AK Parti'de eskiler görevini yaptı, şimdi sıra...

7 Haziran seçiminin aday listesine adeta sihirli bir dokunuştu Salih Koca’nın yerine Harun Karacan’ın konulması.İş bu dokunuşla bitmiyordu tabii.Bu dokunuşla birlikte, arkasından bir şeylerin gelmesi gerekiyordu ki, yapılan sihirli...


7 Haziran seçiminin aday listesine adeta sihirli bir dokunuştu Salih Koca'nın yerine Harun Karacan'ın konulması.
İş bu dokunuşla bitmiyordu tabii.
Bu dokunuşla birlikte, arkasından bir şeylerin gelmesi gerekiyordu ki, yapılan sihirli dokunuş faydasını göstersin.
Bunun için üç kişiye düşüyordu iş...
Nabi Avcı, Harun Karacan ve Dündar Ünlü...
Nabi Avcı, önceki iki seçimde olduğu gibi seçimi hafife almayacaktı...
Harun Karacan, eski Harun Karacan olmadığını gösterecekti.
Dündar Ünlü ise, göreve geldiği günden bu yana sağlamak istediği birlik-beraberlik konusunda samimi olduğunu kanıtlayacaktı...
Üçü de üzerine düşeni yaptı iyi mi?
Bakan, önceki seçimlerde olmadığı kadar kafa yordu seçimlere.
Harun Karacan, daha olgunlaşmış, daha sevecen ve samimi olarak döndü sahneye.
Dündar Ünlü ise, kendisinin ön planda olmadığı fakat mutfağı kusursuz idare eden bir şef pozisyonu içinde oldu.
İşte tüm bunlar, AK parti'nin 1 Kasım aday listesine yapılan o sihirli dokunuşun tamamlayıcı unsuru oluverdi bir anda.
Bununla birlikte...
Özellikle son iki seçimde göremediğimiz isimleri gördük seçim çalışmaları boyunca.
Osman Yüksel'den Fikret Dönmez'e, İbrahim Poyraz'dan Ayşe Fert Dökmeci'ye, Ercan Kelleci'den Hasan Tuç'a kadar ne kadar kenarda duran ve küstürülen isim varsa, oyunun içine dahil oluverdi.
Eskilerin topa girmesi ve seçim çalışmalarında boy göstermesi bile, aday listesine yapılan o dokunuşun sağlamış olduğu havayı daha da arttıran unsur oldu.
Sonuç olarak...
AK Parti'nin, 5 ay önce kaybettiği seçimi 5 ay sonra, hem de önemli bir farkla kazanmasında en önemli etken aday listesine yapılan o sihirli dokunuş olsa da, üç ismin yaklaşımı ve eskilerin ortaya çıkıp "Biz de buradayız" demesi büyük katkı sağladı.
Kısacası....
AK partide eskiler, her ne kadar kendilerini bir süre nadasa çektilerse de, görevini tam zamanında ve tam anlamıyla yaptı.
Umarız eskilerin bu seçimde yaptıkları unutulmaz.
Umarız "Sizin göreviniz bu kadardı" denip, bu güne kadar olduğu gibi kenara itilmez.
Umarız...
Seçimlere ilk kez bu denli kafa yoran Avcı, artık eski Harun Olmadığını ispat eden Karacan ve birlik-beraberlik adına samimiyetini ispat eden Ünlü bir şekilde bu insanları partide, parti binasında tutmayı sürdürür.
.....
Bu çok güzel...


Thane Chiquinho Scarpa, Brezilyalı zengin bir işadamı. Sosyal medyada yaptığı ilginç bir duyuruyla geniş kitlelerce tanınır hale geliyor. Scarpa, duyurusunda milyon Dolarlık Bentley arabasını bir mezar açıp gömeceğini belirtiyor. Mısır firavunlarına özendiğini, öbür dünyada da Bentley'ini kullanabilmek için böyle yaptığını söylüyor.

Bunun için tarih de veriyor ve medyayı malikanesine davet ediyor. Hatta bununla da yetinmeyip bizzat mezar kazdığı fotoğrafları da sosyal medyada paylaşıyor.
Tahmin edeceğiniz gibi bu adama sosyal medyadan oldukça sert ve olumsuz tepkiler geliyor. Birçokları tarafından deli olmakla itham edilen Scarpa'ya arabasını hayır kurumlarına bağışlaması için de çağrıda bulunuluyor.

