AĞLAMAK ÇARE DEĞİL!

Hakkâri’ nin, Yüksekova ilçesi Yeşiltaş Karakolu’na düzenlenen saldırıda şehit olan, 8 asker için, Van’da tören düzenlendi. Tören sırasında Genelkurmay Başkanı Necdet Özel gözyaşlarına boğulması dikkat çekti.Her...

Hakkâri' nin, Yüksekova ilçesi Yeşiltaş Karakolu'na düzenlenen saldırıda şehit olan, 8 asker için, Van'da tören düzenlendi. Tören sırasında Genelkurmay Başkanı Necdet Özel gözyaşlarına boğulması dikkat çekti.
Her şehit cenazesine katılan siyasiler ve komutanlar, şehitlerimizi arkasında ağlıyorlar. Oysa ağlamak, çare değildir. Eğer gözyaşı dökülmemesi, anaların ağlamaması isteniyorsa, terörle mücadelede ilgililer, üstlerine düşen görevleri, eksiksiz yerine getirecekler.
Defalarca, terörle mücadelenin, askerin işi olmadığı kamuoyu ile paylaştık. O nedenle de terörle mücadele, mutlak Özel Harekât Timleri ile yapılmalı, bölgede sürekli ve kalıcı olmalı, geniş yetkiler verilmelidir. Aksi halde, vatan evlatlarımızı, şehit vermeye devam edeceğiz.
Ayrıca Özel Harekât Timi, bugün olduğu gibi, dünde gerekli idi. 1992 yılında, Devlet Güneydoğu'da otorite kaybediyordu. Bu gidişi durdurmak ve çözümde bulunmak zorunda idi. Ve aranan çözüm, nihayet 1993 yılında bulundu. PKK ya karşı, onun taktikleriyle savaşılacak, PKK ya destek olanlara da terörist muamelesi yapılacaktı.
Geçmişte, PKK terörüne karşı yok denenen bu yöntem çok başarılı oldu.. Bugün ise mevcut olan Özele Timinde, yetkileri kısıldı. Daha da kötüsü, bazı malum kesimlerce, PKK' nın korkulu rüyası olan," Özel Harekât Tim"e, önyargılı yaklaşıldı ve yargısız infaz yapıldı. Özel Tim başarılı oldukça, aleyhindeki senaryolar, hız kazandı. Özel Tim Emniyet Genel Müdürlüğünce, PKK ve Dev Sol'a karşı, kullanılıyor görüntüsü altında tehdit, gasp, haraç, uyuşturucu kaçakçılığı, cinayet gibi suçların, Özel Tim mensupları tarafından yapıldığı iddiaları geldi.
Oysa Özel Harekât Timi içinde, toplumun tasvip etmediği bazı olaylar olmuşsa, bunu öne sürerek, terörle mücadele de olmazsa olmaz konumda olan, bir kuruluşu yıpratmak veya tamamen ortadan kaldırmak, bu ülke insanına, yapılmış en büyük haksızlıktı. Çünkü terörle mücadele, iyi eğitilmiş, bu alanda tecrübe kazanmış, güvenlik mensuplarının işidir. O nedenle de terörle mücadelede, mutlak Özel Harekât Timleri görev almalı, bölgede sürekli ve kalıcı olmalı, geniş yetkiler verilmelidir.
Ayrıca AB uyum yasaları, terörle mücadelenin önünde, en önemli engeldir. Çünkü bu yasalar gereği, Emniyet Teşkilatı'nda, Özel Hareket Timleri için de düzenlemeler getirildi. Düzenlemeye göre, illerdeki Terörle Mücadele Şubesi'ndeki görevli kişiler, operasyonlara giremeyecek, operasyonları Özel Hareket Timleri yapacak. Özel Hareket Timleri, ayrıca kentlerde yapılan operasyonlarda da kullanılacak, kırsal alana çok zorunlu haller dışında, kesinlikle çıkamayacak.
Ayrıca özel Hareket Timleri, artık operasyonlara hemen başlayamayacak, operasyon yapılacak kişi ya da kişiler, bu görüşmeciler tarafından önce konuşarak ikna edilmeye çalışılacak. Bu kişiler, psikologlar tarafından eğitilen ve uzman kişilerden oluşacak. Bir operasyon anında, Cumhuriyet Savcıları talimatı doğrultusunda hareket edecek Suçlular ikna etmeye çalışacak. Silahlı çatışma, artık Özel Hareket Timleri'nin en son çaresi olacak. Elbette, bu tabloda, Özel Harekât Timlerinin, terörle mücadelede, başarılı olması çok zordur.
Tansu Çiller, başbakanlığı döneminde, terörle mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleriyle güvenlik güçlerine büyük destek verilmiş ve devletin bütün imkânlarını onlara seferber edilmişti. Terörle mücadelede, en büyük aşama o dönemde kaydedilmiş, sadece dağdaki teröristler yok edilmekle kalmamış, onların destekçileri olan uzantıları da TBMM'den kovulmuş, yargılanmış, cezalandırılmıştı.
Bugün öyle mi?
Günümüzde, yaşananları herkes ibretle izlemektedir: teröristlere karşı savaşanlar, hapse atılmakta, suçlanmakta; binlerce kişinin katili, PKK yetkilileri ve APO İle pazarlığa oturulmakta, APO' ya, ev hapsi istenebilmekte, dağdakilerle işbirliği yapan parti yöneticileriyle, iktidar ve muhalefet kimi politikacılar, aynı dili konuşabilmektedir.
Türkiye, bugünkü terörle mücadele yönteminden vazgeçmelidir. Başbakan Tansu Çiler' in, döneminde olduğu gibi, Yeni bir strateji belirlemeli, terörle mücadele eğitimli, tecrübe ve deneyim sahibi, "Özel Harekât Timleri", iktidar ve toplumun tüm kesimleri ile birlikte sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir şeklide, çok yönlü ve ABD gibi, terörle mücadeleyi de terörün yöntem ile yapmalıdır.
Ayrıca Batı ülkeleri siyasetçileri, dünyadaki senaryolarını gerçekleştirmek ve çıkarlarını da korumak ve kollamak için, "TERÖR" denen beladan, örtülü olarak istifade ediyorlar. Teröre, ideolojik etnik, dinsel görüntü verilerek de sahneye sürüyorlar O nedenle de PKK terörünü, Türkiye, kendisi bitirmek zorundadır.

Haberleri