AK Partililerin yıllardır sormaktan bıkmadıkları Tramvay sorusu...

Yıllardır Tramvay ve Tramvay hatları söz konusu olduğunda İktidar partisinin aktörleri:
-"Bu Tramvaylar niçin Tülomsaş'ta yapılmaz" sorusunu sorar.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de bu sorulara yıllardır aynı cevabı vererek:
-"Yaptığımız ilk ihaleye her firma insan boyu dosya ve belgelerle katılırken, Tülomsaş ince bir dosya ile katıldı. Ne yazık ki Tülomsaş bu konuda yeterli proje üretemiyor" der.
Buna rağmen...
Ne iktidar partisinin aktörleri "Bu tramvayları Tülomsaş niçin üretmiyor?" sorusunu sormaktan yoruldu ne de Büyükerşen bu sorulara aynı cevabı vermekten.
Önceki gün yapılan meclis toplantısında, gerek yeni alınacak Tramvay araçları ve gerekse uzatılması planlanan Tramvay hatları gündeme gelince, AK partili bir meclis üyesi "Bu alacağınız yeni Tramvaylar niçin Tülomsaş'ta üretilmiyor?" diye soru sormuş.
Tahmin edeceğiniz gibi Büyükerşen de bu soruya bu güne kadar olduğu gibi aynı cevabı vermiş.
Şimdi:
Büyükerşen, Tramvayların Tülomsaş'ta üretilmesini riskli bulmakta kendince haklı...
Zira...
Tülomsaş'ın bu güne kadar yapmış olduğu bir çalışma, ortaya koyduğu bir prototip doğal olarak yok.
Öte yandan...
Tülomsaş'ı yönetenler de kendince haklı.
Zira...
Tramvay dediğiniz alet, yapımı 1,5-2 yıl süren ve milyon dolarlara mal olacak bir araç.
Haliyle, sipariş olmadan yapılacak bir iş değil.
Sonuçta...
Büyükşehir Belediyesinin alacağı tramvayların Tülomsaş'ta üretilip üretilmeyeceği konusunda her iki tarafın da kendince haklı olduğu bir durum söz konusu.
Böyle bir durumda, bize göre haksız olan tek taraf, bugüne kadar Tülomsaş'ın böyle bir araç üretebileceğini kanıtlayacak bir siparişi bu kuruma kazandıramayan hükümet kanadı olmalı.
Öyle ya...
Tramvay üretiminin Tülomsaş'ta niçin yaptırılmadığını yıllardır bıkıp usanmadan soran iktidar partisi aktörleri keşke Tülomsaş'a böyle bir araç üretebileceği imkânını yaratmış olsalardı.
Keşke...
Türkiye'nin ilk yerli Tramvayını kullanan AK Partili Bursa Büyükşehir Belediyesinin, bu yerli Tramvayları, özel sektör firması yerine Tülomsaş'ta üretilmesini sağlasalardı.
O zaman...
Hiç olmazsa Tülomsaş'ın Tramvay üretebileceğini de ispatlamış ve yıllardır sormaktan usanmadıkları "Tramvaylar niçin Tülomsaş'ta üretilmiyor?" sorusuna da yüzde yüz haklılık katmış olurlardı.
.....
Bir önceliğimiz olmalı...

