AK Parti'nin kendi kalesine attığı nefis bir gol...

-Odunpazarı Belediyesi, Küçük Sanayi Sitesi’nin bulunduğu alan üzerinde dönüşüm planlıyor.-Yapmayı düşündüğü kentsel Dönüşüm ve Gelişim projesini hazırlayıp, Büyükşehir Meclisi’ne getiriyor.-Mecliste çoğunluğu...

-Odunpazarı Belediyesi, Küçük Sanayi Sitesi’nin bulunduğu alan üzerinde dönüşüm planlıyor.
-Yapmayı düşündüğü kentsel Dönüşüm ve Gelişim projesini hazırlayıp, Büyükşehir Meclisi’ne getiriyor.
-Mecliste çoğunluğu bulunan AK parti grubu “Planın içi boş” diyerek söz konusu projeyi “İçini doldur da getir” diyor.
-Odunpazarı Belediyesi bu kez söz konusu projenin detaylarını ve maketini kamuoyuna açıklıyor.
-“Bakalım AK parti grubu bu projenin gerçekleşmesini engellemek için şimdi ne bahane bulacak” deniyor.
İşte tam bu noktada…
çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Küçük Sanayi Sitesi’nin de bulunduğu 66 hektarlık alanı önceki gün “Afet riskli Alan” ilan ediyor.
Karar Bakanlar kurulundan çıkıyor ve yine önceki gün resmi gazetede yayınlanıyor.
Böylece…
Odunpazarı’nın Küçük Sanayi Sitesi’nde yapacağı proje, Kentsel Dönüşüm’den çıkıp, Afet Riskli Alan kapsamına girmiş oluyor.

BAKANLIĞIN ALDIĞI KARARDAN HİçBİR
AK PARTİLİNİN HABERİ YOK

Haberi ilk, Cuma günü Eskişehir’e gelen Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek veriyor.
-Küçük Sanayi Sitesi’nin, “Afet Riskli Alan” ilan edilmesinden, Eskişehir’de bulunan hiçbir AK Partilinin haberi dahi yok.
Ne Bakan Nabi Avcı’nın, ne Milletvekillerinin, ne de il ve ilçe başkanları, Küçük Sanayi Sitesi’nin de içinde bulunduğu 66 hektarlık alanın çevre ve Şehircilik bakanlığı tarafından “Afet riskli Alan” ilan edildiğini bilmiyor.
-Bununla ilgili Bakanlar Kurulu kararını ve bu kararın resmi gazetede yayınlanmasını hemen hepsi daha önceki gün öğreniyor.
-Haber duyulur duyulmaz aranan Bakan Nabi Avcı, Bakanlar kurulu kararında imzası olmasına rağmen “Kararda birkaç yer olduğu için arada kalmış. Dikkat etmedim” diyor.
-Milletvekilleri, çevre Bakanlığı böyle bir karar alırken kendilerine hiç danışılmadığını söylüyor.
-İl ve İlçe başkanları, Bakanlar kurulu kararı ve bu kararın resmi gazetede yayınlandığını duyduklarında adeta şok oluyor.

KAZIM KURT’UN ELİ RAHATLADI
Sonuç olarak…
Küçük Sanayi Sitesi’nin de içinde bulunduğu 66 hektarlık alanın çevre Bakanlığı tarafından “Afet riskli Alan” olarak ilan edilmesi ve bu kararın Bakanlar Kurulu’nca imzalanıp, resmi gazetede yayınlanmasıyla, küçük sanayi Sitesi’nin dönüşümünü gerçekleştirmek isteyen Kazım Kurt’un eli son derece rahatlıyor.
Zira…
Bu karar sonrası bakanlıktan yetkiyi isteyecek.
Bakanlığın yetkiyi Odunpazarı Belediyesine vermesi halinde:
Odunpazarı, Küçük Sanayi Sitesinin bulunduğu alana yapacağı projede, AK Parti çoğunluğunda olan Büyükşehir Meclisini resmen devreden çıkarmış olacak.
Projeyi hayata geçirme adına büyük bir avantaj kazanmış olacak.
Hatta…
Söz konusu projeyi hayata geçirirken, devletin Afet riskli Alanların dönüşümüne ilişkin sağladığı avantajlardan da yararlanacak.
Bakanlık bu yetkiyi Odunpazarı Belediyesine vermez ise…
Bu defa Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un haklı olarak “Proje hazır. Hazır projeyi yetki vermedikleri için yapamıyoruz. Bunun adı resmen engellemedir” deme hakkı olacak.
Netice itibarıyla…
Bakanlık yetkiyi verse de, vermese de, bu işten siyaseten Odunpazarı Belediyesinin kazançlı çıkacağı görülüyor.

