1 ALANA 1 BEDAVA

                                                           Tüketim çılgınlığı; Önemli bir ihtiyaçmış gibi gösterilerek alışveriş yoğunluğunu artmasına denir. Diğer...

                                                          


Tüketim çılgınlığı; Önemli bir ihtiyaçmış gibi gösterilerek alışveriş yoğunluğunu artmasına denir. Diğer bir ifadeyle ihtiyacımız olmadığı halde gereksiz yere yaptığımız harcamalardır. Bir gün spor yaparım diye aldığınız malzemeler mutlaka evinizin bir köşesinde öylece bekliyordur ya da nasılsa bir gün giyerim diye aldığınız ve dolaptan çıkmayan o ayakkabılar. Farkında mısınız evinizde sizden çok yer kaplayan eşyalarınız var! Uzmanlara göre insanlar artık ihtiyaç duyduğu için tüketmiyor, tüketmeye ihtiyaç duyuyor ve her bulduğunu bulduğu yerde tüketmeyi alışkanlık haline getiren bir nesil var ve bu nesil yavaş yavaş tükeniyor.


Tüketim toplumu olarak insanlar sadece maddeleri değil birbirlerini ve hatta kendilerini bile tüketir oldu. Bu nasıl oldu diye soracaksanız eğer; insanlar ulaşamadıkları şeyleri almak için önce birbirlerini tükettiler. Anlaşmazlıklar, aile içi kavgalar, hırsızlıklar ve hatta cinayetler. İnsanlar suça yöneldiler, istediği şeyi almak için daha fazla çalışıp daha az dinlendiler. İstediklerini elde ettiklerinde değersizleştirdiler, böylece kendilerini de tükettiler.


Günümüz insanları tembelliğe alıştı üretmekten vazgeçti. Boş zamanlarımızda hobi edinip bir şeyler üretmek varken biz alışveriş merkezlerinde tüketmeyi tercih ediyoruz. Boş bir günümüzde neler yaptığımızı bir düşünelim mi? Genellikle sosyalleşmek adına bir kahve içip sonrasında ihtiyacımız olmayan birçok poşet ile eve dönüyoruz. Tüketme isteğimizin temelinde duygusal açlık da yatmaktadır. Şöyle ki ruhsal boşluğumuzun bizi ittiği alışveriş isteğimiz ve bunun sonrasında duyduğumuz haz. Bir şeylere sahip olma duygusu bize haz veriyor ama bu haz geçicidir.


  Elbette bu çılgınlık yeni bir olay değil. Sanayi devrimiyle beraber İngiltere’den başlayarak tüm Avrupa’ya ve nihayet dünyaya yayılmış durumda. Bizde gerek alışverişlerimizle gerek duygularımızla bu çılgınlığa ayak uyduruyoruz. İhtiyaçlarımıza odaklanıp, harcamalarımıza dikkat edip ne kadar tasarruf ettiğimizin farkına varmalıyız. Sadece indirimde diye bir şeylere sahip olmak, sözlerin bizi yönlendirmesine izin vermek hem harcamalarımızı arttırıcı nitelikte hem de evimizi ihtiyaç fazlası ürünlerle dolmasına sebep olmakta. Bir alana bir bedava gibi ya da yüzde elli indirim gibi kampanyalar insanların alımlarını arttırmakta ve markaların göz boyama teknikleri ile yapacağı satışları yine yapmasını sağlamakta.


Varlığımız aldığımız markalı eşyalar veya gittiğimiz pahalı mekanlara bağlı değil. Fikirlerimizle yaptığımız güzel işlerle var olabiliriz. Büyük emekler vererek kazandığımız parayı bizi daha mutlu eden işlere harcayabiliriz.


 


Tasarruflu ve bilinçli günler diliyorum!


 

Haberleri