25 Binlik planların sorunsuz kabulünü Büyükerşen-Avcı görüşmesi mi sağladı?

25 Binlik planların Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yoğun tartışmalara sahne olacağı bekleniyordu.Zira…Planların meclise geldiği günden itibaren süreç içinde alınan tavırlar ve söylemler bu yöndeydi.O yüzden…Mecliste...

25 Binlik planların Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yoğun tartışmalara sahne olacağı bekleniyordu.
Zira...
Planların meclise geldiği günden itibaren süreç içinde alınan tavırlar ve söylemler bu yöndeydi.
O yüzden...
Mecliste çoğunluğu bulunan AK Parti grubu ile planı hazırlayan CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP grubu arasında meydan savaşı sahnelerinin yaşanmasına kesin gözle bakılıyordu.
Neticede, 25 binlik planlar meclise geldi.
Geldiği gibi de kabul edildi.
Beklenen olmamıştı.
Mecliste meydan savaşı yaşanmamıştı.
Aslına bakacak olursanız sürpriz bir durumdu bu.
Zira mecliste çoğunluğu bulunan AK parti grubunun 25 Binlik planlara ilişkin ciddi itirazları vardı.
Planda değişmesini istedikleri maddeler bir hayli fazlaydı.
Bu itirazları mecliste yapacaklarına da kesin gözle bakılıyordu.
Hatta.
Çoğunluk olmaları nedeniyle "Planları ya bizim istediğimiz gibi yaparsınız ya da biz bu 25 Binlik planları kabul etmeyiz" demeleri bekleniyordu.
Yukarıda da söylediğimiz gibi bunların hiçbiri olmadı.
25 Binlik planlar Büyükşehir belediye meclisinde oy birliği ile 5 dakikada geçip kabul dildi.
Peki nasıl olmuştu bu?
İşte bu konuda çeşitli rivayetler var.
Bu rivayetlerden birisinin de Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in 25 Binlik planların mecliste kabulü öncesinde Bakan Nabi Avcı ile görüşmesi olduğu söyleniyor.
Söylenilenlere bakılırsa Büyükerşen, Bakan Nabi Avcı ile görüşmesi sonrasında, 25 Binlik planlara AK parti grubunun mecliste muhalefet etmemesini ve şehrin bu planlara ihtiyacının olduğunu söylemiş.
Bunun üzerine Bakan Nabi Avcı da partiden yöneticileri arayarak, mecliste 25 Binlik planların kabulüne müşkülat çıkartılmaması gerektiğini ifade etmiş.
Yukarıda da söyledik.
25 Binlik planlar Büyükşehir belediye meclisinde beklentinin aksine sorunsuz geçti.
Bu sürpriz bir gelişmeydi.
Bu sürprizin olması sonrasında çeşitli rivayetler ortaya atıldı.
İşte o rivayetlerden birisi de Büyükerşen Avcı görüşmesiydi.
Eğer bu konudaki rivayet doğru ise, 25 Binlik planların mecliste sorunsuz kabulünü Büyükerşen-Avcı görüşmesi sağladı...
.....
Eskişehir işgal altında...

-Ana Caddeleri araçlar istila etmiş
-Sokak araları ise park yapan araçların işgalinde.
-Her köşe başını dilenciler işgal etmişler.
-Kafe önlerini ise "Harçlık ver" diyen çocuklar istila etmiş.
-Kent Merkezi resmen beton binaların işgali altında.
-İçlerinde belki de en zararsızları ama, korkanlar için Köpek işgali var şehrin merkezinde.
-Boş arsalar çöp istilasında.
-Özürlüler için ayrılan araç park yerlerini, kafadan özürlüler işgal etmiş halde.
-Okul önlerinde seyyar satıcı işgali...
-Duvar ve Direkler, afiş yapıştırma işgali altında.
-Kapıdan satış yapıp insanların canını yakanlar, şehrin dört bir yanını işgali altına almış.
-Esnafın malları kaldırımları işgal etmiş.
-Kafanızı kaldırdığınız her yeri led ekranlar istila etmiş.
-Araç park edebileceğiniz yerler, esnaflar tarafından dubalarla işgal edilmiş.
-Apartman cepheleri reklam alanı istilasında.
Kısacası...
Çıkın sokağı şöyle bir dolaşın.
Bu yazdığımız işgal ve istilaların birçoğuna şahit olacaksınız.
Bu işgallerin tümü galiba düşman işgalinden kurtulmaktan daha zor.
Baksanıza...
Yıllardır bir türlü kurtulamıyor bu şehir bu işgallerden...
......
Madem demokrasi aşığı
olduklarını gösterdiler...
15 darbe girişimi sonrasında hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hem AKP Genel başkanı Binali Yıldırım ve hem de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Devlet Bahçeli Demokrasi üzerinde durdu.
Her dört ismin de ne kadar demokrasi aşığı olduğu görüldü.
Eleştirmek için söylemiyoruz.
Zira.
Demokrasi, bu ülkede yaşayan herkesin sonuna kadar koruması ve savunması gereken bir olgu.
Demokrasiyi kollamak, korumak ve önemini her platforma anlatmak da başta devleti yönetenlerle, siyasi partilerin başında bulunan insanlarına düşüyor.
Yukarıda söylediğimiz gibi onlar da 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında bu görevlerini en iyi şekilde yaptılar.
Ağızlarını her açtıklarında "Demokrasi" dediler.
Demokrasi nöbetleri tuttular, demokrasi mitingleri yaptılar demokrasi buluşmaları gerçekleştirdiler.
Süreç sonunda şunu çok iyi anladık ki, bu isimler gerçekten ve samimi bir şekilde demokrasi'nin ne kadar önemli olduğunu halka anlatmak için büyük bir çaba sarf ettiler.
Şimdi sıra, bu ismini verdiğimiz insanların, başkanlıklarını yaptıkları partilerde da aynı demokrasiyi uygulamalarına geldi.
Yani...
Demokrasi ile ilgili bugüne kadar söylediklerini partilerinde de hayata geçirme vakti geldi.

Sonuç olarak...
Bu liderlerin gösterdiği demokrasi aşkını, partilerindeki kurultayların önünü açarak herkese bir kez daha göstermesi gerekiyor.
Bunu da gösterip, ispat etsinler ki bizler de kendilerini demokrasi aşıkları olarak kutlayalım ve alkışlayalım.

.....
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadırlar. Bir adam içeri girer ve barmene:
-Bunlar Hitler ve Stalin... değil mi" diye sorar.
Barmen:
-Evet, onlar" der. Sonra adam onlara doğru yürür ve sorar:
-Selam, ne yapıyorsunuz?" Hitler cevaplar:
-3. Dünya savaşını planlıyoruz." Adam sorar:
-Gerçekten mi? Neler olacak?" Hitler :
-Bu sefer 14 milyon Yahudi'yi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz" der. Adam sorar:
-Bir bisiklet tamircisi mi?" Hitler Stalin e döner ve der ki:
-Gördün mü, sana kimsenin 14 milyon Yahudi'yi takmayacağını söylemiştim...

Haberleri