Aday olarak ortaya çıkanlar neyse de...

Fıkra gibi olacak ama…Yılmaz Büyükerşen; Önümüzde ki seçimlerde ya yeniden aday olur, ya da olamaz…Olursa sorun yok, bir dönem daha Büyükşehir belediye Başkanlığı yapar.Olamazsa, kendine mutlaka bir meşgale bulur. Hiç olmadı...

Fıkra gibi olacak ama...
Yılmaz Büyükerşen; Önümüzde ki seçimlerde ya yeniden aday olur, ya da olamaz...
Olursa sorun yok, bir dönem daha Büyükşehir belediye Başkanlığı yapar.
Olamazsa, kendine mutlaka bir meşgale bulur. Hiç olmadı Heykel yapar, dünyayı gezer.
Halil Ünal; Eskişehirspor kongresinde yeniden kulüp başkanlığı için aday olacak.
Kazanırsa sorun yok. Bir dönem daha kulüp başkanlığı görevini yapar.
Kazanamazsa, işinin başına döner.
Mesut Hoşcan; Eskişehirspor kongresinde aday olacak.
Kazanırsa sorun yok. Kulübün başkanlığına geçer.
Kazanamazsa, işinin başına döner. Ciddi işleri var.
Savaş Özaydemir; Sanayi Odası Başkanlığına yeniden aday.
Kazanırsa sorun yok. Bir dönem daha başkanlık görevini sürdürür.
Kazanamazsa, Organize Sanayi Bölgesinde ki fabrikalarının başına geçip oturur.
Nebi Hatipoğlu; O da Sanayi Odası Başkan adayı.
Kazanırsa sorun yok. Sanayi Odası Başkanlığı koltuğuna oturur.
Kazanamazsa, işlerinin başına geçer ki, önemli bir sanayici.
Görüldüğü üzere, bir yerlere aday olan yukarıda saydığımız isimlerin tamamı, seçimi kazanmaları halinde en az bir dönem daha görev yapma şansı bulacaklar.
Kazanamamaları halinde ise, zaten önemli konumda bulunan şirketlerinin yönetimine geri dönecekler.
Sadece...
Seçimi kazandıklarında prestij kazanıp, kaybettiklerinde ise prestij kaybettiklerini düşünecekler.
O yüzden bu insanların verdiği çabaları ve uğraşları anlamak mümkün.
Anlamadığımız nokta ise, işi gücü olmayan ya da bozuk olanların bu işe yukarıda ki saydığımız isimlerden daha çok kendini kaptırmaları...
Yukarıda ki isimler kazandığında bunlar ne kazanacak? Kaybedildiğinde ise dönebilecekleri hangi işleri olacak?
Vallahi merak ediyorum...
.............
Bu iş böyle gelmiş böyle gider...
Eskişehirspor'un iki tip taraftarı var.
Birincisi; ne pahasına olursa olsun, deplasman maçlarına dahi bizzat gidenler...
Bu tipte ki taraftar, Eskişehirsporluluğu adeta yaşam biçimi haline getirmiştir.
Hafta sonunu beklerler büyük bir heyecanla.
Tribünde ki yerini alma, en büyük keyiftir onun için.
Ortaya güzel bir futbol ve skor çıktığı zaman, mutluluktan havalara uçarlar.
Galibiyet sonrasında Stadyumdan çıkıp, gidecekleri yere kadar yüzleri hep güler.
Eve gidiyorlarsa evdekilere, kahveye gidiyorlarsa kahvehanedekilere anlatırlar uzun uzun maçta ki pozisyonları.
Moralleri yerine gelir.
O an cebine milyonlar koysanız bu kadar mutlu edemezsiniz onları.
Eğer Eskişehirspor ortaya kötü bir futbol koyup, kötü sonuç aldıysa, zehir olur o günleri.
Stadyumdan çıktıklarında yüzlerinden anlarsınız Eskişehirspor'un yenilip yenilmediğini.
Eve gidiyorlarsa evdekilerini, kahveye gidiyorlarsa Kahvehanedekileri haşlarlar.
İçlerinden hiçbir şey yapmak gelmez.
O anda cebine milyonlar koysanız da, moral bozukluğunu yok edemezsiniz.
İkinci tip taraftar ise; maça gidemeyip, maçı herhangi bir mekânda iki bira bir patates ile izleyen taraftar tipidir.
Cebinde para olmadığı için iki seçenek arasında kalır çoğu zaman.
Ya bilet alıp maça bizzat gidecektir cebinde ki son para ile...
Ya da...
Aynı para ile hem maçı televizyondan canlı izleyip, hem de bir iki duble parlatacaktır.
Çoğunlukla ikinci seçeneği tercih ederler.
Eskişehirspor'un kazandığı maçta tıpkı maçı bizzat izleyenler gibi mutlu olur, kaybedildiğinde de son derece moralleri bozulur.
Eskişehirspor kazandıysa, kendilerini içki ile ödüllendirirler...
Kaybettiyse, kendilerini yine içkiye verirler.
Ceplerinde ki son parayı da verdikleri için muhtemelen son içtiklerini de deftere yazdırırlar.
Kısacası...
İki tip taraftarı vardır Eskişehirspor'un.
Birincisi ne olursa olsun maça gider, ikincisi de cebindeki para ile maçı iki duble eşliğinde televizyondan izler...
Bunların yanı sıra, hem maça gidip, hem de maçtan sonra kendini Eskişehir'in lüks içkili mekânlarına atanlar vardır.
İşte...
Biz bunlara taraftardan çok "yönetici" diyoruz.
Çünkü...
Her maç sonrasında bir mekanda toplanır bu yönetici ve etrafında oluşan insanlar.
Aralarında husumet olanlar da diğer bir mekânda konuşlanır.
Her ne hikmetse...
Eskişehirspor yenildiğinde sinirden, kazandığında ise sevinçten içiyor gözükürler gecenin geç saatlerine kadar.
Masanın hesabının, en az 20 taraftarın bilet parasına eşit olduğunu bir bakışta anlarsınız.
Sonuç olarak...
Maç gününü sabırsızlıkla bekleyen birinci tip taraftar ile cebinde ki son parayı hem TV den maçı izleyip, hem de iki dubleye harcayan ikinci tip taraftar, maç akşamı ayrı mekanlarda toplanan yöneticileri görüp, yiyip içtiklerine şöyle bir bakınca, haklı olarak çılgına döner...
İşin ilginç yanı...
Bu iş böyle gelmiş böyle de gider...
...........

