AKP, PARTİNİN OYUNUN ÜZERİNE 10 PUAN OY KATACAK BİR ADAY BULMAK ZORUNDA...

AKP nin kurulduğu günden bu yana vaz geçemediği bir yöntem var.
Kamuoyu yoklaması...
Buna Anket çalışması da diyebilirsiniz.
PR şirketleri ile anlaşıyor AKP.
Hem bir tane de değil, birkaç şirket ile birden anlaşma yapıyor.
Ve bu anlaşma yaptığı şirketler, yıl boyunca çalışıyor.
Gerek telefon görüşmeleri, gerekse yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda birer rapor hazırlayıp sunuyorlar parti genel merkezine.
Sonuç olarak bu raporlar titizlikle inceleniyor.
Raporlar doğrultusunda müdahale edilecek konulara müdahale gediliyor.
Aslına bakarsanız etkili bir çalışma tarzı.
Anlaşma yapılan RP şirketleri, partinin mevcut oy oranlarından tutun da, hangi tür olayların parti oyunu etkilediğine, hatta Belediye başkanları ve milletvekillerinden ne derece memnuniyet duyulduğuna kadar hemen her alanda rapor hazırlıyorlar.
Sonuç olarak bu hazırlanan raporlar da, gerektiği anda Başbakan ve Parti Genel başkanının önüne geliyor.

ADAY İSMİ BELİRLEME YÖNTEMİNDE DE AYNI ÇALIŞMA VAR
Parti genel merkezinin anlaşma yaptığı PR şirketlerinin en önemli görevlerinden biri de, seçimler öncesinde en iyi aday isimlerini tespit etmek.
Bu konuda yine yukarıda söylediğimiz gibi yüz yüze ya da telefon etmek suretiyle anket çalışmaları yapıyorlar.
Nitekim...
Eskişehir'de önümüzde ki mahalli seçimlere yönelik PR şirketlerinin anket çalışması yaptığı ve bu çalışma sonuçlarının partiye teslim edildiği biliniyor.
Bu anket çalışmasında vatandaşa;
-"Mevcut belediye Başkanından memnun musunuz?"
-"Sizce AKP Belediye Başkanı olarak kimi aday göstermeli?" gibi sorular yöneltiyorlar.
Bazen de...
Birkaç ismi verip, "Bunlar arasından hangi ismi belediye Başkanı olarak görmek istersiniz?" diye de sorabiliyorlar.
Tabi yapılan ankette, insanlara yaşı, mesleği, bir önceki seçimde kime oy verdiği gibi sorular da sorulduğu için, yapılan anketin sonucunda detaylı bir rapor ortaya çıkıyor.

ARADA 16 PUAN FARK MI VAR?
İşte AKP nin Eskişehir'de, Büyükşehir belediyesi için son yaptırdığı anket çalışmasının sonuçları konuşuluyor kamuoyunda.
Yapılan ve raporu hazırlanarak partiye teslim edilen son anket çalışmasında, arada 16 puanlık bir fark olduğu ifade ediliyor.
Bunu daha da açmak gerekirse, bu gün için mevcut Büyükşehir Belediye Başkanına olan desteğin yüzde 60 ları bulduğu, buna karşılık...
Olası AKP adayına desteğin ise yüzde 42 lerde olduğu ifade ediliyor.
Büyükşehir için arada ki 8 puanın ise, diğer parti ve adayları için geçerli olduğu belirtiliyor.
Dahası...
Bu rakamların içerdiği raporu, AKP il Başkan ve yöneticileri ile birlikte Milletvekillerinin de bildiği iddia ediliyor.

PARTİNİN ÜZERİNE 10 PUAN GETİRECEK BİR ADAY ARANIYOR
Yukarıda bahsettiğimiz anket çalışmasının Eskişehir'de yapıldığını biliyoruz.
Bu çalışma sonucunda hazırlanan raporun partiye teslim edildiğinden de haberimiz var.
Ancak...
Rapor sonuçlarının gerçekten yukarıda ki oranları kapsadığı konusunda emin değiliz.
Çünkü, söz konusu raparu bizzat görmedik.
Yukarıda da söylediğimiz gibi, kamuoyunda sürekli konuşulmasından ve hep aynı oranların verilmesinden yola çıkarak kaleme aldık.
Ancak...
Eğer bu anket çalışmasının raporu söylenildiği gibi rakamlar içeriyorsa, AKP nin Eskişehir'de Büyükşehir belediyesini almasının tek bir yolu var.
O da; Partinin mevcut oyunun üzerine 10 puanlık oy artışı getirebilecek nitelikte bir aday bulunması.

