Zumer-23 ve Al-i İmran-7 nci ayetlere göre Kur'an 2 mesajlı bir kitaptır. Bunlardan Kur'an'ın temelini oluşturan mesajlara Muhkem-kesin hükümler denmekte ve bunların her biri birer dini kural, diğer bir ifade ile birer ibadet vasıtası ve birer salih /olumlu amel demektir. Şekilsel dualar veya Nüsuklar diye tanımlanan Namaz, Oruç, Hac, Zekat ile birlikte toplam 400' ün üzerinde olan bu muhkem-kesin hükümlere, Müslüman olarak hepimiz uyarak Dindarlığımızı yerine getirmekle yükümlüyüz. Kur'an'da bulunan ikinci tip mesajlar ise, Müteşabih diye tanımlanmakta ve bunların her biri aynı zamanda birer hedef olan Muhkem-kesin hükümlere ulaştırıcı araç yöntemlerle ilgilidirler, zaman ve zemine göre değişken özellikleri ile Kur'an'a canlılığı sağlayan bunlardır. (br)A'raf-29 ve Mümin-20 nci ayetlerde bulunan Muhkem-kesin hüküm "Siz de Allah'ın yolunda olarak Hakkın dağıtımında adaleti uygulayın" olmaktadır (A'raf-29. Ey Peygamber! De ki: "Benim Rabbim hakkın dağıtımında adaleti buyurur. Siz de her mescitte ve tüm içtenliğinizle Allah'ı anma ve Kur'an'ı anlayarak öğrenme toplantısında, insanları sadece gerçek dini buyruklara uymaları için davet edin /uyarın. Allah'ın sizi davet etmiş olduğu gibi. Mümin-20. Allah, hakkın dağıtımında adaletle hükmeder). Çünkü ilahi düzenlemede farklılık ve çeşitlilikler olup eşitlik ilkesi değil, bu çeşitliliklerin haklarının verilmesinde adalet prensibi uygulanmaktadır. Dolayısıyla, biz içten inançlıların da aynı prensibi birer ibadet olarak kabul edip, uymamız gerekmektedir. Dahası yine muhkem-kesin bir hüküm olarak adaletli davranmak ve haktan da ayrılmamak gerektiği de Sad-22 ve Nisa 58 nci ayetlerle vurgulanmıştır (Sad-22. Da¬vud, iki adamı karşısında görünce korkmuştu. İkisinden biri, "Korkma! Biz sadece kendi aramızda anlaşamadığımız bir meselenin çözümü için sana geldik. Sen aramızda adaletle karar vererek bizi ¬anlaştır. Bu arada haksızlık etme. Bize yardımcı ol, aramızdaki sorunu da doğru olarak çöz" dediler. Nisa-58. Ey insanlar! Biz nasıl ki peygamberliği ehil ve yetkin durumdaki elçilerimize veriyorsak, Allah da her işi ancak uzmanına ve¬rmenizi /onlara emanet etmenizi size emretmektedir. Ve insanlara hükmeden idareci konumundaysanız, mutlaka adil davranmanızı da emreder. Allah'ın bu şekilde uyarması, sizin için ne güzel bir nimet! Şunu aklınızdan da çıkarmayın ki, Allah her şeyi işitendir /Semi' ve her şeyi en iyi görüp farkında olandır /Basir'dir). Görüldüğü gibi, özellikle güçlü konumdaki idarecilerin adil davranmalarına dikkat çekilmektedir. Bu uyarıya göre, demek ki idareci konumda olanlar, bir süre sonra adaletten ayrılma riski taşımaktadırlar. Bu ayet, dikkatli olmaları gerektiği yönünde idarecileri bir nevi ikaz etmektedir. Bu paralelde ve yine idarecilere yönelik diğer bir uyarı Sad-26, Nisa-135, Maide-8 ve 42 nci ayetlerde verilmiş ve adil davranışın yakınlar lehine veya menfaate, hatta kinli oluşa karıştırılmaması gerektiği açıklanmıştır (Sad-26. Ya Davud! Biz Seni, içinde bulunduğun bölgede yetkili /Bizim halifemiz /namımıza idareci yaptık /ilahi görevli kıldık. Dikkat et ve insanlar arasında adaletle karar