AK PARTİLİLER İKİ GüNDüR
DARMADAĞIN

Yaşanan bu gelişmenin ardından Eskişehir’deki AK partililer iki gündür “biz bu golü kendi kendimize nasıl attık?” diye kara kara düşünüyor.
Kendi bakanlıklarının, kendilerine danışmadan nasıl böyle bir “Afet Riskli Alan” kararı alabildiğinin şifrelerini çözmeye çalışıyor.
Kendi bakanlarının, Eskişehir’de hiç kimseye sormadan nasıl Bakanlar kurulu Kararına imza attıklarını anlamaya çalışıyor.
Kısacası…
Kazım Kurt “Uzun süredir çevre Bakanlığı yetkilileriyle görüşüyorduk. Sonunda söz konusu alan, Afet riskli Alan olarak ilan edildi” derken, Eskişehir’deki AK partililer, bu durumu iki gün önce öğrenmiş olmanın şaşkınlığını hala yaşayıp “kendi kalemize nasıl böyle gol atarız?” ın hesabını yapıyor.
Ne diyelim…
Gol de gol yani ama…


.....


Allahın
kamerası…


Dün YGS sınavı vardı.
Gençler için büyük önem taşıyan bir sınav.
Bu sınavda şüphesiz en tatsız olay, kapıların kapatıldığı 9.45’den sonra kapıya gelen öğrencilerin sınav salonuna alınmayışlarıydı.
Böylece…
Bazı öğrenciler 2 ila 5 dakika geç geldikleri için sınava giremedi.
Bir yıllık hazırlıkları resmen boşa gitti.
Yaşanacak travmaya bakar mısınız?
Koskoca bir yıl göz göre göre 2 dakikada gidiverdi o öğrenciler ve aileleri için.
Daha sınav başlamamasına rağmen kapıları kapatan, geç kalan öğrencileri içeriye ve sınava almayan görevliler “Kamera ile izleniyoruz. O yüzden geç kalanları alamayız” demiş.
Bir dostumuz da sosyal medya hesabından buna tepki gösterip: “Ey görevli! Okulun kamerasından korktuğun kadar Allah’ın kamerasından da korkuyor musun?” yazmış.
çok hoşumuza gitti…
Ama…
Neticede o çocukların da koca bir yılı gitti…
Yazık! çok yazık!


.....


MHP'de yaşananların tekrarı BBP'de mi yaşanacak?


MHP lideri Devlet Bahçeli'nin önce başkanlık sistemini gündeme getirmesi...
Ardından da...
-"Biz parti olarak Evet diyeceğiz" demesi, MHP'yi adeta ikiye böldü.
Genel başkan ve yönetimiyle aynı düşüncede olmayan MHP'liler hem genel başkan hem de "Evet" diyen MHP yönetimlerine bayrak açtı.
Böylece ortaya referanduma yönelik iki farklı düşünce taşıyan MHP çıktı.
Aynı durumu şimdi Büyük Birlik Partisi'nde yaşanmaya başladı.
Genel Başkan Mustafa Destici'nin "Referandum'da Evet diyeceğiz" açıklamasının ardından tıpkı MHP'de olduğu gibi parti ikiye bölündü.
Genel başkan gibi düşünmeyen Büyük Birlik Partililer bu karara tepki gösterdi.
Kısacası...
Referanduma yönelik genel başkan ve genel merkezlerin kararları, MHP ve BBP'de bir daha kapanması zor derin çatlaklara neden oldu.
Görünen o ki:
16 Nisan'da yapılacak referandumun sonucu ne olursa olsun, her iki partide de genel başkanlar, eskiden olduğu gibi partililer tarafından ölümüne savunulmayacak.
Yine görünen o ki:
Referandum sonucu ne olursa olsun, her iki partide de genel başkanlardan kaynaklanan depremler yaşanabilecek.


.....


Biraz da gülmek lazım


Amerika da bir ilkokulda öğretmen çocuklara evde ders alınabilecek bir hikaye yaratmalarını, ertesi gün sınıfta okuyacaklarını söylemiş.
Ertesi gün çocuklar hikâyelerini anlatmaya başlamış. İlk sırada küçük Suzi varmış.
Başlamış anlatmaya: Bizim çiftliğimiz var. Bir gün babamla yumurtaları topladık, bir sepete koyduk. Arabayla giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtaların hepsi kırıldı."
öğretmen - Güzel. Peki bu hikayeden alınacak ders nedir?
- Bütün yumurtaları aynı sepete koyma. - Aferin çok güzel. Lily sıra sende.
Küçük Lily tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış: - Bizim de bir çiftliğimiz var. Babam yumurtalardan civciv çıkması için onları kuluçka makinesine koyar geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacağını sanıyordu, ama sadece 8inden civciv çıktı.
- Eveeet. Peki buradan alınacak ders nedir? - Yumurtadan çıkmamış tavukları sayma
- Aferin bu da çok güzel. Billy, sıra sende Küçük Billy tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış:
- Amcam Ted Vietnam Savaşına katılmıştı. Bir gün helikopterle bir göreve giderken helikopter vurulmuş. Ted Amcam helikopter düşmeden elinde bir makineli tüfek, bir kasatura ve bir şişe bira ile atlamayı başarmış. Paraşütüyle yere inerken yolda birayı içip bitirmiş. İnince mermisi bitene kadar makineli tüfeğiyle 70 kişiyi haklamış. Sonra kasatura kırılana dek onunla 20 kişiyi halletmiş. Sonra da son 10 kişiyi de silahsız bitirmiş.
- Böyle korkunç bir hikâyeden alınacak ne ders olabilir?
- İçerken Ted Amcama bulaşmayın...

Haberleri