ANAYASA TOPLUMSAL UZLAŞMADIR

Ülkemizde, bazı kesimler AKP ilk iktidar döneminde sürekli tedirginlik yaşattı. Laiklik, türban, imam hatip, TSK ve YÖK gibi konularda, çatışma doğuracak bir macerayı göze alırlar mı?" korkusu hep var oldu. 22 Temmuz ve 12...

Ülkemizde, bazı kesimler AKP ilk iktidar döneminde sürekli tedirginlik yaşattı. Laiklik, türban, imam hatip, TSK ve YÖK gibi konularda, çatışma doğuracak bir macerayı göze alırlar mı?" korkusu hep var oldu. 22 Temmuz ve 12 Haziran seçimlerinde, oy oranını yükselterek, iktidar partisi oldu. AKP üzerindeki, kaygı, şüphe, özellikle de önyargı, biraz olsun ortadan kalkmış oldu.
22 Temmuz seçiminden sonra, ülkenin hayati sorunları çözüm beklerken, Ak Parti, , yeni anayasa çalışmaları gündeme getirdi. Bu amaçla Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki akademisyen heyetine yaptırılan çalışma Sapanca' daki toplantılarda netleşerek, kamuoyuna açıklandı. Yeni anayasa ile ilgili kaygılarda, böylece açıklığa kavuşmuş oldu. Ancak düşünülen anayasa bir türlü hayata geçirilemedi. 12 Haziran seçimlerinden sonra da aynı süreç nakarat gibi başladı.
Aslında Anayasa yapmak güç bir iştir. Onun içinde ' Toplum Katılımı" ve " Ortak akıl" ve "Orta payda" gibi kavramların, çalışmalara hakim kılınması, toplumun tüm kesimlerinin önerilerinin, dikkate alınması gerekir.
Anayasa hazırlıklarına, AK Parti yanında, diğer siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, devletin önde gelen anayasal kurumları ve akademisyenlerde katılımı ile gerçekleştirilmelidir. Bu tutum, hem demokratik olacaktı, hem de hazırlanan anayasa toplumun tüm katmanları tarafından da kabul görecekti. AK Parti' nin hazırladığı Anayasa, toplumun büyük bir kesimi tarafından kabul görmediği gibi, sürekli de tartışma konusu yapılacaktır.
Yeni anayasa, Atatürk ilke ve devrimlerinin budanması amacı gütmemeli, laiklik ilkesinin içini boşaltmamalıdır. Ülkemizin, üniter devlet yapısı ve ulusal birliğini zedeleyecek zemin hazırlamamalıdır. Ülkemizde dil ve eğitim birliğini bozacak ve Yargıyı da siyasallaştıracak, hükümler içermemelidir.
Yeni Anayasada yer alacak olan egemenlik, vatandaşlık, YÖK, TSK, Yüce Mahkeme, laiklik gibi konulardaki her değişiklik, taraf olan kesimler tarafından dikkatle izlenecek ve tepki de gösterilecektir. Ancak mevcut Anayasa' nın, ilk dört maddesinin korunması, kamuoyunda olumlu bulundu ve oluşan kaygıları da biraz olsun giderdi.
Ancak diğer bölümlerin tamamına yakınında değişiklik yapılıyor. Mevcut Anayasa'nın 6. maddesinde yer alan, yetkili organlar netleştiriliyor. Yürürlükteki anayasada, "Türk milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır" düzenlemesi, "Türk milleti, egemenliğini, Anayasanın, koyduğu esaslara göre, yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır" şeklinde düzeltiliyor. Bu durum Türk Silahlı Kuvvetlerini rahatsız edecek bir gelişmedir.
Ayrıca toplumu meydana getiren kesinlerle, uzlaşma sağlanmadan, TBMM çoğunluğuna dayalı bir dayatmayla anayasa yapılması, toplumsal uzlaşmayı değil, çatışmayı körükler. Hiçte arzu edilmeyen gelişmelere de neden olur.
AK Parti iktidarı, "katılımcı demokrasi"den yana pek değil. AK Parti kurmayları ise sadece "kendileri gibi" olanlara güveniyor, onlarla işbirliği yapıyor, onlara danışıyor. Oysa her alanda yetkili ve etkili kesimlerle işbirliği, hem ülkeye, hem de Ak Parti'ye çok şey kazandıracaktır. Ancak AK Partililer, diğer kesimlere karşı yalnızca "dengeyi korumak için" sanki hoşgörülü ve uyumlu yaklaşım görüntüsü sergiliyor
AK Parti, yüzde 50'nin üzerinde oy almasına rağmen, toplumun bir kesimi hala tehlike ve tehdit olarak görmektedir. Bu kesimlerin, kaygılarını ve tüm kesimlerin önerilerini dikkate alarak, AK Partililerin de kendilerine dönük bir değerlendirme yapmaları gerekir. TBMM Başkanı, Cemil Çiçek'in, yeni anayasa taslağının hazırlık çalışmalarında hiçbir gizlilik olmadığını, taslağın, her kesimin görüşü alındıktan sonra Meclis'e getirileceğini açıklaması, bu değerlendirmeyi yapacaklarının da bir göstergesidir.
Eskişehir Barosu Başkanı Ali Rıza Öztekin, Anayasayı da mevcut meclisin değil, tarafsız ve kurucu meclis niteliğinde olan, görevi anayasa yapmak ile sona erecek bir meclisin yapması gerektiğini belirttikten sonra, "Çünkü iktidar, yapısı gereği kendini sınırlamamak için elinden geleni yapacaktır. Yine iktidar ve muhalefet partilerinin mevcut milletvekillerinin siyasi beklentileri vardır. Siyasi beklentileri olmayanların yapacağı anayasa daha adil ve tarafsız olacaktır" sözlerine katılmamak mümkün mü?
Bugünkü şartlarda, tarafsız ve kurucu meclis' in teşkil edilmesi çok zordur. O nedenle Siyasi partiler, yanın da toplumun diğer tüm kesimlerinin anayasa yapımına katkıları sağlanmalıdır. Ortama da, "ORTAK AKIL" "TOPLUM KATILIMI" "OTAK PAYDA" gibi kavramlar hakim olmalı Çünkü anayasalar toplumsal uzlaşma metinleridir.

Haberleri