Alışmayacağız...

Bu defa Kayseri'den geldi kahredici haber.
Bu defa Kayseri'den geldi o hain saldırı.
Ve bu defa Kayseri'de yitirildi o gencecik canlar.
Çarşı izni için kışladan ayrılan askerlerimizin bulunduğu otobüsün yanında patlatıldı o kalleş bomba.
İçlerinde ana- babasını aramak için çarşı iznine çıkan vardı.
İçlerinde bazı ihtiyaçlarını temin etmek için çıkan vardı belki.
İçlerinde svil hayatın yaşantısını birkaç saatliğine de olsun yaşamak isteyen vardı.
Civan gibi delilanlılar, çakı gibi askerler, bindikleri araç içinde en hain, en kahpe saldırı ile karşı karşıya kaldı ansızın.
13'ü oracıkta şehit oldu.
50'den fazlası yaralandı.
Hafta sonu,hafta izninde oğullarından gelecek telefonun heyecanını bekleyen 13 ailenin evine bekledikleri o telefon yerine,ateş düşen haber geldi.
Kayseri gibi bir kentte.
Olağanüsti hal uygulamasının olduğu bir süreçte.
İstihbaratın daha kolay yapılabileceği bir şehirde.
Yine vatan hainleri çıktı sahneye.
Yine yaptılar kahbeliklerini her zamanki gibi.
Yine gencecik canları yok ettiler.
Ve yine koskoca ülkenin Cumartesi sabahına üzüntü ve kabusla uyanmasına neden oldular.
Daha Beşiktaş hain saldırısının etkisi atlatılmamışken, ikinci bir travmaya neden oldular alçakça.
O hain saldırının hemen ardından...
Tıpkı diğer saldırılar sonrasında olduğu gibi yayın yasağı geçikmedi.
O hain saldırıların hemen ardından...
Tıpkı diğer saldırılar sonrasında olduğu gibi ne yapıldıysa aynısı yapılacak.
Teröristlerin kanının yerde kalmayacağını söyleyecek birileri.
Misliyle cavap verileceğini söyleyecek başka birileri.
Bu ülkenin güçlü olduğunu ve bu hainleri kendi kanlarında boğacağını söyleyenler de olacak. Tıpkı öncekiler gibi.
O yitirdiğimiz gencecik bedenlerin şehit törenlerinde atılacak "kahrolsun" sloganları.
Yine çıkıp televizyon kanallarından "Birlik- beraberlik" vurguları yapacak ülkenin yöneticileri.
Bunu yaparken bile, siyasi rakibine karşı araya soktukları laflarla samimi olmadıklarını bir kez daha gösterecekler.
Aradan iki gün geçtiğinde herşey unutuluverecek.
Bir başka hain saldırıya kadar.
Tıpkı diğer saldırılar ve sonrasında olduğu gibi.
Türk insanı ritüel haline getirilmek istenen bir alışkanlığa mahkum ediliyor sanki.
Türk insanı, terör saldırılarının normalleştiğine inandırılmak isteniyor adeta.
Türk insanının, kendi canlarını şehit vermesinin olağan bir durum olduğunu kabullenmesi isteniyor sanki.
Ama olmayacak.
Alışmayacak hiç kimse bu yaratılmaya çalışılan algıya.
Bu halk istenilen şablonun içine asla girmeyecek...
Sebep olan kim varsa...
Destek olan kim varsa...
Göz yuman,ihmal eden kim ama kim varsa...
Hepsinin Allah belasını versin!
.....
Bu günden "Büyükerşen CHP'nin muhtemel başkan adayı olur" diyenler...
Başkanlık sistemi önce mecliste oylanacak.
367 Milletvekili "Evet" derse, Türkiye Cumhuriyeti'nin sistemi, parlamenter sistemden direkt başkanlık sistemine geçiş olacak.
Eğer...
330 Milletvekili "Evet" derse, başkanlık sistemi için referandum yolu açılıyor.
Mecliste "Evet" diyen vekillerin sayısı 330'un altında kalırsa, başkanlık sistemi reddedilmiş oluyor.

Bu durumda...
AKP ve MHP nin başkanlık sistemi konusunda hemfikir olduğu düşünülürse ve mecliste 330 sayısının bulunabileceği hesap edilirse, başkanlık sistemi ile ilgili bir referandum kaçınılmaz gözüküyor.
Referandumun kabulü halinde ise, bundan böyle ülkenin başkanlık seçimleri ile karşı karşıya kalacağı anlaşılıyor.
Tarihi 2019 mu olur yoksa başka bir tarih mi belirlenir bilemiyoruz ama...
Referandum sonuçlarının "Evet" çoğunlukta çıkması sonrasında yapılacak olan ilk başkanlık seçiminde AK Parti'nin başkan adayının, mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olacağını tahmin etmek hiç de zor değil.
Çeşitli ittifaklar olmaz ise, yapılacak seçimde Erdoğan'ın karşısına da CHP, MHP ve HDP'nin de aday çıkartacağı muhtemel bir durum olacak.
İşte bu aşamada MHP ve HDP'nin adayları muhtemelen genel başkanlar olurken, CHP'de başkanlık için gösterilebilecek başkan aday isimleri konusunda şimdiden üç isim sıralanıyor.
Bu üç ismin, Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal ve Yılmaz Büyükerşen olduğu söylenerek "CHP büyük ihtimalle başkan adayı olarak bu üç isimden birini öne sürecektir" deniliyor.
Başkanlık sistemi henüz mecliste oylanmamışken, henüz referanduma gidip gitmeyeceği bilinmiyorken ve henüz başkanlık seçiminin talihi bile bilinmiyorken, bunun konuşuluyor olması elbette doğru değil ama...
Sonuç olarak, ileriye dönük bu mesele bir şekilde konuşuluyor.
Dahası...
Konuşulmakla kalınmayıp, başkanlık sisteminin referandumda kabul edilmesi halinde, CHP'nin Erdoğan'ın karşısına başkan adayı olarak Büyükerşen'i çıkartabileceği ihtimalinin bir hayli fazla olduğu bile son günlerde epeyce dillendiriliyor.
.....
Piyasanın hali...
Piyasanın halinin sorulduğu bir iş adamı konuşuyor:
-"Şöyle bir dolaşıyorum şehirde, en kalabalık yerler nereleri biliyor musun? Öncelikle şans oyunları oynanan Ganyanlar ve İddia bayileri, ardından yine camiler ve meyhaneler"...
Bunun sorulan soru ile ne alakası olduğunu öğrenmek istendiğinde...
-"Hiç olmaz olur mu? Tam da piyasaların nasıl olduğunu ortaya koyuyor bu tablo" diye cevap veriyor.
Biraz daha açık konuşması istendiğinde ise:
-"Yahu, kimileri geleceği şansta görüyor, kimileri 'olacağı kadarmış" deyip, kendisini içkiye vuruyor, çoğu da işi Allaha havale ediyor" diyor.
Belki ilk etapta alaka kurmak gerçekten zor ama...
Şöyle bir düşündüğünüzde...
Hiç de yanlış bir tespitmiş gibi gelmiyor insana...
Anlayacağınız...
Piyasanın nasıl olduğunun özeti bu galiba...