ALINAN ÖNLEMLER YETERSİZ

Kütahya’nın, Simav ilçesi depremle sallandı. Deprem sonra dikkatler, GÜMÜŞKÖY’ deki siyanürlü su barajında idi. Başbakanlık, depremden sonra GÜMÜŞKÖY’ e’ bir heyet gönderdi mi bilinmez ama Depremin ardından, Kütahya’da...

Kütahya'nın, Simav ilçesi depremle sallandı. Deprem sonra dikkatler, GÜMÜŞKÖY' deki siyanürlü su barajında idi. Başbakanlık, depremden sonra GÜMÜŞKÖY' e' bir heyet gönderdi mi bilinmez ama Depremin ardından, Kütahya'da gümüş üretiminde kullanılan siyanürlü suyun depolandığı barajın akıbeti, hep gündemde oldu.
Yapılan incelemeler sonrasın da, uzmanlarca gönderilen e-maillerde, GÜMÜŞKÖY' deki Eti Gümüş A.Ş.'ye ait tesislerinde, "İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENCESİ" nin yetersiz olduğu belirtildi. Ayrıca "Haber Türk"te, Sayın Prof. Dr. BÜYÜKERŞEN' de işletmendeki siyanürlü barajın, Eskişehir için tehlikeli olduğunu vurguladı.
İletilen bilgilere göre, iş yerinde, özellikle de (NaCN) Sodyum Siyanürün kullanıldığı ortamlarda (HCN) Hidro Siyanür ölçümleri yapılmadığı, iş yeri ortamındaki izin verilen risk değer düzeyinin de 10 ppm olduğu belirtildi.
Sodyum siyanürün prosese ilave edildiği, depolandığı ve taşındığı departmanlarda çalışanların kan analizin yapılmadığı söylendi. Oysa tesiste çalışan işçilerden alınan kan örneklerinin, kayıt altına alınması, arşivlenmesi şattır. Bu işlemler, işyeri hekimi ve iş güvenliği sorumluluğunda olmalıdır.
GÜMÜŞKÖY' deki Eti Gümüş A.Ş' de çalışan işçilere, sodyum siyanürün kullanımı ve hidro siyanür hakkında, eğitim verilmediği de söylentiler arasındadır. Oysa yürürlükte olan mevzuata göre, bu tür eğitim, Sodyum Siyanür satıcısı firmadan talep edilmelidir. Çünkü firma, bu eğitim vermek zorundadır.
Yine işletmede, temel iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, işçilere verilmemiş. İşletmede, kazalar olmasına rağmen, gerekli denetimler yapılmamış. Ayrıca yemekhane karşısında çalışan sirkülasyon çok olduğu bir yere, LPG tankları ve dolum istasyonu kurulduğu, bu da yetmez gibi, tehlike alanına 20 metre mesafede Sodyum siyanür deposu olduğu belirtiliyor. Oysa mevcut mevzuata göre, işletme ortasına, bu tür tesislerin kurulmaması gerekmektedir.
Ayrıca işletmede, risk değerlendirmesi yapılmadığı ve işletme de acil eylem planını olmadığı da söyleniyor. Hâlbuki işletmede, acil eylem prosedürü oluşturulması gerekir. Çünkü işletme sorumluları, deprem, aşırı yağış, patlama, yangın gibi, gelişmelerde, ne yapmaları gerektiğini bilmedikleri de söyleniyor. Ayrıca işletmede, İSO 9001, ISO 14001 ve OHSAS 18001 gibi kalite ve çevre ve iş sağlığı güvenliği yönetim sitemlerinin de olmadığı incelemede bulunan uzmanlarca vurgulanıyor.
GÜMÜŞKÖY' deki Eti Gümüş A.Ş, yönetimi, önleyici faaliyetler konusunda duyarsız olduğu kadar, düzenleyici faaliyetleri de dikkate almadıkları tespitlerde yer almıştır. Oysa işletme de her ihmal can ve mal kaybına neden olabilir.
Elbette incelemede bulanan heyetler, önerilerde de bulunuyorlar. Özellikle de fitler pres yöntemi ile sulu çamur %18-20 rutubet ile katı çamur haline taşınabilir hala getirilip stoklanarak, siyanürlü suyun tamamının işletmenin üretim aşamasında kullanması da isteniyor. Üniversitelerle işbirliği yapılarak katı çamurun diğer sanayi kuruluşlarında hammadde olarak değerlendirilmesi de öneriliyor. İşletmedeki havuz betlerinin toprakla değil, Jeomemran, kil ve betonla takviye edilerek sağlamlaştırılması ve acil durumlar için de boş bir havuzun, hazır halde tutulması öneriliyor.
İncelemelerde belki de en önemli tespit, çamur havuzları 500 metre yakınındaki Astorya A.Ş' ye ait, patlayıcı deposudur. Patlayıcı deposu etrafında, hiçbir güvenlik tabelası ve uyarı işaretlerinin olmadığı ve ilgisizlikten şirketin, isim levhasının bile paslandığı, depoda 75 ton patlayıcının olduğu söyleniyor.Bu deponun mutlaka güvenli bir yere taşınması şattır. Aksi halde, depoda bir patlama, bentleri yıkabilir. Çevre köyler ve Eskişehir, hatta Sakarya vadisi çok büyük felaket yaşar.
Gümüş Madeni İşletmesi'nde, atık barajlarında 3 nolu havuzun ara seddesinin yıkılması dolayısıyla oluşması, muhtemel çevresel riskleri değerlendirmek üzere tesis mahallinde yapılan incelemeler sonucunda, alınan tedbirlerin, yerinde ve yeterli olduğunun söyleyen ilgililer, özellikle de bilim adamları! deprem sonrası ve bu tespitler karşısında, ne düşündü bilinmez ama GÜMÜŞKÖY' deki siyanürlü su atık barajı, ESKİŞEHİR açısında çok büyük tehlike. Hatta Sakarya nehri boyunca Karadeniz'e kadar yerleşim alanları, büyük bir felaketle karşı karşıyadır.
Hülasa ilgililer, hale duyarsız. Alınan önlemler de yetersizdir. O nedenle de madenlerdeki her türlü olumsuz gelişmeler, özelliklede Kütahya GÜMÜŞKÖY' de yaşananlar, acil önlemler almayı gerektiriyor. Bir an önce, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, bu tür sorunları inceleyecek, denetleyecek, oluşacak anlaşmazlık ve sorunları da çözecek, " BAĞIMSIZLAR KURULLAR", oluşturulmalıdır. Aksi halde, felaketler kaçınılmaz olacaktır.

Haberleri