ATATÜRK 20.YÜZYILIN LİDERİ

Ülkemizde ve Eskişehir’de, yapılan bazı toplantı ve törenlerde, yapılan saygı duruşunda, Büyük Önder Atatürk’ e, yer verilmemesi, aklıselim vatandaşlarımızı üzmektedir. Oysa Atatürk, 20.yüzyılın, dünya lideri olarak,...

ülkemizde ve Eskişehir’de, yapılan bazı toplantı ve törenlerde, yapılan saygı duruşunda, Büyük önder Atatürk’ e, yer verilmemesi, aklıselim vatandaşlarımızı üzmektedir. Oysa Atatürk, 20.yüzyılın, dünya lideri olarak, ilan edildi.
Rhode Island'daki Brown üniversitesi'nde, "Emeritus Professor-Onursal Profesör  Arnold Ludwig’  in,  18 yıl süren, "Liderliğin Doğası"  çalışmasında, 1900-2000 yılları arasında yaşayan, 200 farklı ülkeden, 1941 li-deri araştırmış. Ludwig bu amaçla "Politik Büyüklük ölçeği" adını verdiği, puanlamaya dayalı bir ölçek geliştirmiş. Ayrıntılı bilgiye ulaşabildiği Roosevelt'ten, Churchill'e, Mao'dan Fidel Castro'ya, uzayan listedeki 377 lider arasında en yüksek puanı, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk almıştı.
Atatürk’ü, 20. Yüzyılın, en önemli dünya lideri olarak ilan eden, liderleri sıralama araştırması, dünya çapında, bugüne kadar yapılmış, en kapsamlı çalışmadır.Ne yazık ki  kendi değerlerimize,  tam olarak sahip çıkamıyoruz ama Atatürk gibi değerleri-mizin, büyüklüğünü ortaya koymak ve dünyaya tanıtmak da  yabancılara düşüyor..
Kim ne düşünürse düşünsün, dâhi lider Mustafa Kemal Atatürk'ün, değeri zamanla azalmıyor; bilakis, kendi çağını aşan, siyasî vizyonu, günümüz politikasına, ışık tutmaya devam ediyor. Az zamanda, çok ve büyük işler başaran, Atatürk, hakkında,  dünyada, yüzlerce makale ve onlarca kitap yazıldı.
Atatürk’ le ilgili, dünyada gelişmeler, böyle iken, bazı kendini bilmez, kişi/kişiler  Büyük önder Atatürk hakkında hak etmediği söylemde bulunuyorlar. Onun fikir ve düşüncelerini, özellikle de ilkelerini, yok etmek için, gayret gösteriyorlar.
Şu bir gerçek ki Türk toplumu olarak, Atatürk’ü, yeteri kadar, ne anladık ne de anlatabildik. İnsanımıza da,  resim ve heykel olarak tanıttık. Onun fikir ve düşüncelerini, insanımıza aktaramadığımız gibi, hayata da geçiremedik.
Oysa Atatürk, gerçeğin adamıdır. Nerde ne yaptı, neye karar verdi ise daima en iyisini yapmış, en hayırlısına da karar vermiştir. Atatürkçülüğün,  ilkeleri de, birden bire ortaya çıkmadı. Bu ilkeler, ta-rihsel bir gelişim izledi ve Atatürk ideolojisi de zamanla oluştu.
Atatürk “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.”  demesine rağmen, ortama “POLİTİK” ve “ELİT” güçler hâkim oldu. Padişahlık kaldırıldı ama çok partili dönemde, “Cumhuriyet Padişahları”,  boy gösterdi. Yıllarca, aynı isimlere, layık ve mahkûm olduk.
Oysa Atatürk’ e göre,, parlamento üyelerini, halk, doğrudan doğruya ve hiçbir aracı olmadan kendisi seçecektir.  üyelerin seçiminde, aracılığı, ne devletin yürütme kurumu olan hükümet,  ne de partiler yapabilir. çünkü halk, değer verdiği ve kendisinden de hizmet beklediği kişileri, bizzat kendisi seçecektir. Bugün öyle mi?
Yıllarca, Atatürk, hep gündemde oldu. Her başı sıkışanda, ona inanmadığı halde, kalkan yaptı. Gerçek anlamda yorumlayan, çok az insan oldu. çünkü Atatürk’ün, fikir ve düşüncelerini yorumlarken, nesnel, gerçekçi ve bilimsel olmak gerekirdi.
Atatürk, milliyetçi bir insandı. Ancak, O’nun milliyetçi düşüncesinde, ırkçı,  ümmetçi,  kafatasçı, gibi kavramlara, yer yoktu. Bilakis, O’nun düşüncelerinde, Türk halkını birleştirici, bütünleştirici, bilimsel, akılcı ve gerçekçi kavramlara yer vardı.
Hayatı boyunca, ulusal ve uluslararası barıştan yana oldu. Tüm insanların, barış, huzur ve refah içinde yaşamasını istedi.  “Yurtta barış, dünyada barış “ özdeyişiyle de, bugünkü ve gelecek nesillere hedefi gösterdi.
Atatürk, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda, etkili, köklü devrimler yaptı. Bilimsel ve akılcı düşünceyi, devlete ve topluma egemen kıldı.
Atatürk’ e göre, tam bağımsızlık, millet ve devlet olmanın olmazsa olmaz koşuludur. Nitekim Atatürk, “ tam bağımsızlık dendiği zaman, elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla bütün bağımsızlıktan mahrumiyet demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz “ demiştir.
Diğer taraftan, Atatürk, askerlikte, siyasette, inkılâpçılıkta ve fikri mücadelede, emsali nadir bir dehadır. Tarihin, büyük tanıdığı şahsiyetlerle mukayese yapıldığı zaman, bariz üstünlükleri göze çarpmaktadır. çünkü o hem fikir, hem de hareket adamıdır.
ABD’ deki krizden sonra, ülke yönetimine talip olan siyasiler, ders aldı mı bilinmez ama  son  küresel ekonomik krizi ABD ve AB ülkeleri, Atatürk’ ün yöntemi ile çözdü.. Yani Atatürk’ ün, "mutedil devletçilik" politika ve stratejileri, tıpkı 1929’ da olduğu gibi, bugünkü de ekonomik krizlere, çözüm oluyor

Türk halkı, Atatürk devrimlerini, titizlikle korumak, ödün vermemek, yaygılaştırılması ve kökleşmesi için de, gayret ve caba göstermek zorundadır. çünkü onun devrimle-rine, fikir ve düşüncelerine, dünden,  daha çok, bugün ve gelecekte de muhtacız.

Haberleri