Eskişehir, sürekli olarak eksikliklerin dile getirildiği bir kent.
Eskişehir'de yaşayanlar ve Eskişehir'i yönetenler sık sık dile getiriyor bu eksiklikleri.
Ancak...
Dışarıdan baktığınızda, dile getirilen eksiklikler konusunda bir mutabakat sağlandığı söylenemez.
Kimine göre Eskişehir'in en büyük eksikliği: Üçüncü bir üniversite...
Kimine göre de Termal...
Bunun yanı sıra...
Bazıları Ulaşımı, bazıları Turizm alanında ki altyapı yetersizliğini, bazıları da Kent içi Trafiği dile getiriyor büyük eksiklik ve sorun olarak.
Keza...
Fuar alanı olmayışı, Teknolojik vadisinin bulunmayışı ve benzeri eksiklikler de söylene geliyor.
İşi biraz daha abartırsanız...
-"Eskişehir'de niçin Golf sahası yok? Bu büyük bir eksiklik ve derhal bu eksikliğin öncelikli olarak giderilmesi lazım" diyenler bile zaman zaman çıkıyor.
Netice olarak...
Bu kentte yaşayanların ve bu kenti yönetenlerin, Eskişehir tahlili yaparken, kendi önceliklerine göre sıraladıkları eksiklikler mevcut.
Belki, herkes kendi penceresinden baktığı için bu eksiklikleri öne çıkartıp dile getiriyor.
Belki...
Kendi işine yarayacağı için, kendine göre bir öncelik belirliyor...
Ama...
Bu işin, bu şekilde olmayacağı artık ortada.
O nedenle...
Bu kentte yaşayanlar ve bu kenti yönetenler, bu kent için en önemli eksikliklerin ne olduğunu öncelik sırasına göre artık tespit etmeli.
Listenin en tepesinden de başlamak üzere bu eksikliklerin de zaman içinde giderilmesi mutlaka bir takvime bağlanmalı.
Kısacası...
Eskişehir, eksikliklerini öncelik sırasına göre belirleyip, buna göre de bir yol haritası çıkartmalı.
Aksi takdirde...
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da herkesin kendine göre bir önceliği olacak ve bu eksiklikler bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da söylenip durulacak.
Ve bir türlü netice de alınamayacak.
.......

Matematik asla yalan söylemez...
Çoğu insan nefret der Matematik'ten ama Matematiğin içinde yaşam vardır.
Mesela çok sevdiğimiz bir örnektir:
Tıpkı yaşamda sizi kızdıran, çekilmez olan ve sinirinizi bozan insanları görmezden gelebilmeniz için bilinmeyenli denklem formülü uygulaması tavsiye edilir.
Yani...
Bilinmeyenli denklemde x'in ne olduğunu bulabilmeniz için, onu çıkartıp, bir kenara koymanız ve görmezden gelmeniz gerektiği gibi.
Şimdi vereceğimiz örnek aslında yaşamın ta kendisini işaret ediyor.
İlk yapacağınız iş alfabedeki tüm harflere sırasıyla 1 ile 29 arasında sayı vermek.
Tıpkı şunun gibi:
A = 1
B = 2
C = 3
Ç = 4
D = 5
E = 6
F = 7
G = 8
Ğ = 9
H = 10
I = 11
İ = 12
J = 13
K = 14
L = 15
M = 16
N = 17
O = 18
Ö = 19
P = 20
R = 21
S = 22
Ş = 23
T = 24
U = 25
Ü = 26
V = 27
Y = 28
Z = 29
Sonra da çalışma hayatında var olan kelimelerin harf karşılığı getirdiği matematiksel başarıyı bulabiliyorsunuz.
Örneğin Zekâ'nın harf toplamlarını yaptığınızda size şu sonucu veriyor:
Z =29
E = 6
K =14
A = 1

ZEKA = 50% BAŞARI...
Devam edelim...
Ç = 4
A = 1
L =15
I =11
Ş =23
M =16
A = 1
K =14

ÇALIŞMAK = 85% BAŞARI...

D = 5
E = 6
N =17
E = 6
Y =28
İ =12
M =16

DENEYİM = 90% BAŞARI...
Gelelim iş ve normal yaşamda yalakalığa...
Y =28
A = 1
L =15
A = 1
K =14
A = 1
L =15
I =11
K =14
YALAKALIK = 100% BAŞARI...
Ve en önemlisi, iş hayatında var olan ve büyük çoğunluğun da sürekli yakındığı torpil meselesi.

T =24
O =18
R =21
P =20
İ =12
L =15

TORPİL = 110% BAŞARI...
Demek oluyor ki hayatın gerçeği bu...
Torpil ve yalakalık her zaman deneyim, zeka ve çalışkanlığın önünde geliyor.
Tıpkı bugün hemen her alanda şahit olduğumuz gibi.
Eee Ne demiştik yazının başında.
Matematik hayatın kendisidir ve hiçbir zaman Matematik yalan söylemez...
Sizce de öyle değil mi?