AK parti'de yıllar itibarıyla yaşanan düşüşün nedeni...

AK parti Eskişehir’de, yıllar itibarıyla büyük bir düşüş yaşıyor.Her ne kadar AK partinin Eskişehir’deki bazı aktörleri, her seçim sonucundan kendilerince bir başarı çıkartma becerisini gösterse de, partinin oy oranlarının...

AK parti Eskişehir'de, yıllar itibarıyla büyük bir düşüş yaşıyor.
Her ne kadar AK partinin Eskişehir'deki bazı aktörleri, her seçim sonucundan kendilerince bir başarı çıkartma becerisini gösterse de, partinin oy oranlarının yıllar itibarıyla düşüşü açıkça gözleniyor.
Mahalli seçimlerde ardı ardına alınan yenilgi ve her seçimde kaybedilen bir belediye neyse de...
Milletvekili genel seçimlerinde yaşanan düşüş, partinin Eskişehir'de geldiği konumu açıkça ortaya koymaya yetiyor...
Dahası...
Belki hiç kimse dikkat etmiyor ama, son yapılan Milletvekili genel seçimlerinde, AK partinin Eskişehir'in ilçelerinde yaşadığı oy kaybı, ileriki seçimler için de büyük bir tehlike sinyalleri vermeye başlıyor.
Peki...
Nasıl oldu da AK parti Eskişehir'de yıllar itibarıyla büyük bir düşüş içine girdi?
Bu düşüşün elbette pek çok nedeni var...
Fakat...
Bize göre AK partinin yaşadığı bu düşüşün en büyük nedeni, "Eskişehir'e ve Eskişehirliye yeterince sahip çıkılmayışı" gibi geliyor.
Yani...
AK partinin Eskişehir'de bulunan aktörlerinin, bu şehirde yaşayanların isteklerini Ankara'dan kopartma yerine, Ankara'nın kararlarını bu şehir halkına dayatma yolunu seçmelerinden kaynaklanıyor.
Bazen düşünüyoruz kendi kendimize...
-Demiryolu'nun yer altına alınması 6 yıl yerine 1 yılda bitirilmiş olsaydı.
-Stadyum, Eskişehirlilerin istediği gibi aynı yere yapılsaydı.
-Karşılıklı üç şeride çıkartılan çevre yolunun kıymeti, Gündoğdu mahallesinin sorunu da çözüme kavuşturularak, daha anlamlı hale getirilseydi.
-Tren Gar'ı şehir merkezi yerine, büyük bir çoğunluğun istediği gibi Şeker Fabrikası arkasına taşınsaydı.
- Eskişehirlilere söz verildiği gibi modern bir Tren Gar'ı yapılsaydı.
-Türk Dünyası Kültür Başkenti gibi büyük bir projenin, şehre kazandırdıklarından çok, hangi AK partili yöneticiye ne kazandırdığı konuşulmasaydı.
-Hükümet imkânlarıyla yapılan hizmetlerin gerçekten halkın ihtiyaçlarına ne denli çözüm getireceği konusunda daha hassas davranılsaydı.
-Yeni Stadyum meselesi gündeme geldiğinde, mevcut stadyumun yerinin TOKİ'ye koşulsuz verilme teslimiyeti içinde olunmasaydı.
Kısacası:
-"Biz bildiğimizi yaparız. Sizin istekleriniz pek bir anlam ifade etmiyor. Çünkü en iyisini biz biliyoruz" düşünce ve davranışıyla yıllar geçirilmeseydi, belki de AK parti Eskişehir'de böyle bir düşüş süreci yaşamayacaktı.
Ama yaşadı işte...
Ne diyelim?
Belki bu yazdıklarımız, bundan sonrası için faydalı olur...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Bu işte bir gariplik var!

Yolda kiminle karşılaşsak, ya kendisi için ya da bir yakını için iş aradığı söylüyor.
Yardımcı olup olamayacağımızı soruyor.
-"Bir bakalım" diyoruz.
Hangi işadamı ile görüşüp, hangi yöneticiyle otursak, onlar da işçi bulamayışlarından yakınıyor.
-"tanıdığın varsa" diye söze başlayıp, bu konuda yardımcı olup olamayacağımızı soruyorlar.
İlginç bir durum ama, belki de birçoklarınızın yakından tanık olduğu bir durum bu.
Çoğunlukla, iş aradığını söyleyenlerle işçi aradığını söyleyenleri buluşturma çabasına giriyoruz ki, nafile...
Sonradan öğrendiğimize göre ya bize "İş arıyorum" diyen beğenmemiş gönderdiğimiz işi, ya da "İşçi lazım" diyenin işine gelmemiş gönderdiğimiz insan.
Bu böyle sürüp gidiyor.
Bir yanda iş arayanlar, diğer tarafta işçi arayanlar.
Ve birbirini beğenmeyenler.
Tablo böyleyken, birçok insandan da;
-"ne olacak bu işsizliğin hali. Binlerce işsiz var memlekette. Bu durum maazallah bir iç savaş bile çıkartır" sözlerini duyuyoruz.
Öte yandan...
Yine birçok insandan;
-"Ben işsizlik olduğuna inanmıyorum arkadaş. Şu kadar zamandır işçi arıyoruz, duyurular yapıyoruz. Ya gelen olmuyor, ya da gelenler işi beğenmiyor. Herkes masa başı iş istiyor" şeklinde yakınmaları da işitiyoruz.
Buradan şu anlaşılıyor ki...
Hem işsizlik var ülkede, hem de iş beğenmeme.
İşveren, nitelikli işçi peşinde.
İşsizler de nitelikli iş peşinde.
İş bulamayan işsizler de haklı kendi çapında, aradığı nitelikte işçi bulamayan işverenler de...
Bu işin sonu nereye varır bilemiyoruz ama, işçi iş beğenmediği, işveren de işçi beğenmediği sürece, ortada ki bu sorunun çözülmesini beklemek, fazla iyimserlik olacak gibi...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
CHP'de gelinen nokta!

CHP Eskişehir'de 30 Haziran seçimlerini öyle-böyle geçirdi.
Seçim öncesi süreçte var olan rahatsızlıklar su yüzüne pek çıkartılmadı.
Seçimlerin sonuçları alınır alınmaz herkes eteklerindeki taşları dökmeye başladı.
Seçilenler, seçilemeyenleri anında unutuverdi.
Seçilenler, yönetimlerin seçimde zaten çalışmadığını söyler oldu.
Seçilenler, yönetimlerin değişmesi gerektiğini ifade etmeye başladı.
Seçilenler, yönetimlerin seçimin kazanılmasında en ufak bir payı bile olmadığını dile getirmeye başladı.
Bazıları, Tepebaşı Belediye Başkanını devreden çıkartmanın yollarına başvurmaya başladı
Böyle gitseydi, yönetimler büyük bir ihtimalle görevden alınacaktı.
Seçilenler, kendi dizaynı ile parti içinde yeni birer yönetim oluşturacak ve böylece 2019 seçimlerinin de yol haritasını kendilerince belirleyecekti.
Olmadı!
Hükümet kurulamadı.
Seçilenler, yeniden seçilme telaşına düştü.
Erken seçimin gündeme gelmesiyle birlikte yönetimlerin görevden alınması da ortadan kalktı.
Şimdi...
Seçilenler, yeniden seçilmek için o görevden almak ve ortadan kaldırılmak istenenlere muhtaç hale geldi.
Hani derler ya hep: "Komutan "geriye dön!" diye bağırınca en arkadakiler en öne, en öndekiler de en arkaya düşermiş" diye...
CHP'de gelinen nokta aynen böyle oldu...

Haberleri