Bir okuyucumuz, “Alpu Termik Santralle ilgili, gelişmelere, sürekli köşenizde yer veriyordunuz, seçimlerden sonra, bu hususta, bir yazınızı göremedik. Eskişehir’ de, bazı kişilerin, özellikle de siyasilerin, Alpu termik santralle ilgili olarak mücadele edenleri, hiçte hak etmedikleri ifadelerle eleştiriyorlar. Bu durum, kabul edilemez,. çünkü söz konusu olan, verimli topraklar ve insan hayatıdır. “ dedi
Okuyucumuz, kaygılarında haklıdır. Alanlarının da yetkili olan, elektrik, çevre, ziraat, makine, jeoloji, , kimya, maden, meteoroloji ve malzeme mühendisleri ile hukuk müşavirlerinden oluşan heyet, Eskişehir’in, büyük bir çevre tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını ifade ederek, Alpu Ovası’nın, verimli topraklarında, Kömürlü Termik Santrali Projesi’nin, resmen bir ihanet olduğunu belirttiler.
Sağlık ve çevre Birliği ise Türkiye'de, taş kömürü ve linyitle çalışan kömürlü termik santraların kirletici salımı ve sağlık etkilerine ilişkin çalışma yaptı. Bu çalışma sonucu, yaptığı açıklamada, erken ölüm sayısının 3 bin, hastaneye kabul sayısının 4 bin 500, kayıp iş gücü sayısının 650 bin, hastanede geçirilen gün sayısının, 8 milyon, yıllık sağlık maliyeti sayısının da 2,9-3,9 milyar Avro olarak açıklandı.
Yine Sağlık ve çevre Birliği, ” En tehlikeli ve kirli katı fosil yakıt açısından da Türkiye'de 12 bin tonu "tehlikeli" sınıfında olan 19.5 milyon ton atık oluşmakta" bilgisini kamuoyu ile paylaştı.
Bölge halkı da Alpu termik santralini istemiyor. Bahçecik Mahallesinde yaşayan Sayın Emine Topçu, “Termik santral gördük bir borudan ibaret değil, o kadar büyük alanı işgal etmiş ki. Kül sahası çok büyük. Beyazaltın köyünden, Bahçecik’e kadar kül sahası uzayacak. Benim köyümün, kül sahası olmasını istemiyorum. Köylüyüz ama cahil değiliz. Verimli topraklarımızın, torunlarımıza kadar kalmasını istiyoruz.” Diyerek tepki gösterdi,
TEMA Vakfı’ da Alpu’ da, yapılacak olan termik santrale karşıdır. Bu alanda ciddi mücadele veriyor, özellikle de Alpu Termik santralin, çevreye vereceği zararları kamuoyu ile sürekli paylaşıyor.
TEMA Vakfına göre, Alpu Ovası, Türkiye’nin, ilk planlı sulama projelerinin yapıldığı, İç Anadolu’nun sayılı sulu tarım alanlarından biridir. Termik santrali, su tüketimi ve hava kirliliği, kömür madenciliği ise asit maden drenajlarıyla tarımın, çiftçinin düşmanıdır.
Alpu Termik projesi, hayata geçerse, yöredeki 1.500 hektarlık tarım alanını sulamaya açacak olan, 2 büyük sulama projesi, atıl kalacaktır. Bu sulama yatırımları, her sene 6 milyon TL’lik ek tarımsal gelir ve 3.500 kişiye istihdam yaratma potansiyeline sahiptir.
Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün, görüşüne göre de kömür sahası içinde, 1. derece arkeolojik, sit alanları bulunuyor. Yasal olarak arkeolojik sit alanlarında kesinlikle, hiçbir yapılaşmaya, izin verilmiyor ve bilimsel amaçlı kazıların dışında hiçbir kazı da yapılamıyor.
Termik santral, her sene 13,3 milyon metreküp su tüketecek. Bu miktar 200.000 insanın su ihtiyacı demektir. Bu suyun, Sakarya Nehri üzerindeki Gökçekaya Barajı’ndan temin edilmesi planlanıyor. Hatta bilgilendirme toplantısında, Gökçekaya Barajı’ nın, suyunun yetmeyeceği, ikinci bir barajın da düşünüldüğü söylenmişti.
Alpu Termik santrallerden çıkan soğutma suları, su sıcaklığını arttırır ve suyun biyolojik yapısına dolayısıyla, suda yaşayan canlılara, zarar verecek, Porsuk’taki koşulları daha da kötüleştirecek..
Orman Fakültesinden, emekli Sayın Prof. Dr. Doğan Kantarcı, kömürlü santrallerin tarım arazilerine geri dönüştürülemeyecek derece zarar verdiğini, belirtikten sonra.” Bacadan çıkan ince tozlardaki ağır metaller, tüm canlıların, sağlığını etkilemekte, sızan asit maden sularının taşıdığı ağır metaller ise çevreyi kirletmektedir. Baca gazları, ormanı kurutur. örneğin Yatağan’daki termik santral, Bencil Dağı’ndaki koca kızılçam ormanını kuruttu. Orman yeniden ağaçlandırıldı, maalesef dikilen fidanlar da kurudu “ dedi.
Kömür yakan termik santrallerden, çıkan kükürt dioksit, azot oksit gibi maddeler tarım ürünler, hayvanlar, ormanlar ve su kaynakları üzerinde, kalıcı zararlar yaratmaktadır. İçerisindeki cıva, kurşun gibi ağır metaller, insanlarda merkezi sinir sistemini etkilemekte, anormal doğum, gelişim bozukluklara neden olmakta ve öğrenme yeteneğinde azalmalara neden olmaktadır.
Ayrıca Radyoaktif gazlar, kanser vakalarını artırıyor. Termik santral, bacalarından çıkan gazlar, yağışlarla birleşip, asit yağmurları oluşturmakta, asit yağmurları da toprağın kimyasal ve biyolojik yapısını bozarak, ağaçların kurumasına, tarımsal verimin düşmesine, hayvancılık, arıcılık, balıkçılık gibi, faaliyetlerin olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır.
O nedenle de ülkemizde, enerji için, Alpu Termik santralinin, tarım arazilerine, ormanlara, yer üstü ve altı sularına, insan sağlığına, zarar vermesi ve doğayı katletmesi, kabul edilemediği gibi,mazereti d e olamaz..