılında büyükelçilik görevimden istifa ederek CHP Ardahan milletvekili olarak meclise girdim. Evliyim ve 3 çocuk babasıyım.

Neden siyasi hayatınıza
CHP’de başladınız?
Ben diplomat olarak görev yapmaya devam ederken istifa ettim. Siyasi görüşlerim CHP’ye yakın olduğu için CHP’de siyaset yapmaya karar verdim. Bu çatı altında memlekete daha faydalı olacağımı düşünüyorum. Kaldı ki AKP’nin tutarsız politikalarını görünce ne kadar doğru bir karar verdiğimi anlıyorum.
IŞİD militanları tarafından kaçırıldınız. Tahliye konusunda sizin tahliyeyi engellediğiniz konusunda farklı iddialar ortaya atıldı. Süreci kısaca anlatır mısınız?
Türkiye’yi temsilen bölgede çalışırken IŞİD belası ortaya çıktı. IŞİD in farklı bölgelerde eylemler düzenlediğini ve yavaş yavaş Kerkük ve Musul’a yaklaştığı bilgisini alıyorduk. İstihbarat kaynaklarından edindiğimiz bilgileri Dış İşleri Bakanlığı ile paylaşıyorduk. Bunun üzeine durumu rapor etmek üzere Ankara’ya geldim. Bir hafta boyunca Ankara’da yetkili bir muhatap bulamadım. Sonra tekrar Musul’a döndüm. Döndükten 2 gün sonra IŞİD Musul sınırlarına girmiş ve konsolosluğu tehdit altına almıştı. Bakanlığa 16 Kripto faks çektim. Bunlardan 2 tanesi tahliye talebi içeriyordu. Bu fakslara da bir cevap gelmedi.  Sonra da IŞİD Konsolosluğu basarak benimle birlikte 49 personeli kaçırdı. 101 gün esaret yaşadık. Yaşadıklarımız ve hükümetimizin yaklaşımı konusunda detaylı anlatıma girmiyorum. Diplomat olarak devlet temsilcisiydim. Aldığım devlet terbiyesini ömrüm boyunca muhafaza edeceğim.
Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin bağımsızlık referandumu zamanlaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
2014 Haziran’ından önce IŞID daha Irak’ta önemli bir toprak işgal etmeden önce Irak Merkezi Hükümetinin eli çok zayıftı. ABD, Irak’ta Federal bir sistem kurarken zayıf bir hükümet Modeli Planlamıştı. Bölgesel Kürt yönetimine belli yetkiler vermişlerdi. Fakat Bölgesel Kürt yönetimi bu yetkilerin ötesine geçecek davranışlar sergilemişlerdi. Aslında merkezi hükümetin yetkisinde olan pek çok, gümrük kapısını ele geçirdi. Gümrük kapılarından elde ettikleri gelirleri kendileri aldılar. Irak anayasasına göre petrol işletmesi merkezi hükümet kanalıyla yapılması gerekirken bu kurala uyulmadı. IKBY doğrudan yakıt satışı gerçekleştirdi. Bu yakıtlar dışarı satıldı. AKP hükümetinin IKBY ile 2014 yılında bazı sözleşmeler yapması Barzani’nin elini daha da güçlendirdi. Merkezi hükümetin ise elini zayıflattı. IŞID terörünün baş göstermesi, zaten zayıf bir kurgu üzerine tasarlanan Irak Merkezi hükümetinin belini iyice kırdı. Irak’ın çok önemli bir nüfusu ya mülteci oldu ya da ülke içerisinde yer değiştirdi. Irak’ın güvenlik ve istihbarat sistemi çöktü. Bu dönemde Bağdat iyice zayıfladı. Erbil yönetimi zaten güçlüydü ve daha da güçlendi. Bağdat daha zayıfladı. Erbil daha da güçlendi. ABD Irak’ta federal sistem kurarken bunu planlamıştı. Ama gelişmelerde bu durumu iyice güçlendirdi. Musul IŞID’ten temizlenince bir durum daha ortaya çıktı. IŞID ‘ten temizlenen yerlere IŞID’e karşı kurulan uluslar arası koalisyonun desteğiyle peşmerge yerleşti. Yani Peşmerge, bölgesel Kürt Yönetiminin sınırlarını Irak merkezi hükümetinin aleyhine % 45 daha genişletmiş oldu. Bu arada IŞID  de bitmek üzereydi ve bitti. Burada böyle bir acelecilik var. Bağdat kendine gelmeden, aldığı topraklarla, kazandığı paralarla iyice güçlenen IKBY bu referandumu yapmak istedi. Bu kararın alınmasındaki en önemli sebep budur. Bu referandumu yapıp pazarlık noktasında elini daha da güçlendirmek istedi. Mümkünse bağımsızlık, olmazsa federal yapıyı konfederal bir noktaya getirebilmek düşüncesi vardır.
Referandumun hukuki ve diplomatik sonuçları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu referandum yapılınca uluslar arası toplum tanımadı. Tek taraflı bir irade olarak kaldı. Barzani’nin amacı pazarlık gücünü arttırabilmekti. Bağımsızlık talebi en güçlü bir şekilde uluslararası toplumun gündemine getirilmiş oldu. Aslında Barzani IŞID belasından sonra kazandığı gücü kaybetmek istemedi. Bu nedenle de tüm baskılara rağmen referandum kararından dönmedi. Bunun üzerine defacto bir durum yaratmaya kalktı. Bunun içerisinde Irak anayasasına göre statüsü tartışmalı bölgeleri aldı. Tabi ki onları Irak kabul etmiyor. Bizde kabul etmiyoruz.