Scarpa bu eleştirilerden hiç etkilenmiyor ve baskılara rağmen töreni iptal etmiyor. Söylediği günde kalabalık bir gazeteci grubunun önünde tören başlıyor.
Araba mezara indirilir ve fotoğraflar çekilirken bir anda töreni durduruyor ve şu muhteşem konuşmayı yapıyor:

Milyon Dolarlık Bentley'imi gömeceğimi söylediğim için beni kınadınız. Halbuki birçok insan benim bu arabamdan çok değerli birşeyi sürekli toprağa gömüyorlar. Kalpler, karaciğerler, akciğerler, gözler ve böbrekler toprağa gömülüyor. Bu aptalca. Dışarıda organ nakli bekleyen o kadar çok insan varken bu sağlıklı organları gömüyoruz. Bu dünyadaki en büyük israf. Bentley'im bununla karşılaştırıldığında hiçbirşey. Bir organdan daha değerli hiçbirşey yok, çünkü insan hayatından daha değerli birşey yok. Burada organlarımı bağışladığımı şu an resmen açıklıyorum.

Peki bu "çılgınca" şey bir işe yarıyor mu? Bir ay içinde organ bağışları tam tamına %31,5 artıyor!


......

Meğer biz hep MHP'lilerle konuşmuşuz...

Seçimden üç gün önce bir yazı kaleme alıp, seçimlere yönelik bir tespitimizi dile getirmiştik.
Hangi partiye oy vereceğini sorduğumuz insanların verdikleri yanıt üzerine yazmıştık söz konusu yazıyı.
Ve aynen şu şekilde ifade etmiştik tespitimizi:
"Bu seçim diğerlerinden daha farklı bir hava var.
-"bunu nereden çıkarttın?" diye soracaksınız mutlaka?
Hemen söyleyelim:
Bir kere, biz de kendi çapımızda, profesyonel şirketler kadar olmasa da, insanlarla konuşup mini yoklamalar yapıyoruz.
Hangi partiye oy vereceğini sorduğumuz çoğu insandan "Bu sefer..." diye başlayan cümleleri duyuyoruz.
Hatta...
5 ay önce oy verdiği partiye 1 Kasım'da oy vermeyeceğini söyleyenlerin fazlalığı bir hayli şaşırttı bizi.
Oy verecekleri partileri açık açık söyleyenlerin dışında pek çok insan, "Bu sefer..." diyerek başlıyor söze.
-"bu güne kadar hep bu partiye oy verdim ama... Bu sefer..." diyerek ilan ediyor oy vereceği ve destekleyeceği partiyi.
Bunun anlamı bize göre şu:
Konuştuğumuz insanların çoğu, bugüne kadar desteklediği partiyi bu kez desteklemeyecek.
İşin ilginç yanı...
Bu durum sadece bir parti için değil, hepsi için geçerli.
Demek ki, seçmenlerin bir bölümü, bugüne kadar desteklediği partiden memnun değil.
Demek ki, seçmenin bir bölümü, bugüne kadar destek verdiği partiden Sıtkı sıyrılmış.
Demek ki, seçmenin bir bölümü, bugüne kadar destek verdiği parti yerine, o ya da bu nedenlerden ötürü bir başka partiye sempati duymaya başlamış.
O yüzden...
Bu seçimde "Bu sefer...!" diyerek seçim sandığına gidecek olanların oyları seçimin kaderini ciddi şekilde etkileyebilir.
Bu güne kadar "Bu sefer...!"diye söze başlayanların sandık başında karar değiştirip değiştirmeyeceklerini bilemiyoruz...
Fakat...
Dediklerini yaparlarsa, bu durumun hangi parti ya da partilere sürpriz yapacağını sandıkta göreceğiz galiba..."
Seçimler yapıldı bitti.
AK parti Eskişehir'de oy rekoru kırıp, birinci parti oldu.
CHP mevcut oyunu korudu.
MHP Eskişehir'de hezimete uğradı.
20 bin civarı oy kaybedip, milletvekilliğinden oldu.
HDP ve diğer tüm partiler oy kaybetti.
Demek ki bizim seçim öncesi konuştuğumuz ve "Bu sefer...!" diye söze başlayanların büyük bir çoğunluğu MHP'li ve bu güne kadar MHP'ye oy verenlermiş.
-"Bu sefer...!" diye söze başlamalarından da, 1 Kasım'da MHP'ye oy vermeyeceklerini açık açık ilan ediyorlarmış...




Haberleri