BU ADAY KİM OLUR?
Mevcut parti oyunun üzerine 10 puanlık bir oy katkısı yapabilecek nitelikte bir isim, AKP ye Eskişehir'de büyükşehir'i kazandırır.
Peki, böyle nitelikte bir aday kim olabilir?
Öncelikle şunu söyleyelim ki, AKP nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak kişi, sağ ve sol'dan oy alabilecek bir isim olmak durumunda.
Diğer bir değişle...
Sağ'dan ve Sol'dan Büyükerşen'e giden oyları engelleyecek nitelikte bir isim olmalı.
Olmalı ki mevcut denge bozulabilsin.
Bu ismin, AKP'liliği tescillenmiş kişilerle olması zor görünüyor.
Çünkü...
Bu yöntemle AKP ancak kendi oyunu alabiliyor ki, bu da seçimi kazanmasına iki dönemdir yetmiyor.
O halde gidilebilecek iki yol var.
Birincisi; AKP, ismi ülkenin her bir köşesinde bilinen ve aday gösterildiğinde "İşte bu" denilebilecek bir ismi aday gösterecek...
İkincisi de; Eskişehirlilerin tanıyıp bildiği ve her kesimden oy alabilecek birini bulup çıkartarak, aday yapacak.
-"Peki bu özellikte ki isimler kimler?" diyecek olursanız?
İşte işin orasına karışma hakkımız da yok haddimiz de...
İşin bu kısmı, partinin vereceği karara kalmıştır ki, Allah kolaylık versin...
.........

Tamam... Kural tanımayanların da suçu vardır ama...
Büyükşehir Belediyesinin gazetesi uzun bir süre aradan sonra yeniden dağıtılmaya başlandı.
Sanki uzun boşluk kapanırcasına iki gazete birden dağıtılmış.
Gazetenin biri, Kent belleği Müzesi için ayrılmış.
Diğeri ise, yoğunluklu olarak Bilim parkı için yapılmış.
İşte bu gazetelerden birinde, kent içi trafiği ile ilgili ilginç bir yazı vardı.
Aslında kent içi trafiğinin öyle abartıldığı gibi olmadığı hissettirilmeye çalışılmış yazıda.
Daha çok...
Kurallara uymayan sürücülerin üzerine atılmış trafik keşmekeşi.
Eğer kurallara harfiyen uyulsaymış, Eskişehir'de trafik sorunu diye bir sorun olmayabilirmiş.
Aslına bakarsanız tamamen haksız denilemez bu yaklaşıma.
Elbette kuralları ihlal eden sürücülerin yarattığı bir keşmekeş var.
Ancak...
Eskişehir Trafiğinin içinde bulunduğu durumu ve yaşattığı sıkıntıyı tamamen kural tanımayan sürücülere yüklemek de çok adaletli değil.
Şu bir gerçek ki; Eskişehir merkezinin mevcut altyapısı, araç sayısının her geçen gün arttığı şu günlerde bu durumu karşılayabilecek pozisyonda bulunmuyor.
Dahası...
Biran önce çözüm üretecek müdahaleler yapılması her geçen gün daha da zorunlu hale geliyor...
......
Biraz da gülmek lazım
Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini duyar.
- Çabuk! Köseye geç ve bir heykel gibi davran. Adamın her yerine bebek yağı sürer, üzerine de bebe pudrası serper.
- Sakin kımıldama ve heykelmişsin gibi davran! Gerisini ben halledeceğim.
- Bu nedir? hayatim, diye sorar kocası kapıdan girer girmez.
- O mu? Sadece bir heykel. Ehem'ler yatak odaları için bir tane almışlardı. O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım.
Kimse o andan itibaren heykel hakkında konuşmaz hatta yatağa girene kadar. Gece saat iki gibi koca kalkar ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile geri döner.
- Al bakalım, der, bir şeyler ye. Ben 3 gün boyunca Ehem'lerde aptal gibi dikilirken kimse bana bir bardak su bile vermemişti.