Anket hikayeleri bunlar...

-Bir Anket firmasının sahibi, seçimlerde aday olan bir isme randevu alarak gitmiş.
Önce kendini tanıtmış, ardından "Sizin için bir anket yapmamı ister misiniz?" diye sormuş...
Aday olan isim "Hay hay. Tabii ki iyi olur. Fakat bunun karşılığında size ne ödeyeceğim ?" diye sorduğunda Anket sahibi;
-"Ödeyeceğiniz para yüzde kaç oranında çıkmak istediğinize bağlı" cevabını vermiş...
***

Süleyman Demirel ünlü bir Anket firmasına seçim öncesi anket yaptırmış.
Firma sahibi anket sonucunu kendisine bir dosya halinde teslim etmiş.
Yapılan ankette Süleyman Demirel'in partisinin seçimlerde yüzde 26 civarında oy alacağı görülüyormuş.
Demirel aynı günün akşamı bu anket sonuçlarıyla televizyon programına çıkıp "İşte anket sonuçları. Yüzde 36 ile iktidara geliyoruz" deyivermiş.
Bunu televizyondan izleyen firma sahibi hemen yapışmış telefona. "Efendim bir yanlışlık oldu galiba. Benim size verdiğim sonuçlarda yüzde 26 yazıyordu ama siz yüzde 36 dediniz" deyince Demirel sinirlenip; "Herkes kendi işine baksın gardeşim" diyerek kapatmış telefonu.
***

Eskişehir'de bir yerel gazete seçim öncesi bir anket yayınlamış.
Anket yapılan kişilerin binleri aşan sayısını da vermiş.
Buna göre adayların sıralamasını da yapmış.
Açık ara birinci ilan ettiği aday seçimde en az oyu alırken, sıralamada 5 nci sıraya koyduğu aday Belediye Başkanı seçilmiş.
***

Geçtiğimiz Milletvekili Genel seçim öncesinde İktidar Partisi, Türkiye'nin en ünlü 3 firması ile anket konusunda anlaşmış.
Adı sanı duyulmayan 4 ncü bir firma, ücretsiz anket yapmayı önermiş.
-"Hadi sen de yap bari" demişler.
Seçimler yapılmış sonuçlar alınmış.
Türkiye'nin en ünlü 3 firmasının seçim öncesinde verdiği rakamlar, seçim sonuçları ile büyük sapma gösterirken, adı sanı duyulmamış olan firma, iktidar partisinin seçimlerde alacağı oyu noktasına kadar tahmin ettiği ortaya çıkmış.
***