Şimdi bundan sonra ne olacak?
Bundan sonra eğer nasıl ki Bölgesel Kürt Yönetimi Irak’ın en zayıf zamanında bu adımı attı ve bir referandum yaptı, uluslararası toplumda IKBY’nin referandumunu tanımadığı için Bağdat bu defa IKBY’nin en zayıf zamanında adım üstüne adım atmaya başladı. Tersi oldu. Benim gördüğüm kadarıyla Erbil ile Bağdat arasında bir anlaşma olacak. Bağımsızlık konusu gündemden kalkmayacak ama yeni döneme ilişkin bazı görüşmeler ve pazarlıklar yapılacak. Konuyu bir şekilde çözme yaklaşımı benimsenecek. Eğer bu olmazsa buna alternatif olarak da çatışmadır, güç kullanmadır gibi durumlar ortaya çıkar. Böyle olursa da bölge allak bullak olur. Biz böyle bir durum doğmadan Bağdat ve Erbil’in Irak’ın toprak bütünlüğü içerisinde sorunlarını çözmesini ve bir yol bulmasını isteriz. Bu bağlamda da ülke içerisindeki sorunların çözülmesine katkı sağlarız.
 Suriye’deki gelişmeler hakkında ne düşünüyorsunuz? Fırat Kalkanı operasyonunun amacı neydi?  
Fırat Kalkanı operasyonunun amacı PYD koridorunun oluşumunu engellemek ve sınırdan IŞİD i kovmaktı. İdlib operasyonundaki amaç Afrin’deki PYD nin sınırda yayılmasını engellemek ve bir diğer amaç da sınırımızdaki cihatçı terör grubu El Nusracıları temizlemektir. Tabiî ki Afrin’de bir görev üstleniyoruz. Onunla ilgili de çeşitli risklerin olduğunu biliyoruz. Bu risklere dikkat çekiyoruz. Tezkereye onay verdik ama onay vermiş olmamız riskleri göz ardı ettiğimiz anlamına gelmiyor. Bölgede çok kaygan bir zemin var, tam bir hakimiyet yok, çok terör grubu var. Burada Türkiye’den istenen çatışmasızlık bölgelerinde İran’ın, Rusya’nın, Esed’ in olduğu bölgelere İdlib’den bir saldırı olmaması. Bunu garanti almayı istiyorlar. Ayrıca ikinci bir görev de ılımlı muhaliflerle silahlı terör gruplarını ayırmak. Ve sonra da terör gruplarına karşı bir hava operasyonu başlayacağını düşünüyorum. O durumda da kaçacakları başka bir yer olmadığı için Türkiye sınırına gelecekler. Bu durumda da Türkiye’nin bu grupları sınırdan uzaklaştırması lazım. Suriye kompleksinde bu, parça başı bir çözüm olarak kalır. Asıl olması gereken, bütünlükçü, toprak bütünlüğünü esas alan bir çözümdür. Onun için de biz diyoruz ki; Türkiye kendi sözünün geçtiği ılımlı gruplarla Esad’ı bir noktada birleştirmesidir. Bu kanalla da işbirliği yaptığımız gruplar vasıtasıyla da diğer işgalci gruplardan kurtulunmasıdır.

AKP içerisinde Barzani’nin sözcülüğünü yapan milletvekilleri var mıdır? Barzani’nin Türkiye’de nasıl bir etkinliği var?
Barzani’nin AKP’ ye yakın kişilerle iş yaptığını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla burada kendine yakın gruplara etkisinin olduğu çok aşikar. Şunu biliyoruz; Referandum döneminde bazı heyetler teşekkül ettirdiğini, bu heyetlerin gidip tüm siyasi partilerde destek arayışında bulunduğunu da biliyoruz. Doğrudan bir menfaat sağlayıp sağlamadığını bilmemiz mümkün değildir. O istihbaratın görevi. Fakat Ortadoğu ve Irak’ta en iyi kullanılan şey paradır. Parayı siyasetin bir aracı olarak kullanırlar. Bu konuda elimizde bir şey yok fakat basına petrol ticaretleri haberleri yansıyor. Irak anayasasına aykırı kayıtdışı petrol geliyor. Fakat bunlar nasıl halloluyor bilemiyoruz. Barzani’nin ekonomik olarak güçlenmesini %80 AKP sağladı. Şimdi de atışıyorlar. Bu zaman kadar nasıl ki Esad’a nefes borusu sağladı bir zamanlar, Esad o zaman izolasyondayken. Ve sonra da yok etmeye çalışıyor. Şimdi de Barzani ile aynı şey oluyor. AKP’nin tutarsızlıklarını saymakla bitiremeyiz.

ABD ile yaşanan vize krizi ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Nasıl bir yol izlenmeli sizce?
ABD ile yaşanan bu kriz görüşme yoluyla halledilmeli. Tartışarak bu sorun çözülmez. Diyalog yolu bulunmalı ve bu kriz en az hasarla atlatılmalı. Biz böyle bir çözümü destekliyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri