Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin başına geçtiği 3 ncü olağanüstü kongrede, teşkilatlarda bir yenilenme süreci olacağını açıklamıştı.
Bunu da “çünkü metal yorgunluğu gözlüyorum” sözleriyle açıklamıştı.
Metal yorgunluğu belki birçok il ve lçe yönetimleri için geçerli bir neden olabilir.
Ancak…
Eskişehir AK Parti’de “Metal Yorgunluğu” diye bir şey söz konusu olamaz.
Neden olamaz?
çünkü AK Parti Eskişehir’de belediyelerde başarısız.
örneğin…
Büyükerşen ve Ataç ilk kez Belediye başkanı seçildiklerinde, üçüncü yıllarını doldururken AK Parti kuruldu.
Partinin kurucu il başkanı Osman Yüksel oldu.
Büyükerşen ve Ataç bir dönem daha seçildiğinde, AK parti’de il başkanı Fikret Dönmez olmuştu.
Büyükerşen ve Ataç seçilmeye devam ederken, AK parti’de Ayşe Fert Dökmeci ve Murat Canözer il başkanı oldular.
Büyükerşen ve Ataç’ın seçilmelerine bir de Kazım Kurt’un seçilmesi eklendiği süreçte, Salih Koca ve Süleyman Reyhan, sonrasında da Dündar ünlü il başkanlıkları yaptı.
Tabi b saydığımız il başkanlarıyla birlikte Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanlıkları yapan isimler de sürekli değişti.
Anlaşılacağı üzere…
AK parti’nin Eskişehir’de başkanlıklarını yapan isimler de, onların yönetimlerinde yer alan isimler de metal yorgunu olabilecek kadar uzun süre bulamadılar.
O yüzden diyoruz “Eskişehir AK Parti’de “Metal Yorgunluğu” diye bir şey söz konusu olamaz.” Diye…
Eskişehir’de AK parti açısından başka bir durum var…
Bu durum öyle yorgunlukla falan da izah edilebilecek bir durum zaten değil…
......
Eskişehir’in gururu ruh hastaları!
Kimliklerini bilemiyoruz ancak başarıları ortada!
Gizli sanatçılar olarak aramızda dolaşıyorlar!
Ortaya koydukları eserler muhteşem mi muhteşem!
Galiba çok mütevazi olduklarından olsa gerek kamuoyunun kendilerini tanımasını istemiyorlar!
Eskişehir’in çeşitli yerlerine konulmuş sanatsal eserlerin eksik yanlarını anında tespit ediyor bu gizli kahramanlar!
Hemen o eserlerin başına giderek o mucize dokunuşlarını yapıyorlar!
Böylece, eksik olan eserler, bu gurur duyduğumuz! O muhteşem insanların dokunuşlarıyla daha da anlamlı hale geliyor.
örneğin:
Sahil yolunda bulunan cazcı heykellerinin ortasında eksik bırakılmış (Beyaz boya ile şekil yapılmasını) sözünü ettiğimiz bu gizli sanatçı arkadaşlarımız tamamlıyor! Böylece eser daha da güzellik kazanmış oluyor!
örneğin:
Porsuk üzerinde bulunan yaya köprüsünün aydınlatma direkleri. Güzel ama eksik işte. Anında gizli sanatçılarımız bunu tespit edip, üzerine yapıştırdıkları birkaç afiş ile direkleri daha da sanatsal hale getiriveriyorlar!
Mesela:
Porsuk sahili üzerinde bir balıkçı heykeli var. Daha doğrusu, balık tutan adam heykeli. Aslında fena heykel değil ama bir fazlalığı var. Fazlalık: balıkçının elinde tuttuğu olta. Sanatçılarımız yine bunu fark ediyor ve balıkçının elindeki oltayı kırarak, heykeli daha da anlamlı hale getiriveriyor!
O yüzden biz bu şehirde yaşayan! Bu şehrin güzelliklerini, yaptıkları müdahalelerle daha güzel hale getiren! Bu insanlara minnet duyuyoruz!
İyi ki varlar!
Ya bir de olmasalardı eksikliklerini nasıl kapatırdık bu ruh hastalarının!!!
......
Böyle de
bir dolandırıcılık
varmış…
Son günlerde internet üzerinde bolca dolaşır oldu.
Arabanızı satılığa koydunuz, söz gelimi Ahmet diye biri aradı ve dedi ki; “70 bin TL veririm”. “Tamam” dediniz, anlaştınız.
Ahmet hesap numarası istiyor. 70 bin lirayı transfer ediyor.
Açıklamada “34 XY .... plakalı golf marka aracın satış bedeli” yazıyor.
Sonra tam notere yöneldiğinizde Ahmet diyor ki “benim cenazem var, acil işim çıktı, gelemeyeceğim. Sen satışı kuzenim Hasan'a ver”.
Sen de “nasıl olsa para geldi” deyip Hasan’a aracı bedelsiz devrediyorsun. Noter sözleşmesinde “parayı eksiksiz aldım” kısmını da bir güzel imzalıyorsun.
3 gün sonra Ahmet sana ihtar yolluyor: “Sana 70 bin TL yollamıştım araç için. Hala satış olmadı. Parayı iade et” diyor.
Savcıya başvuruyorsun, Ahmet ile Hasan arasında akrabalık yok. Telefon görüşmesi tespiti yok. Beraber fotoğrafları yok. Hiç bir bağ bulamıyorlar...!!!
Yani görünürde ortada dolandırıcılık suçu yok.
70 bin lirayı da mecburen ödeyeceksin.
Hasan da “ben parayı elden verdim, bu da resmi noter belgesi, kendisi eksiksiz parayı aldığını kabul ediyor. Araba benimdir” diyor.
70 bin liralık araba uçtu, gitti.