Arkadaşlık süreçlerini izlediğimizde bu kurumu var eden ve ayakta kalmasını sağlayan bazı temel ilkeler ve değerler olduğunu hissederiz. İyi giden arkadaşlıklarda neyin iyi olduğu, kopan veya zayıflayan arkadaşlık ilişkilerinde neyin kötü olduğu veya kötüleştiği bize bazı ipuçları verir. Sağlıklı ve sürdürülebilir bir arkadaşlık için bu ilke ve değerlerin neler olduğunu bilmek yararlı olur. Karşılıklı hatalarımız yüzünden yitirdiğimiz arkadaşlıkları ve bunlarda yaptığımız ilke-değer hatalarını dikkate alarak geleceğe daha donanımlı olarak yürüyebiliriz. Mevcut arkadaşlarımızı yitirmemek için de bu ilke ve değerler yolumuzu aydınlatacaktır.
Hiç kuşkusuz; arkadaşlığı bir prototipe indirgemek doğru olmaz. Her ilişkinin birbirine göre farklılıkları vardır. Sözünü edeceğim unsurların tümünü içerenler olduğu gibi ancak birkaç tanesi ile yoluna sağlam adımlarla devam eden arkadaşlıklara da tanık olabiliriz. Her iki bacağı, iki büyük kanadı ve kafasının yanlarında iki gözü olup deniz üzerinde uçan canlı bir martı değildir. Bunun gibi saydığım temel ilke, değer ve özelliklere uyan her arkadaşlığın kalıcı, sürdürülebilir, uzun ömürlü, sağlam ve sağlıklı olacağı yargısına varamayız. İnsanı var olduğu tüm ilişkiler felsefenin yorum yapmasına gerek duyulan tanım belirsizliklerine sahiptir. Muhtemelen bu nedenle felsefe hemen her dönemde arkadaşlığı inceleme ve tartışma konusu yapmıştır.
Kişiler arasındaki arkadaşlığın temel değerlerinden birincisi karşılıklı kişisel sevgidir. Hiç kuşkusuz; aşktan iş ortamındaki arkadaşlığa kadar her farklı türden ilişkide sevgi kavramı da bazı değişikliklere uğrayacaktır. Ama bu farklılaşma gereği, arkadaşlığın en önemli değerlerinden birinin karşılıklı sevgi olduğunu değiştirmez.
Arkadaşlık paylaşılan ilgi alanlarında birlikte yaratma ve üretme –hatta haz alarak tüketme– ilişkisidir. Bireylerin tek başlarına göre olduklarına oranla birlikte (kolektif) üretmeleri ise enerji ve motivasyon gerektirir. Karşılıklı sevginin varlığı bu gereklerin sağlanması zeminini yaratır. Birliktelik karşılıklı sevgiyi, sevgi de birlikteliğin sürdürülebilirliğini sağlar.
Arkadaşlıktaki karşılıklı sevginin bazı unsurlarını sıcaklık, yakınlık, neşe, merhamet ve bağlanma şeklinde sıralayabiliriz. Bunlara daha başkalarını da ekleyebiliriz. Ama bunlar ya da başkalarının (karşılıklı sevginin) varlığı karşılıklı beğeninin varlığını garanti altına almaz. Sevebiliriz, ama beğenmeyebiliriz de. Her türünü içine alacak biçimde arkadaşlık ilişkisini incelediğimizde bu kurum açısından sevginin ve beğeninin tam anlamıyla çakışmadığını (hatta birbirinden tümüyle farklı iki kavram) olduğunu fark ederiz.
Arkadaşın varlığını ve birlikteliğini arzu etmemizin nedenlerinden biri onu ve onunla birlikteliği beğeniyor olmamızdır. Bu duygu; büyük oranda arkadaşımızın fiziksel görünümden, davranışlarından, sesinden, yaşam tarzından, karakter ve etik özelliklerinden ya da benzerlerinden kaynaklanır. Beğeni duygusunun oluşmasının beğenen kişinin kendi kişilik, duyu derinliği, duygu-düşünce profili, ahlak, dinsel inanç veya deneyim temelli niteliklerine göre değiştiğini de hatırlatmalıyım. Bir kişinin beğendiğini bir başkası pekâlâ beğenmeyebilir.
Sevgi ve beğeni arasındaki ayrımı fark etmemizi sağlayan ortamlardan biri İnternet ve sosyal medyadır. Günümüzdeki arkadaşlık kavramını incelediğimizde ise burada sevginin giderek geri çekilirken onun bıraktığı alanın beğeni tarafından doldurulduğunu görürüz. Eğer sağlam, sağlıklı ve sürdürülebilir bir arkadaşlıktan söz etmek istersek karşılıklı sevgi ve beğeni duygusunun birlikte yükselmesi gereğini ifade etmemiz gerekir.
Arkadaşlık ve değerler
Arkadaşlık süreçlerini izlediğimizde bu kurumu var eden ve ayakta kalmasını sağlayan bazı temel ilkeler ve değerler olduğunu hissederiz. İyi giden arkadaşlıklarda neyin iyi olduğu, kopan veya zayıflayan arkadaşlık ilişkilerinde...