AK Partililer Büyükerşen'in, CHP'liler Ataç'ın aday olmasını dört gözle bekliyor...
Önümüzde milletvekili Genel seçimleri var.Bu seçimlerde CHPnin Milletvekili adaylarının kimler olacağı konuşuluyor.En çok merak edilen isimler ise, Büyükşehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen ile Tepebaşı Belediye Başkanı...
Önümüzde milletvekili Genel seçimleri var.
Bu seçimlerde CHP'nin Milletvekili adaylarının kimler olacağı konuşuluyor.
En çok merak edilen isimler ise, Büyükşehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın Milletvekili adayı olup olmayacağı.
Her iki isim de bu konuda ne düşünüyor bilemiyoruz ama, AK partililerin Büyükerşen'in adaylığını, CHP'lilerin de Ahmet Ataç'ın adaylığını dört gözle beklediklerini çok iyi biliyoruz.
Nereden mi biliyoruz bunu?
Hemen söyleyelim.
Büyükşehir belediye Meclisi'nde AK partili üyelerin çoğunluğu var.
Yılmaz Büyükerşen'in Milletvekili adayı olması halinde, büyükşehir belediye Başkanlığı görevinden istifa etmesi gerekiyor.
Büyükerşen adaylık için Belediye Başkanlığından istifa etmesi durumunda, yeni büyükşehir belediye Başkanı Büyükşehir belediye Meclisi içinden seçilecek.
Yani, meclis içinde yeni başkan belirlenmesi için seçim yapılacak.
AK partili üyelerin çoğunluğunu oluşturduğu mecliste yapılacak olan seçimde de, yeni başkan muhtemelen AK partili olacak.
Böylece...
AK parti, seçimle kazanamadığı Büyükşehir belediye başkanlığını, Büyükerşen'in milletvekili adayı olmasıyla elde etmiş olacak.
İşte bu yüzden AK partililer, Büyükerşen'in önümüzdeki seçimlerde Milletvekili adayı olup görevinden istifa etmesini dört gözle bekliyor.
Öte yandan...
Tepebaşı belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın, milletvekili adaylığı için istifa etmesi halinde aynı tehlike söz konusu değil.
Çünkü...
Tepebaşı belediye Meclisi'nde CHP'li üyelerin çoğunluğu var.
Yani....
Ahmet Ataç'ın istifası halinde seçilecek olan yeni başkan, muhtemelen meclis içindeki CHP'li başka bir üye olacak.
Ancak...
Ataç'ın ayrılması halinde Ataç'ın yerine geçmek isteyen meclis üyelerinin sayısı, neredeyse meclisteki CHP li üye sayısıyla aynı.
Yani...
Hepsi Ataç'ın koltuğuna oturmaya niyetli anlayacağınız.
Hemen hepsi...
-"Ah bir Ahmet Ataç milletvekili adayı olup istifa etse de, boşalttığı koltuğa otursam" rüyası görüyor her gün.
İşte bu yüzden Tepebaşı Belediye Meclisinde bulunan CHP'liler, Ahmet Ataç'ın önümüzdeki seçimlerde Milletvekili adayı olup, görevinden istifa etmesini dört gözle bekliyor.
Gerek, Büyükerşen'in aday olmasını dört gözle bekleyen AKP'liler, gerekse Ahmet Ataç'ın aday olmasını dört gözle bekleyen CHP'liler, olmayacak duaya amin mi diyor?
Hep birlikte göreceğiz...
.......
Bu neyin hesaplaşması ki?
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katılıp konuşma yaptığı AK parti Eskişehir il kongresi Porsuk Spor salonunda yapıldı.
Kongre için salonun hazırlıkları birkaç gün önceden başlamış.
Salon, kongre için süslenmiş.
Tribünlerin üzerine de afişler asılmış.
Afişlerden biri oldukça dikkat çekici.
Üzerinde Ahmet Davutoğlu ve Padişah Abdülhamid'in fotoğraflarının bulunduğu ve altında da Kadın kolları isminin bulunduğu afişte aynen şu yazıyor:
-"Padişamım,Sultanım Abdülhamid'im. Emanetin artık emin ellerde. Rahat uyuyabilirsin"
Bu neyin hesaplaşması anlamak mümkün değil.
Bu hesaplaşmayı bu denli sergilemekle ne elde edilmek istendiğini de anlamak mümkün değil.
Biz, AK partinin Eskişehir'de niçin mahalli seçimleri kaybettiğini, genel seçimlerde de niçin hep Türkiye ortalaması altında kaldığının tahlilini yaparken, sürekli olarak partinin Milli görüş çizgisinden kendisini kurtaramadığını, bunun da Eskişehir'in demografik yapısıyla pek bağdaşmadığını söyler dururduk.
