Tüketiciyi Destekleme Derneği TÜKDES Eskişehir’de en çok tartışılan konulardan biri olan kentsel dönüşüm ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Dernek basında yapılan toplantıda açıklamayı TÜKDES Genel Başkan Yardımcısı Gültekin Güllü yaptı.
Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu ve şehirlerin depreme karşı dirençsiz olduğuna dikkat çeken Güllü belli aralıklarla yıkıcı depremlerin yaşandığını hatırlattı. Güllü, “Yaşanan bu depremler bir süre sonra unutuluyor ve kentsel dönüşüm çalışmaları yavaşlıyor. Kentsel dönüşüm için tüketiciler, belediyeler ve hükümet birlikte hareket etmelidir. Tüketiciler kentsel dönüşümü tetikleyerek, deprem riskini en aza indirebilir. Şehirler, dirençli yapılara kavuşturulmalı ve insanlar enkaz altında kalmadan önce yenilenmeli ve dirençli hale getirilmelidir. Ekonomik gücümüzü ve kapasitemizi şehirlerimiz yerle bir olmadan ve insanları hayatını kaybetmeden önce kentsel dönüşüm için kullanmalıyız. Bunun için tüketiciler, yetkililerden talep ederek, kentsel dönüşümün hızlandırılabilir. Buna bağlı olarak, deprem gelmeden önce şehirler daha dirençli hale getirilebilir ve deprem riski şehirlerimizden uzaklaştırılabilir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, belediyeler, kentsel dönüşüm strateji belgeleri üzerinde titizlikle, kontrollü ve uygulamalı olarak çalışmalıdır. Hükümet, kentsel dönüşüm konusunda düzenleme, denetleme, planlama ve motive etme yetkilerine görevi gereği sahiptir. Kentsel dönüşüm konusunda hem vatandaşlara hem de belediyelere çeşitli teşvikler sağlanarak bu konudaki çalışmalar en geniş uygulama alanı yaratılarak örnek olmalıdır. Özellikle büyükşehir belediyeleri rezerv alanı çalışmaları yaparak hem şehrin genişlemesi için uygun alanlar sağlamaktadır. Ve ayrıca, rezerv alanları sağlayarak ve rezerv konutlar oluşturarak ölçek büyütmektedir. Bütün belediyeler bu imkânlardan yararlanabilir” diye konuştu.
“Önemli Bir Fırsat”
Kentsel dönüşüm işlemlerinin adil, sade, açık, şeffaf, net ve netice odaklı olmalı olması gerektiğini ifade eden Güllü, kentsel dönüşümün şehirlerin, yenilenmesi ve depremlere dirençli hale gelmesi için önemli bir fırsat olduğunun altını çizdi. Güllü, “Kentsel dönüşüm sayesinde şehirler yapı stok yenilenerek modernize edilmekte, çevre iyileştirilmektedir, sosyal ve kültürel yönden düzenlemeler yapılmaktadır. Böylece şehirlerde yaşayan insanların yaşam kalitesi artmakta, ekonomik durumları ve sosyal yönleri güçlenmektedir. Kentsel dönüşüm ile depremde yıkılmaya aday, ekonomik ömrünü tamamlamış binalar yeniden yapılarak, olası doğal afetler sonucu oluşacak zararlar en aza indirilmektedir. Depremlerde insanlar, dayanıksız yapılar, riskli ve sıvılaşmış zeminler öldürmektedir” sözlerini kaydetti.
“Tarım Alanları İmara Açılmamalı”
Güllü, Kentsel dönüşüm çalışmaları yaparak, deprem riskini azaltmak, depremlerde oluşacak can ve mal kayıplarını en aza indirmek ve sağlıklı şehirler kurmak için önerilerde bulundu. Güllü, “Kentsel dönüşüm, öncelikle can güvenliği açısından, yer seçimi doğru yapılmalı, şehirler özellikle, tarım alanlarının dışında, sıvılaşma zeminleri ve fay hatlarından uzağa, mağaralara, tepelere ve sağlam zeminlere kurulmalıdır. Kentsel dönüşüm, öncelikle riskli alanlar bazında başlamalı, merkezi hükümet ve belediye güvencesiyle yapılmalıdır. Belediyeler, fay hatları, tarım alanları ve sıvı zeminli alanlar olduğu bölgelerde imara açmamalıdır. Kentsel dönüşüm, riskli binalar, siteler bazında yapılmalı, mülkiyet, mülhemse mahalle ve ilçe bazında yapılmalıdır. Kentsel dönüşüm, sadece ev sahibi olma hesabı değil, toplumun geleceği, huzur ve sağlığı gözetilerek; ekoloji, morfoloji, jeoloji, ekonomi de değerlere hesaba katılarak, bilim ışığında yapılmalıdır. Bunlara bağlı olarak, tüketiciler kentsel dönüşüm çalışmalarını yakından takip etmeli ve kentsel dönüşüm taleplerini yetkililere iletmelidir. Kentsel dönüşümde hükümet, belediyeler ve hükümet birlikte çok çalışarak, hızlı hareket etmelidir. Kentsel dönüşüm çalışmaları, siyasi çekişmelere kurban edilmemelidir” diye konuştu.
Kaynak: Haber Merkezi