Başbakan Sayın ERDOĞAN, "Demokratikleşeme Paketi " tanıtım basın toplantısında, Anadille ilgili Eğitim-Öğretimle ilgili olarak " ...yapacağımız, yasal değişikliklerle, özel okullarda farklı dil ve lehçelerle eğitimin önünü açıyoruz " dedi.
Oysa b,r yıl evvel Başbakan Sayın Erdoğan, Diyarbakır Barosu Başkanı, anadilde eğitim ve üniversitelerde Kürdoloji bölümleri açılması önerisine: 'Sadece Kürt kökenli vatandaşlar yok. Çerkezler, Lazlar var. Başkaları isteyince ne olacak? Bizde güzel bir laf var, atış serbest, bekâra karı boşamak kolay' cevabını vermişti,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu Başkan Sayın KUZU, AKP 'de, kendisinden farklı düşünen isimler olduğunu da söyledi. Anadilde eğitime, ABD ve Belçika örneklerini veren Kuzu, "ABD'de 72 millet 51 eyalet var. Hepsinde İngilizce eğitim yapılır Anadilde eğitim ülke de huzuru da bozar görüşündedir.
Sayın ERDOĞAN, basın toplantısında, "2003 yılında yaptığımız değişiklikle, farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi amacıyla özel kurs imkânını getirmiştik. Daha sonra ise, üniversitelerimizde, farklı dil ve lehçelerle ilgili birimlerin açılmasını sağlamıştık." dedi
Nitekim YÖK Genel Kurulu Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması talebini daha detaylı değerlendirilmek üzere 10 Eylül 2009 günü yaptığı toplantıda, ana veya yabancı dil olarak kabul etmenin yaratacağı sakıncalar nedeniyle, Kürtçe' yi üniversiteye "yaşayan dil" formülüyle soktu.
Dicle Üniversitesi'nin, Kürtçe bölüm talebi ise "siyasi irade" gerekçesiyle reddedildi. Ancak Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Omay, Yüksek Öğretim Kurumu tarafından alınan kararla açılacak Yaşayan Diller Bölümü'nün isminin rahatsızlığa neden olacağını, halkı rencide edeceğini açıkladı. Böylece, üniversite' nin isteğinin hiçte masum olmadığı ortaya çıkmış oldu.
Ayrıca CHP Liderlerinden Sayın BAYKAL' ın, "...Üniversitelerde, ana dilde eğitim için kürsü kuralım. Milli eğitime bağlı okullarda seçmeli de olsa anadili öğretelim ve eğitim yapalım. Yani, tarihi, biyolojiyi, edebiyatı anadilde öğretelim. Uygulaması Türkiye' yi bölünmeye götürür. " sözlerine katılmamak mümkün müdür?
Ana dille öğretim- eğitimin sakıncaları, devleti yönetenler tarafından da sıkça gündeme getirildi. Nitekim TBMM Başkanı Sayın Toptan, 'Kürtçe eğitim, seçmeli ders gibi düzenlemelerin anayasada yer almasını, Türkiye için en büyük tehlike ve yanlış olarak görüyorum. O zaman Türkiye'yi paramparça ederiz' sözlerine katılmamak mümkün mü?
Sayın BAHÇELİ ise "Kim, özel hayatında anadiliyle konuşmak istiyorsa konuşsun. Buna engel olacak hiç kimse yoktur. Saygı duyarız. Ancak biz, Türkçe konuşup, Türkçe söyleyip, Türkçe düşünmeye devam edeceğiz" diyerek, tepki gösterdi.
TRT'nin 1 Ocak 2009'dan itibaren özel tahsisli bir kanalda Kürtçe yayınlarına başlaması, siyasi gündemin en çok tartışılan konularından birisi olmuş, AKP hükümetinin, bu tehlikeli açılımı bazı çevreler tarafından, "sessiz siyasi ve zihni devrim" olarak alkışlanmıştı.
Elbette kimsenin, anasının dilini beşeri ilişkiler içinde öğrenmesine mani olmayan bir anlayışla meseleye yaklaşması gerekir. Ancak anadilin, kamusal alana taşınması, yazıya dökülmesi, resmiyet kazanmasına zemin oluşturulması, milli kimliğin kırılmasında kritik bir eşik olacaktır. Ayrıca dünya dil literatüründe KÜRTÇE diye bir dil yoktur. Gerçek bu iken siyasi iktidar eliyle, Kürtçe diye bir dil ve millet yaratılmaya çalışıldı.
İktidarın, bu girişimi ile de Türkiye' de bulunduğu söylenen, 35 ayrı dil ve lehçeye de televizyon kanalı kurma hakkı doğmuştur. Böyle bir gelişme, "ULUS" ve "ÜNİTER" devletin sonu olur. ABD, AB, PKK ve DTP' nin isteği de bu değil midir?
Yine Güneydoğulu bazı milletvekilleri, Başbakan Tayyip Erdoğan' a verdikleri 3 Nisan 2006 tarihli raporda, "Kürt Sorunu " ve "Özgürlüğümüzü istiyoruz" söylemleri ile bazı istekte bulundular. İstekleri arasında, "Türkiye'de Kürtçe, Türkçe ile birlikte resmi dil olması."," İlköğretimden başlayarak Kürtçe dil ve Kürt folklorik değerlerinin eğitim ve öğretiminin yapılması." da vardı. Başbakan, bu istekler karşısında ne söyledi bilinmez ama aynı istekler "Demokratik Açılım" adı altında yeniden gündemdedir
Başbakan Sayın ERDOĞAN' ın, " 2923 Sayılı Kanunda, yapacağımız bir Ek ile, Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, farklı dil ve lehçelerde, özel öğretim kurumu açılabilecek." sözleri, devlet okullarında, anadille öğretim ve eğitimin de ayak sesleridir.
Anadille Eğitim Türkiye'yi böler. Birlik berberliği yok eder. O nedenle de Türk halkı, kimliğine ve değerlerine sahip çıkmalıdır. Çünkü Rahmetli Turgut ÖZAKMAN' nın, "DİRLİĞİN, BİRLİĞİN, DİLİN, BENLİĞİN, TARİHİN, YURDUN, ADIN, BİR KEZ DAHA GİDERSE, BİR DAHA HİÇ GERİ DÖMEZ..." uyarısı hayata geçer. Son pişmanlık da fayda vermez.
ANADİLLE EĞİTİM ÜLKEYİ BÖLER
Başbakan Sayın ERDOĞAN, "Demokratikleşeme Paketi " tanıtım basın toplantısında, Anadille ilgili Eğitim-Öğretimle ilgili olarak "
yapacağımız, yasal değişikliklerle, özel okullarda farklı dil ve lehçelerle eğitimin önünü...