Sonuç olarak...
Bu ve buna benzer bir çok anket hikayesi var.
Anket, seçimlerle birlikte sıkça gündeme gelen, çoğu insan için geçim kapısı haline getirilen bir olgu halini aldı.
Elbette...
Ciddi olarak yapılan ve seçimlerin sonuçlarını çok küçük yanılmalarla veren Anketler yapılıyor.
Bunun yanı sıra...
Gayrı ciddi, sırf para ya da yönlendirme için yapılan anketler de var.
O nedenle...
Duyduğunuz ve gayrı ciddi yapıldığını hissetmediğiniz her ankete çok da inanmayın...
Bu arada...
Ciddi yapılanların da olabileceğini hesap edip, anketsiz de kalmayın...
------------------------
Bu sözler Eskişehir'i kapsamıyor anlaşılan...
Başbakan Erdoğan Twitter'den şu ifadeyi yazıyor:
-"Türkiye'nin dört bir yanını Demir ağlarla, hava yollarıyla, sağlık kurumlarıyla ördük, örmeye de devam edeceğiz"
Başbakan'ın bu ifadelerini aynen paylaşmış AK Parti Eskişehir milletvekili Salih Koca...
Okuyunca şöyle bir düşündük...
Başbakan'ın bu söyledikleri Türkiye geneli için belki doğru ifadeler olabilir ama, Eskişehir için bu ifadeler sanki biraz havada kalıyor...
Neden mi?
-Türkiye'nin dört bir yanı demir ağlarla örüldü belki ama, Eskişehir'de Demiryolunun yer altına alınma meselesi 6 yıldır bitirilemedi.
-Türkiye'nin dört bir yanı hava yollarıyla örüldü belki ama, Eskişehir'de var olan uçak seferleri de kaldırıldı.
-Türkiye'nin dört bir yanı sağlık kurumlarıyla örüldü ama, Kampüs Hastanelerin kurulacağı iller arasında olduğu söylenen Eskişehir, ne yazık ki bu iller arasında yer almadı...
-----------------------
AK Partide adaylık müracaatları tarihi öne alınmış
AK partide aday belirleme takvimi 22 Ekim tarihi'nde başlayacaktı.
Yani...
Mahalli seçimlerde aday olmak isteyen isimler 22 Ekim tarihinden itibaren partiye müracaatlarını yapabilecekti.
AK partinin yetkili organları önceki akşam toplanmış.
Müracaat başlangıç tarihi olan 22 Ekim gününü 1 Ekim'e çekme kararı almış.
Böylece...
AK Partide seçim takvimi öne çekilmiş.
Buna göre...
AK parti'den önümüzde ki mahalli seçimlerde aday olmak isteyenler 1 Ekim tarihi ile 1 Kasım tarihi arasında aday adaylığı müracaatlarını yapabilecek.
Tarihin erkene çekilmesiyle birlikte aday adayı olmayı düşünenlerin önünde karar vermek için bir haftalık bir süre var.
Bakalım Eskişehir'den hangi isimler 1 Ekim gününden itibaren Belediye Başkanlığı ve meclis üyeliği için aday adayı olup, resmi müracaatlarını yapacak?
---------------
Fuar meselesini ısıtıp ısıtıp getirenler...
Fuar Alanı meselesi Ticaret Oda Başkanı Harun Karacan'a yöneltilen soruların başında geliyordu.
Her defasında "Fuar alanına niçin fuar yapılmıyor?" sorusu karşısında bugüne kadar hiçbir açıklama yapmadı Karacan.
Ta ki dün yaptığı Basın toplantısına kadar.
Toplantıda aynı sorunun hatırlatılması üzerine, önceki yönetim tarafından satın alınan söz konusu fuar alanı yerinin tapusunu gösterdi Harun Karacan.
Ardından da tapuda yer alan "Bu alan üzerinde hiçbir ticari faaliyet yapılamaz" şerhini...
Belli ki," Fuar alanı" arazisi alımında büyük bir yanlışlık yapılmış.
Tapusunda "Ticari hiçbir faaliyet yapılamaz" denilmesine rağmen, tamamıyla ticari faaliyetin yürütüleceği alan "Fuar alanı" olarak alınmış.
-"İşte bu yüzden bugüne kadar Fuar yapılamadı. Burayı alan arkadaşlarımızı suçlayan bir tavır içinde olduğumuz düşünülmesin diye bunu bugüne kadar açıklamak da istemedik.Ama aynı sorunun sık sık gündeme getirilmesi konusunda açıklamak durumunda kaldık" diyor.
Buna rağmen meseleyi çözmek için uğraş verdiklerini de söylüyor Karacan ve " Umarız yakında sorunu çözüp müjdeyi veririz" diyerek noktalıyor sözlerini.
Ne diyelim?
Biz de umarız ki, birilerinin alışkanlık haline getirdiği Fuar meselesi ile ilgili soru ısıtılıp ısıtılıp kamuoyuna sunulmaz...
----------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir boşanma davasında, çaçaron kadın, duruşma açılır açılmaz avukatı göstererek, hâkime sorar:
— Bu avukat benden ne istiyor?
— Kocanızın avukatı o hanım, tabiî ki boşanmanızı istiyor!
— İyi ama biz dün gece beraberdik, çok da mutluyduk!
Hâkim mahkeme salonunda bulunan kocayı yanına çağırır:
— Boşanmak için mahkemeye başvurdunuz ve tanık dinlettiniz. Şimdi davanızdan vaz mı geçiyorsunuz?!
— Hâkim bey, ben davamdan vazgeçmiyorum ki!
— Dün geceyi karı koca birlikte geçirdiniz mi?
— Evet!
Hâkim içinden lahavle çeker:
— Neden?!!
— Hâkim Bey, nafakayı niye veriyorum o halde!