CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli, "Atatürk devrim ve ilkelerinin bekçisi değiliz. CHP'nin iktidarını engelleyen, Atatürk devrim ve ilkeleridir." dedi ama ne CHP' lilerden, ne de kamuoyundan tepki geldi. Basın ise hiç değinmedi.
Yeni Şafak Yazarı BAYRAMOĞLU' da, Sena Kaleli gibi düşünüyor. Nitekim CHP ile ilgili yazısında," Kemalist anlayışa göre toplumdaki tüm aracı aktörler ve kurumları, bu resmi kimlik projesini gerçekleştirecek işlevlerle donatılır. CHP bu anlayışını taşıyıcısı ve temsilcisi olduğu için başarısız olmuştur." demiştir.
Sayın KILIÇDAROĞLU' da, seçim meydanlarında, ATATÜRK' ü, hiç ağzına almadı. CHP camiası, bu tablo karşısında ne düşünür bilinmez ama Şayet CHP Atatürk' ün partisi ise Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli, ya istifa etmeli, ya da partiden ihraç edilmelidir. En azından, CHP tabanından ve kamuoyundan özür dilemelidir. Ya da CHP tüzüğü yeniden yazılmalıdır. Çünkü CHP tüzüğü açık ve nettir.
Madde-1 Cumhuriyet Halk Partisi; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK' ün önderliğinde; Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin devamı olarak 9 Eylül 1923tarihinde kabul edilen, "Parti Tüzüğü" ile kurulmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurucusu, önderi ve ilk Genel Başkanı MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 'tür.
CHP tüzüğü ortada iken, "CHP'nin iktidarını engelleyen, Atatürk devrim ve ilkeleridir" demek, kasıtlı değil de nedir?
CHP' de, yaşananları yadırgamadık. Çünkü bazı kişi/kişiler, Atatürkçü geçinirler ama düşman Atatürkçülerdir. Bunlar Atatürkçülüğe düşman oldukları halde, gerçek amaçlarına ulaşmak için, herkesten fazla Atatürkçü görünürler. Bu insanlar, çok tehlikelidir. Amaçlarını gerçekleştirmek için de Atatürk ve Atatürkçülüğü kalkan ve paravan da yaparlar. Atatürk'ü sevmezler, sever gibi görünürler. Fırsat buldukları zaman da Atatürk'e kin kusarlar.
Sena KALELİ gibi, kişi/kişiler bilmelidir ki CHP'nin iktidarını engelleyen, Atatürk, devrim ve ilkeleri değil, CHP TEŞKİLATININ BECERİKSİZLİĞİDİR. Çünkü Atatürk' ün yaptıkları ortadadır. Ayrıca Sena KALELİ gibi kişiler, bulundukları makamları, sahip oldukları maddi ve manevi değerleri de Atatürk'e borçludur. O nedenle de bu kişiler başarısızlıkları karşısında, Atatürk'ü, değil, kendilerini sorgulamalıdır.
Ayrıca 9-16 Mayıs 1935 tarihleri arasında, CHP ' nin, 4. Kurultayında program da yer alan altı ilke, "CUHURİYETÇİLİK", "MİLLİYETÇİLİK", "HALKÇILIK", "DEVLETÇİLİK", "LAİKLİK" ve "DEVRİMCİLİK" ilkleri daha geniş bir şekilde ele alınmış ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. Parti Programında, "partinin kabul ettiği bütün bu esaslar Kemalizm prensipleridir." deniliyor ve CHP' nin ideolojisi " KEMALİZM" olarak nitelendirildi. Gerçek bu ilken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli' nin, sözleri CHP' nin geçmişi, ilkeleri ve stratejileri ile çelişmiyor mu?
Şu bir gerçek ki Atatürk'ü sevmedikleri halde sever görünen kişi/kişiler, tam bağımsızlığa karşıdırlar. Onlara göre, ülkemiz yabancı bir devletin veya uluslararası kuruluşun himayesi ve güdümü olmadan yaşayamaz. Tam bağımsızlığa, modası geçmiş gözüyle bakarlar. Ümmetçi gerici, ırkçı, kafatasçı, şoven, saldırgan, bölücü ve yıkıcı bir milliyetçiliği savunurlar. Demokrasi maskesi, faşist bir rejimden yanadırlar. Halk içinde ayrıcalıklı kişi, zümre ve sınıfların bulunmasını savunurlar.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli gibi insanlar, ülke ekonomisinin kapitalistlerin, işadamlarının, holdinglerin çıkarlarına göre yönetilmesini, onların çıkarlarının halkın ve devletin çıkarlarından üstün tutulmasını isterler. Yurt ekonomisinin yabancılar tarafından, yani IMF ve diğer finans kuruluşları tarafından yönlendirilmesine yana taraftırlar.
Bu kişiler Atatürk ilke ve devrimlerin yozlaştırılması için tüm güçleriyle çalışırlar. Atatürk'ü sevmedikleri ve inanmadıkları halde, zor duruma düştüklerinde, Atatürk'e ve Atatürkçülüğe inanıyor görünürler. Atatürk ve Atatürkçülük, amaca ulaşmada, sadece bir maskedir, kalkandır, paravandır, bir araçtır.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli ve Yeni Şafak Yazarı BAYRAMOĞLU gibi kişi/kişiler, ne düşünürse düşünsünler, ATATÜRK, Türkiye' nin ve partilerin iktidara gelmesinin önünde, engel değil önderdir. Bilakis Partiler, KEMALİZM'İN, önünde engeldir. Sorun yaratan da taraftır. Çünkü Kemalizm akla ve ilme dayanan, hürriyet içinde insanca yaşama düşüncesidir. Türk' e özgü, kalkınma modelidir. O nedenle de KEMALİZM, fertlerin, toplumların ve insanlığın izleyeceği tek doğru hayat yoludur. Ayrıca mazlum milletlerin bağımsızlık ve hürriyet mücadelelerinde, manevi kuvvettir. Gerçek bu iken Atatürk 'ü. CHP ve diğer partilerin, iktidar olmasında, engel gibi göstermek cehalet değil de nedir?
ATATÜRK ENGEL DEĞİL ÖNDERDİR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli, "Atatürk devrim ve ilkelerinin bekçisi değiliz. CHP’nin iktidarını engelleyen, Atatürk devrim ve ilkeleridir." dedi ama ne CHP lilerden, ne de kamuoyundan tepki geldi. Basın ise hiç...