Stadyum konusunda ortada fol da olsun yumurta da olsun istiyoruz ama...
Yeni Stadyum yapacağı için TOKİ'ye verilen mevcut Atatürk Stadyum yeri ile ilgili kamuoyunda ciddi endişeler var.
Bu endişelere katılmamak da mümkün değil.
İşte söz konusu bu endişeleri her dile getirdiğimizde tepki çekiyoruz.
Yanlış anlaşılmasın, tepki gösteren kamuoyu değil.
Bizzat iktidar partisinin aktörleri gösteriyor söz konusu tepkiyi.
-"Ortada fol yok yumurta yok kamuoyunu kışkırtıyorsunuz" diyorlar.
Halbuki bu endişeleri dile getirirken, ortada fol de olsun yumurta da olsun diye çabalıyoruz ama, bir türlü kendimizi iktidar partisinin Eskişehir'deki aktörlerine anlatamıyoruz.
Mesele şöyle efendim...
TOKİ, yeni Stadyum yapacağı için mevcut Atatürk Stadyumu arazisini alıyor.
Daha devir teslim bile yapılmadan, bu arazi üzerine bir plan çiziyor.
Çizdiği planda, arazinin tümünü Konut ve Ticaret merkezi olarak işaretliyor.
Ve bu planı Belediyelere gönderiyor.
Ortalık da haliyle ayağa kalkıyor.
Şimdi diyorlar ki iktidar partisinin Eskişehir'deki aktörleri;
-"TOKİ o planları Belediyelerin görüşünü almak için gönderdi. Kesin bir plan yok"
Aynen böyle diyorlar.
Biz de diyoruz ki;
-"Madem TOKİ o planları görüş almak için hazırladı, o halde arazinin tamamını Ticaret ve Konut alanı yapma yerine, niçin Yeşil alan ve sosyal donatılar koymadı?"
Öyle ya, TOKİ ,arazinin tamamını konut ve ticaret alanı olarak yapmakla, niyetini de ortaya koymuş olmuyor mu?
Bize göre oluyor ama, iktidar partisinin Eskişehir'deki aktörlerine göre olmuyor.
-"Hele bir yapılsın bakalım şimdiden niçin tepki gösteriyorsunuz?" havasındalar adeta.
İyi de...
Yapılıp bittiğinde ve iş işten geçtiğinde çıkıp;
-"Ne yapalım istedik olmadı" mı demeyi düşünüyorlar acaba?

Haberleri