ASKER SEVKİYATI TBMM'DE GÖRÜŞÜLMELİ

ABD Başkanı OBAMA' nın, seçim öncesi vaat ettiği, Irak'taki 142 bin ABD askerinin çekileceği sözünü yerine getiriyor. Üstelik çekilme tarihi Ağustos 2010'dan daha da önceye alındı. Pentagon'dan İncirlik Hava Üssü'ndeki 39'uncu Wing Komutanlığı'na gelen yazıda Irak'tan çekilecek askerlerin İncirlik'te toplanacağı ve sevkiyatın bu üs üzerinden sağlanacağı belirtilirken, '100 bin askerin konaklayacağı şekilde hazırlıklara başlansın' talimatı verildi. Yazı, askerlerin açıklandığı 2010 Ağustos ayında değil, Aralık ayı sonuna doğru gönderilmeye başlanacağını ortaya koydu.
100 bin askeri ağırlamaya hazırlanan İncirlik Üssü'nde lojistik çalışmalara başlandı. Aralık ayında başlayıp 2011'e kadar sürecek. Şayet doğru ise çekilmede periyodik aralıklarla askerlerin İncirlik Hava Üssü'nde konaklayacağı daha sonra kısım kısım ülkelerine gönderileceklerinin planlandığı öğrenildi. Üs içerisine yüzlerce prefabrik ev kurulacak. Çalışmalar başladı. Askeri kargo uçakları ile askerlerin barınmasını sağlamak için Amerika'dan tonlarca malzeme İncirlik'e taşınırken, 'Çadırkent' i oluşturmak için inşaat çalışmaları hız kesmeden devam ettiği söyleniyor.
Ayrıca ABD'nin, üstte kullandığı MAC terminali sayısı da, sevkiyatın hızlanması için 3'ten 12'ye çıkarılıyor. Pist sayısının artırılması ve prefabrik evlerin inşası ise başladı. Erken çekilme, güya 'Obama' nın yeni yıl jesti' olarak değerlendirilirken, konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
ABD, Irak'ta, hava ve deniz ulaşım olanaklarına sahip iken, neden İnciliği kullanıyor, en iyi kendisi bilir ama ABD' nin, asker sevkiyatı, Türkiye için hiçte hayra alamet değildir. İlgiler bu sevkiyatın ülkeye, ne gibi sorunlar yaratacağını, hesap ettiler mi bilinmez ama şayet söylenenler doğru ise tehlikeli bir senaryo Türkiye' nin önüne gelecektir. Çünkü ABD ve Almanya yetkililerinin, Doğu ve Güneydoğu' daki gezileri, ABD' de dolaşan Kürdistan Haritaları, kaygıları artırırken, söylentileri de doğrular niteliktedir.
Ayrıca Temmuz 2006 tarihinde, ABD'de yayınlanan "Newer Quit the Fight" adlı dergide Ortadoğu 'nun, tasarlanan son şeklini gösteren bir harita yayınladı. Bu haritada, Türkiye'nin Güneydoğu'su, Kürdistan ve Ermenistan toprağı olarak gösteriliyor.
Diyarbakır ise, ön plana çıkartılıyor.
Diğer yandan BD –İngiliz ortaklı Rio Tinto' adlı maden şirketi' nin, Türkiye'de 1996 yılında kurduğu AMDL adlı şirketin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da elde ettiği "maden arama imtiyazı", Barzani'nin internet sitesinde "Kürdistan'ın doğal sınırları" olarak gösterilen toprakların sınırları ile birebir örtüşmesi tesadüf mü bilinmez. Ancak Mersin'den Ağrı'ya kadar olan bölgenin sınırları, AMDL şirketinin maden arama haritası; Yine Doğu Karadeniz'de aynı şirkete verilen "imtiyaz hakkı" da hayali Rum Pontus devletinin sınırları ile birebir aynı olduğu söyleniyor.
Yine 4 Temmuz 2003'te Kuzey Irak'taki Süleymaniye kentinde, hiçbir gerekçe göstermeden, askerimizin başına çuval geçiren ABD, benzer bir olayı da Başbakan Sayın Erdoğan' a, New York'ta yaşattı. Ancak Siyasi iktidar, her iki olayı da küçümsedi. Hatta görmemezlikte geldi. Bu gelişmeler ortada iken, Türkiye' de koşullandırılacak 100 bin civarındaki ABD askerin sevkiyatı, Türkiye' den gerçekleştirilecektir. Bugüne kadarda, TBMM' den, ABD askerlerinin hareketliliğine imkân verecek şekilde bir tezkere geçmedi. Asker sevkiyatı ile ilgili bir anlaşma var mı bilinmiyor. Ancak bir anlaşma olsa bile, ABD askerinin, Türkiye' de sevkiyatının bugün için hukuki temeli yok. Çünkü TBMM'nin, uygun görmemesi halinde, Türkiye'de yabancı askerlerin bulunmasına, faaliyet göstermesine olanak yoktur.
Öte yandan ABD askerinin, İncirlikte koşullandırılması hususunda, bir anlaşma yapılıp yapılmadığı hususunda, Türk kamuoyunun bir bilgisi yok. Şayet anlaşma olmadan ABD askerinin, sevkiyatı gündeme gelmiş ise bu, Türkiye' ye bir emrivakidir. Türkiye açısında da kabul edilemez bir gelişmedir. ABD' nin, asker sevkiyatı, mutlaka TBMM' de ele alınmalı, artı ve eksileri tartışılarak, karara bağlanmalıdır.
Öte yandan Irak, ABD işgali altındadır. Irak' ın, hava ve deniz ulaşım imkânları da ABD' nin elindedir. Hal böyle iken, sevkiyat gerekçesi ile Türkiye' deki incirlik üstünü kullanması dikkat çekicidir. Hükümetin, bu gelişmeler karşısına kamuoyunu bilgilendirmeyip, suskun kalması ve muhalefetinde tepki göstermemesi ise düşündürücüdür.
Elbette ABD' nin, asker sevkiyatı ile ilgili hükümette bir açıklama gelmezse, kamuoyu tedirgin olacak, çeşitli görüş, düşünce ve yorumlarda gündemden düşmeyecektir. Ancak bu tür emrivakiler, bağımsız bir devlet olan TÜRKİYE' ye yakışmıyor. Ayrıca Türkiye, bu gelişmelere, müsaade ederek uluslararası alanda, itibar kaybediyor, ABD karşıtlarının da tepkisini alıyor, en önemlisi de kendi güvenliğini de tehlikeye atıyor.