Yönetimlerin değişmesiyle, yeni görev alan yöneticilerin, Eskişehir'in bazı hassasiyetlerini göz önüne almak suretiyle daha ılımlı bir siyaset ortaya koyacaklarını tahmin etmiştik.
Söz konusu afiş bizim bu tahminlerimizi doğrusunu söylemek gerekirse çürüttü.
Sadece çürütse iyi, aynı zamanda ürküttü ve içimizdeki iyi niyeti de resmen ortadan kaldırdı.
Son olarak, belki ne anlattığımızı anlamayanlar vardır düşüncesiyle şunu söyleyelim:
Söz konusu afişi Konya'da, Kayseri'de,Kütahya'da assanız,bu afişle övgü de alırsınız.
Ama Eskişehir'de bu afişin asılmasıyla amaçlanan hesaplaşma niyeti, AK partiye vallahi bir katkı sağlamaz.
Aksine...
Bu durum AK parti sempatizanlarına bile itici gelir.
.........
........
Kahraman işçinin kadroya alınması isteğine yapılan ilginç yorum...
Apartmanın 7 nci katından düşen 3 yaşındaki Ecrin'i kucaklayarak ölmekten kurtaran Temizlik işçisi Şükrü Deniz,bir anda Türkiye'nin kahramanı oldu.
En son Beyaz Show'a konuk olmuş Şükrü Deniz.
Ünlü gösteri adamı Beyazıt Öztürk stüdyosunda ağırlamış temizlik işçisi Şükrü Deniz'i.
Olayı bir güzel anlattırdıktan sonra, "istediğin bir şey var mı?" Diye sormuş Beyaz.
Şükrü Deniz ise, kurtardığı küçük Ecrin ile aynı yaşta çocuğunun olduğunu, taşeronda çalıştığını ve iş garantisinin olmadığını söyleyip, "Kalıcı bir işim olsaydı ne güzel olurdu. Gelecek endişesi taşımazdım" demiş.
Programı yapan Beyazıt Öztürk'ün;
-"Mesela neresi olabilir?" diye sorduğunda da, "Herhangi bir yer olabilir. Mesela, Odunpazarı Belediyesi olabilir " diye cevap vermiş kahraman temizlik işçisi.
Beyaz da, "mesajı anlayan anlamıştır herhalde" diyerek uğurlamış Eskişehirli kahraman temizlik işçisini.
İşte Beyaz Show'da bu diyaloglar yaşanırken, aynı anda sosyal medya üzerinden de aynı konu tartışılıyordu.
Çoğu insan, sosyal medya üzerinden, küçük Ecrin'i kucaklayarak ölümden kurtaran kahraman işçinin belediye'ye kadrolu işçi olarak alınmayı hak ettiğini söylüyordu.
Kimileri de...
-"Odunpazarı belediyesi bu olayı olabildiğince kullandı. Karşılığında o kahraman işçiye verilecek ödül, bir plaketle kalmamalı, kadrolu işçi olmayı en çok hak eden o" diyordu.
Ancak...
Yorumlar arasında öyle bir yorum vardı ki, dikkat çekmemesi mümkün değildi.
Aynen şöyle deniyordu yorumda:
-"Eğer 7 nci kattan düşen kız çocuğunu kucaklayarak kurtaran o kahraman işçi Erzincanlı ise mesele yok, zaten Belediye anında onu işe alır. Değilse, belediyeye kadrolu olarak işe girmesi biraz zor gibi"
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Biraz da gülmek lazım
Siyasal gerginliğin dışında iki toplumun insanlarının arasındaki sosyo-kültürel farklılığın da büyük boyutlara ulaştığı bir dönem de, bir Türk gurbetçisinin evi: Küçük oğlan, akşamüstü okuldan gelmiş... Kapıdan girer girmez:
"Anne!" diye seslenmiş, "Ben Alman oldum!"
Annesi:
"O nasıl söz? Sakın bir daha tekrarlama"
"Anne ben Alman oldum. Bugün sınıfta karar verdik. ben Almanım artık"
Annesi "sus bakayım" diye tiz perdeden bağırırken, babası da içerden duyup koşmuş. Bir tokat, bir tokat daha.
Çocuk bir yandan yediği dayaktan korunmaya çalışırken, bir yandan da konuşmasını sürdürüyormuş:
"Şu dünyanın işine bakın! Alman oldum. Yarım saat sonra Türklerle başım derde girdi!"