ver, duygularına kapılarak taraf tutma. Çünkü duygularına kapılarak ve başkalarının etkisi ile karar vermen seni Allah'ın yolundan şaşırtır. Bilmen gerekir ki, Allah'ın yollarından olan adaletten sapanlara ise, hesap gününü dikkate almadıkları için, aşırı bir ceza olmaktadır. Nisa-135. Ey iman edenler! Kendiniz, ananız-babanız ve yakınlarınız aleyhinde bile olsa, hakimlik veya şahitlik ederken Allah'ı düşünerek adaleti uygulamaktan şaşmayın. Ve şunu aklınızdan çıkarmayın, hâkimlik veya şahitlik yaptığınız kimseler ister varlıklı olsun, ister yoksul ol¬sun, Allah her iki tarafa da sizden daha yakındır. Öyleyse, kişisel çı¬kar ve nefsinize uyarak gerçekleri saptırıp taraflı davranmayın. Eğer gerçeği çarpı¬tırsanız, bilesiniz ki Allah yaptıklarınızdan her an haberdardır). (br)Kur'an'ın çok sayıda ayeti ile vurgulanan sosyal yardımlaşma uğraşlarında olma gibi, önerilen diğer bir yardımlaşma konusu haksızlığı gidermede yardımlaşmadır (Şura-39)Herhangibir haksızlığı görüncede o haksızlığı gidermek için yardımlaşırlar.
.(br)Biz insanlar, Dünya Eğitim Okulunda eğitim gören öğrenci Ruhlar taşımaktayız ve bedenimiz, bu öğrenci Ruh'un Dünya üniforması, elbisesi konumundadır. Dünya okulu derslerimiz de Nefslerimizdir. Dikkat edersek, bütün davranışlarımız nefs temellidir. Nefslerimiz de olumlu ve olumsuz olanlar şeklinde 2 çeşittir. Eğitimimiz sırasında bizden beklenen olumlu nefslerimizi orta düzeyde kullanmayı, olumsuzları ise öldürmeyi başarmamız ve olumlu puanlar alıp Dünya okulunu bitirme diploması almamızdır. İşte herhangi bir konuda aşırı ve tutku halinde hırs göstermemiz, olumsuz nefslerimizden birinin etkisi demektir. Hırs nefsinde kolayca aşırılığa meyilli bir yapıda yaratılması nedeniyle insanın, bu sınavına yönelik aşırıya kaçmama iradesini göstermesi yönünde A'raf-20 ve Mearic-19 ncu ayetlerle dikkati çekilmiş ve bu konuda uyarılmıştır (Mearic-19. Şu bir gerçek ki, imanı güçlü olmayan insan hırslı, aceleci ve tahammülsüzdür. A'raf-20. Şeytan, Âdem ve eşinin içlerinde gizlenmiş olumsuz düşüncelerini ve gizli olumsuz nefslerini uyandırmak için, kendilerine sinsice telkinde bulunarak "Rabbinizin ikinize bu ağacın meyvesini yasaklamasının sebebi, ikinizin birer melek ve ebedi yaşamlı olmamanız içindir" deyip kandırmaya başlamıştı). Hatta bir konudaki aşırı hırs göstermenin, daha da büyük bir günah olan şirk-ortak koşmaya dönüşeceği açıklanmıştır (Furkan-43. Ya Muhammed! Hevesini /nefsini tutku haline getiren ve onu kendisi için ilah gibi vazgeçilmez yapanı da gördün mü nasıl doğru yoldan çıkmış? İşte böyle birinden de Sen sorumlu değilsin ve onun durumu Seni üzmesin).(br)NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)" ve "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" kitaplarında bulabilirsiniz.(br)NOT-2: 30 Aralık Salı günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.(br)
ADALETİ UYGULAMAK KESİN HÜKÜMDÜR
Zumer-23 ve Al-i İmran-7 nci ayetlere göre Kuran 2 mesajlı bir kitaptır. Bunlardan Kuranın temelini oluşturan mesajlara Muhkem-kesin hükümler denmekte ve bunların her biri birer dini kural, diğer bir ifade ile birer ibadet vasıtası...