Milletvekili seçimlerinin hemen sonrasıydı.
Ak partinin seçilmiş vekilleri ve yöneticileri bir sohbet niteliğinde toplantıda buluştular.
Nabi Avcı ve Murat Mercan'ın da bizzat bulunduğu bir sohbet toplantısıydı bu.
Bu toplantıda şu söz verildi Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı'ya;
-"Bizim Büyükşehir Belediye Başkan adayımız sensin ama"
İşte bu "ama" bağlacı önemliydi.
Bildiğiniz üzere söylenilen sözlerin ortasına konulan "ama" bağlacı, kendinden önceki söylenenlerin tümünü götürür.
Aynen bu konuşmada da öyle oldu.
-"Bizim Büyükşehir Belediye Başkan adayımız sensin ama" denildikten sonra...
-"Gün gediğinde başka bir aday ortaya çıkar, ya da Başbakan ve Genel merkez başka bir tasarrufta bulunmak ister bunu bilemeyiz" denildi.
-"Ama yine de sen Büyükşehir Belediye Başkan adayımızmışsın gibi çalışmalarını programla" diye bir tembihte de bulunuldu.
Bu resmi bir teklif, kesin bir karar değildi ama...
Yine de Burhan Sakallı'yı ateşleyecek bir konuşmaydı.
Zaten öyle de oldu.
Bunun üzerine, Burhan Sakallı çalışmalarını Büyükşehir adaylığı yönüne kaydırdı.
Doğrusunu söylemek gerekirse, her yerde görünüyor, her konuya dahil olduğunu açıkça hissettiriyordu.
Sonra ne olduysa oldu.
Burhan Sakallı hız kesti.
Başta ki enerjiyi göstermez oldu.
Ya, yapılan konuşmaların gerçekçi olmadığını hissedip "Ben bildiğimi yapayım nasipse olur" diye düşündü, ya da bunun bir oyun, bir kandırmaca olduğunu düşündü.
Sonuç olarak...
Ak partinin Eskişehir merkezinde ki seçilmiş tek ismi olan Sakallı, büyükşehir adaylığından çok kendi işine bakmaya başladı.
Peki bu sırada ne mi oldu?
Anlatalım...
Parti içinden, Büyükşehir belediye Başkan adaylığı için başka isimler konuşulmaya başlandı.
Örneğin, eski Milletvekili ve yeni Enerji Bakan yardımcısı Murat Mercan'ın bu işi istediği çıktı ortaya.
Her ne kadar böyle bir niyeti açıkça ifade etmese de, Murat Mercan'ın Büyükşehir Belediye başkan adayı olmak istediği kulislerde dönmeye başladı.
Sonrasında buna milletvekili Salih Koca'nın da ismi eklendi.
Hele hele son günlerde Salih Koca'nın Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak için çaba harcadığı her köşe başında ciddi ciddi konuşulmaya başlandı.
Kendisi tarafından böyle bir niyet açıkça ortaya konulmamış olsa da
-"Milletvekilliğinden istifa edip aday olacak, kazanamazsa vekilliğe geri dönecek" denildi.
Ve hem Mercan'ın hem de Salih Koca'nın Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak istediği Ak parti camiasında açıkça hissedilmeye ve konuşulmaya başlandı.
Netice itibarıyla...
Ak parti içinde ki olay, nereden nerelere geldi.
Bakalım daha nerelere kadar da uzanacak?
......
ETO seçimlerinin ardından ortaya çıkan sonuç...
Tek adaylı bir kongrede heyecan olmaz.
Tek adaylı bir kongreye katılım da olmaz.
Daha seçim yapılmadan sonuç bellidir çünkü.
Zira...
Tek adaylı kongre, yapılmış olmak için yapılır.
Tek adaylı kongrede daha ilk günkü heyecan hissediliyorsa ve tek adaylı kongreye katılım bir hayli fazla oluyor ise, işte bu dikkat çekicidir.
O nedenle...
Hafta sonu yapılan ticaret Odası Kongresi son derece dikkat çekiciydi.
Niye mi?
Bir kere, 99 yılında yapılan ve iki adayın yarıştığı seçimlerde kullanılan oydan daha fazla oy kullanıldı.
Ve o seçimlerde oy kullanmaya gelenlerden daha çok oy kullanan vardı.
6500 üye 8200 oy kullandı bu tek adaylı seçimde.
Belki de kullanılan oy oranı bakımından bir rekora imza atıldı.
Bunun yanı sıra...
Harun Karacan dahil, herkeste daha ilk günün heyecanı vardı.
Tüm bunlardan sonra, ortaya çıkan siyasi bir sonuç da vardı Ticaret Odası seçimlerinde.
Hani Kracan'ın adaylık meselesi tartışılıp duruluyor ya.
Ortaya çıkan sonuç adeta "Vaziyet bu işte. Gerisini siz düşünün" gibiydi...
........
İyi de ortada bir Büyükerşen gerçeği var ama...
-"CHP mi büyük Büyükerşen mi?"
-"CHP'nin mi dediği olacak? Büyükerşen'in mi?"
-"CHP mi Büyükerşen'e mahkum, Büyükerşen mi CHP'ye?"
Sürekli bir kıyaslama var ortada.
Mesele neredeyse "Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan?" a dönmüş vaziyette.
Bu soruların tamamının cevabı basit ama, herkes olaya kendi penceresinden ve olmasını istediği şekilde baktığı için, cevaplar da değişik olabiliyor.
Eskişehir'de söyle bir gerçek var aslında.
Gerçek; Büyükerşen.
İsterseniz biraz daha açalım konuyu.
Büyükerşen bu şehirde üç kez Büyükşehir belediye Başkanı seçildi ve her üç seçimde de oylarını arttırdı.
Bu somut bir gerçek.
Diğer somut gerçek ise, Büyükerşen her üç seçimi de CHP ye ihtiyacı olmadan kazandı.
Bu da somut bir gerçek.
Diğer taraftan...
CHP her üç seçimi de kazanamadı.
Demek ki, Büyükerşen CHP olmadan da seçim kazanabiliyor.
Hem de, dibe vurmuş bir partiden girdiği seçimi bile.
Bunun karşılığında...
CHP'nin Büyükerşen olmadan seçim kazanma durumu yok.
O halde, ortaya şöyle somut bir gerçek daha çıkıyor ki o da; Büyükerşen'in seçim kazanmak için CHP'ye ihtiyacı olmadığı gibi, CHP nin seçim kazanmak için tek şansının Büyükerşen olduğu gerçeğidir.
İşte tüm bu gerçeklerden yola çıktığınızda, CHP'nin "Biz CHP olarak Büyükşehir belediyesini kazanmak istiyor muyuz?" sorusuna net bir cevap bulması lazım.
Bu cevap;
-"Büyükerşen olmasın, seçimi de kazanmayalım" şeklinde olursa, eyvallah...
Ama...
Söz konusu cevap "Büyükerşen ile CHP Büyükşehir'i kazanmalı" deniliyorsa, "Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan" benzeri kıyaslamalardan artık vaz geçilmeli.
Zira...
Her ne kadar aksi de söylenilse, Eskişehir'de yukarıda anlattığımız gerçekler var...
Ak Partide iş nereden nereye geldi...
Milletvekili seçimlerinin hemen sonrasıydı.Ak partinin seçilmiş vekilleri ve yöneticileri bir sohbet niteliğinde toplantıda buluştular.Nabi Avcı ve Murat Mercanın da bizzat bulunduğu bir sohbet toplantısıydı bu.Bu toplantıda...