AKP'NİN DANIŞMA TOPLANTISI

Toplantı saat 14.30'da başlayacak olmasına rağmen salonun önü hayli kabaydı.
AKP'lilerden çok Has Partiler görülüyordu.
Aynı şekilde heyecanlı olanlarda onlardı!
***
Toplantı 'basına kapalı' olarak başladı.
Ancak aynı anda içerde gazetecilerin olmasına kimse bir şey demedi.
Yani;
'Toplantı bak kapalı, özel şeyler konuşuyoruz' durumu yoktu.
'Ayıp olmasın' diye yinede dışarıda beklemeyi tercih ettim.
***
Dışarıda hala Has Partililerin heyecanı vardı.
Hele ki, Numan Kurtulmuş'un kente yaklaştığı haberi telaşa bile neden oldu!
AKP İl Başkanı ile birlikte Kurtulmuş'u yine Has Partililer karşılamaya gitti.
Mustafa Özkan, Hüseyin Şişman, Ahmet Turan Yıldız karşılama heyeti içinde oldular.
'Hala Kurtulmuş'un teşkilatı gibi' kendilerini görmeye devam ediyorlar gibi hissettim.
Ancak Kurtulmuş konuşmasında 'çabuk geçer' dedi.
"Ta ki rozet takılana kadar.
Sonra alışır gidersiniz" dedi.
Alıştılar mı, bilmiyorum...
***
Toplantı basına açıldığında saat 4'ü geçiyordu.
Bnnde salonda yerimi aldım.
İlk konuşma hakkı Sakallı'ya verildi.
Burhan Sakallı belliki, söyleyeceklerini daha öncede kafasında kurmuştu.
'Üç cümle konuşurum ama mevkidaşımı konuşurum' dedi.
Ahmet Ataç'a yönelik üç atasözü söyledi.
'Dimyat'a pirince giderken bulgurdan olma.'
'Yenilen pehlivan güreşe doymaz.'
'Aç tavuk kendini darı ambarında sanır.'
Bakalım Ahmet Ataç bu üç özlü atasözümüze karşı nasıl bir yanıt verecek?
O anda aklımdan geçen soruda buydu!.
***
Beklediğimizin aksine Salih Koca yerel gündem içine girmedi.
Partililere hitaben bir konuşma yaptı.
Ülker Can ise bugüne kadar olan kürsü performansının hayli üzerine çıktı.
Gümbür gümbür konuştu, karşılığında bol alkış aldı.
Nabi Avcı ise belli ki yorgundu.
Ses tonuna bile yansıdı.
Konuşmasını kısa kesti.
***
Numan Kurtulmuş ise tam aksi!
Bir an kürsüden inmeyecek sandım.
Ülke gündeminden başladı yerele kadar indi.
Finali ise iyi yaptı.
'Alın artık şu büyükşehiri' dedi.
***
Ayrıca yazmadan geçemeyeceğim.
'Haber yetiştireceğim, konuşması artık bitse de gitsem!' durumunda olmasam, sabaha kadar dinlerim kendisini...
Hitabet gücü fevkalade.
Meselelere son derece hakim.
Anlatmak istediğini ustaca seçilmiş kelimelerle anlatabiliyor.
En önemlisi, 'önünde ekran olmadan' konuşuyor.
Konuşurken, 'geleceğin lideriyim' diye bas bas bağırıyor.
***
Kurtulmuş'tan sonra hediyeler verildi.
Sakallı'nın dev tablosu sahneye biraz geç geldi.
Gecenin teşkilat adına aksayan tek gelişmesi bu oldu.
Kalanı kusursuzdu.
Rozetlerin takıldığı an ise tüm protokol havasının yerle bir olduğu andı.
Rozeti takan hatıra fotoğrafı çektirdi...