AK partinin vekilleri bugüne kadar birbirleriyle hiç anlaşamadı ki!

AK parti'nin 2003 seçimlerinde, Eskişehir'deki ilk milletvekilleri Murat Mercan, Muharrem Tozçöken ve Fahri Keskin idi...
Murat Mercan ile Fahri Keskin birbirlerine ters düştü.
Muharrem Tozçöken ikisiyle de anlaşamadı.
Adeta güç gösterisi vardı vekiller arasında.
Bu durum yöneticileri de etkiledi ve partiyi yönetenlerin bu süreçte destekledikleri ve karşı durdukları vekiller oldu.
Xxx
2007 seçimlerinde AK parti 3 milletvekili çıkarttı ve Kemal Unkıtan, Murat Mercan ve Nedim Öztürk Milletvekili seçildiler.
Murat Mercan Kemal Unakıtan ile, Nedim Öztürk ise Murat Mercan ile anlaşamadı.
Adeta güç gösterisi vardı vekiller arasında.
Bu durum yöneticileri de etkiledi ve partiyi yönetenlerin bu süreçte destekledikleri ve karşı durdukları vekiller oldu.
Xxx
2011 seçimlerinde AK parti yine 3 vekil çıkarttı Eskişehir'den.
Nabi Avcı, Salih Koca ve Ülker Can milletvekili oldu.
Her ne kadar Nabi Avcı tarafgir bir düşünce ortaya koymadıysa da, Salih Koca ve Ülker Can birbiriyle ters düştü.
Adeta güç gösterisi vardı bu iki vekil arasında.
Bu durum yöneticileri de etkiledi ve partiyi yönetenler, bu süreçte vekiller arasında zaman zaman taraf olmak durumunda kaldı.
2015 7 Haziran günü yapılan seçimde AK partinin vekil sayısı 2'ye düştü.
Nabi Avcı ve Salih Koca Milletvekili oldu.
Doğrusu, bir dönem önce herhangi bir uyumsuzluğun olmadığı iki isim arasında bu defa bir mesafe hissedildiği açıkça ortaya çıktı.
Bu durum tıpkı diğer süreçlerde olduğu gibi yöneticileri de yakından etkiledi.
Xxx
Son olarak, 1 Kasım seçimlerinde AK parti 5 ay önce 2 çıkarttığı Eskişehir'deki vekil sayısını yine 3'e çıkarttı.
Nabi Avcı, Harun Karacan ve Emine Nur Günay milletvekili oldu.
Daha işin başında olmakla birlikte şu anda üç isim arasında herhangi bir pürüzün olduğu görünmüyor.
Bu olmayacak anlamına da gelmiyor.
Eğer üç milletvekili, önceki dönemlerin tamamında olduğu gibi birbirlerine ters düşüp, güç gösterisine girerse, bu durum, yine önceki dönemlerde olduğu gibi yöneticileri de etkileyecek ve bir taraf olmalarına neden olacaktır.
Yok, bu dediğimiz olmaz ve dönem sonuna kadar üç vekil birbirleriyle anlaşıp, uyum içinde olursa...
Bu defa Eskişehir'de bir ilki başarmış olurlar...
Çünkü...
Yukarıda da söylediğimiz gibi AK parti milletvekilleri Eskişehir'de hemen her dönem birbirleriyle anlaşamadı.
Hatta...
Çoğu zaman bu anlaşmazlıkları "kavga" boyutuna varırcasına su yüzüne çıktı.

**************************
CHP'liler seçime de böyle çalışsaymış...

Cumhuriyet Halk Partisi'nde, 1 Kasım seçimleri nedeniyle ara verilen delege seçimleri tamamlandı.
Seçim öncesi, Tepebaşı bölgesinde tamamlanan delege seçilmeleri, geride bıraktığımız hafta sonu Odunpazarı bölgesinde bulunan mahallelerde tamamlandı.
Doğrusunu söylemek gerekirse, CHP'nin mahallelerdeki delege seçimleri bir hayli hareketli geçti.
Çoğu mahallede 2 ya da 3 listenin çıktığı oldu.
Mahallelerde liste çıkartan taraflar seçimin yapıldığı gün boyu sandık başına sürekli CHP üyesi taşıdı.
Çoğu mahallede kazanan liste ile kaybeden liste arasında az farkın bulunması, delege seçimlerinin nasıl da kıran kırana geçtiğinin önemli göstergesiydi.
Sonuç olarak...
CHP'de delege seçimlerinin partide yarattığı heyecan, adeta tavan yaptı.
Aslına bakacak olursanız...
CHP'nin delege seçimlerinde yaşanan bu heyecan, 1 Kasım seçimleri öncesi yaşanması gerekiyordu.
Ama yaşanmadı.
Demek ki:
CHP içindeki gruplar, heyecanlarını ve enerjilerini seçim için harcamak yerine, seçim sonrası yapılacak delege seçimlerine saklamayı tercih etmiş.
Demek ki:
Çoğu CHP'li için seçim herhangi bir şey ifade etmezken, delege seçimleri çok şey ifade ediyormuş.
Öyle ya...
CHP'liler, delege seçimlerine çalıştığı kadar 1 Kasım seçimlerine de böyle çalışsaymış, Eskişehir'de yeniden birinci parti olması içten bile değilmiş...
Hatta.
Genel seçimleri kimin kazandığından öte, delege seçimlerini hangi mahallede kimin listesinin kazandığı daha da önemliymiş.

************************

Bir Milletvekilinden ne beklersiniz?

Basit ama önemli bir soru bu...
Milletvekili; seçildiği şehri Ankara'da temsil eder.
Öncelikli görev i kısaca budur.
Seçildiği şehri olabildiğince temsil edebilen vekil uzun süre hatırlanır.
Edemeyen ise, unutulur gider.
Kısacası...
Şehir merkezinde, ilçelerinde ve köylerinde yaşayan insanların, seçip de Ankara'ya gönderdiği Milletvekilinden beklentileri aslında çok da fazla değildir.
Seçmenler, oy vererek temsilcileri yaptığı Milletvekillerinden:
1-Yaşadığı çevrenin ihtiyaçlarının takip edilmesini...
2-Yaşadığı çevrenin ve insanlarının sorunlarını mecliste dile getirilmesini...
Ve bunun yanı sıra...
Üçüncü olarak da, sık sık seçim bölgesine gelerek hal hatır sormasını bekler...
Topu topu yapacakları 3 beklenti var yeni milletvekillerinden.
-"Şehrimde n olup bitiyor" diye merak edecek...
-"Şehrimin ve şehrimde yaşayanların şu sorunlarını meclis gündemine taşımalıyım ki, bana verilen görevi yerine getirmiş olayım" diye düşünecek.
Ve...
-"Seçim öncesi söz verdiğim gibi her fırsat bulduğumda seçim bölgeme gitip, halkımın içinde olayım" diyecek.
Üç basit görev...
Herhalde bu beklentileri de karşılarlar artık...