ATATÜRK VE SİYASET

CHP, PM üyesi, Sayın Prof. Dr. Gaye USLUER’ in, CHP, siyaset ve Atatürk’ le ilgili, görüşleri ile de umutlandık. Özellikle de ülkemizdeki, etnik yapı üzerindeki görüşleri, Atatürk’ ün, " Diyarbakır’ lı, Van’ lı, Trabzon’...

CHP, PM üyesi, Sayın Prof. Dr. Gaye USLUER' in, CHP, siyaset ve Atatürk' le ilgili, görüşleri ile de umutlandık. Özellikle de ülkemizdeki, etnik yapı üzerindeki görüşleri, Atatürk' ün, " Diyarbakır' lı, Van' lı, Trabzon' lu, İstanbul' lu, Trakya' lı ve Makedonya 'lı, hep bu ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarıdır" sözlerini hatırlattı.
Ayrıca Atatürk'ün, ulus projesinde, " Türk, Gürcü, Boşnak Kürt, Laz, Çerkez, Arnavut, Arap gibi farklı etnik kökenleri öne çıkaran bir model değildir. Aksine, bütün etnik kökenleri ve kültürleri, "Türk ulusu" üst kimliği altında birleştirir.
Şu bir gerçek ki Türkiye Cumhuriyeti' nin, kurucusu olan, Atatürk' ün, fikir ve düşüncelerini özellikle de ilkelerini, dikkate almayan veya gereğini de yapmayan siyasi iktidarlar, ülkemizi her türlü tehlike ile karşı karşıya bıraktılar.
Ayrıca Atatürk' e,göre, partiler, tabii devlet düzenini temelden değiştirmeyi, gaye edinemez veya bu yolda faaliyette bulunamazlar. Ayrıca partiler, kapitalist, faşist bir devlet, ihtilal yolu ile düzeni değiştirme ve dini kaldırmayı, gaye edinemezler. Özellikle de partiler toplumda, sınıfların var olması gayesi güdemezler. Bu yolda da bir faaliyette bulunamaz.
Ne var ki Atatürk' ün, bu hedefleri, çok partili dönemde, açık ve örtülü olarak ihlal edildi. Bu nedenle de ülkemizde, birlik bozuldu. Ayrı çıkar gurupları teşekkül etti. Bugün, ülkemizde, etnik kutuplaşma ve sınıflaşmalar gündemdedir.. Elbette böyle bir ortamda, sınıflar ekonomik ve politik alanlarda, birbiriyle çarpışarak, kendilerini korumak zorunda kalır.
Atatürk' ün, fikir ve düşüncelerinin, hâkim olmadığı iktidarlarda, ulusal gelirin, yarından fazlası mutlu bir azınlığa verildi. Zengin, daha zengin, fakir, daha fakir oldu. Vurgu, soygun, sömürü, yolsuzluk hep gündemde oldu. ABD ve AB' ye, sürekli ayrıcalık tanındı. AB' ye uyum yasaları, felaketleri ve sömürüyü körükledi.
İşin vahim tarafı ise, devleti ve halkı soyanlar, tefeciler, vurguncular, rüşvetçiler bile Atatürk' ü, ya maske yaptı, ya da kalkan... Sahte Atatürkçüler, gerçek hedef ve amaçlarına ulaşmak için, her yolu denediler.
Ülkemizde, sefalet, işsizlik, açlık ve adaletsizlik sürekli gündemde oldu. Bu tabloya rağmen, vatan millet, din, iman, Atatürk ve Atatürk devrimleri, üzerinde nutuk atıldı. Atatürk ve Atatürkçülük sürekli sömürüldü.
Öte yanda Atatürk, tam bağımsızlık ve antiemperyalist yanlısıdır. Atatürk, emperyalizmin, her türlüsüne karşıdır. Nitekim Atatürk, " Tam bağımsızlık denildiği zaman elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla, bütün bağımsızlığından mahrumiyet demektir. Biz bunu temin etmeden, barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz" demiştir.
Yıllarca Atatürk milliyetçiliği, halka yanlış anlatıldı. Oysa Atatürk, milliyetçiği, ümmetçi, ırkçı, kafatasçı Turancı, ayrımcı, bölücü ve yıkıcı, bir milliyetçi değil, bütünleştirici, kaynaştırıcı, akılcı, barışçı ve çağdaş milliyetçi idi. Etnik milletçiliğe karşıydı. Çünkü Atatürkçülük, her şeyden önce millete haklarını tanıma ve tanıtmadır; millet egemenliğinin ifadesidir.
Yıllardır Atatürk' ün, fikir ve düşüncelerini kişisel çıkarlarının önünde engel gibi gören kişi/kişiler ve kesimler, Atatürk' ü, İslamiyet karşı gibi gösterdiler. Oysa Atatürk yaşamı boyunca tebliğ edilen İslamiyet'i savummuş, dini erozyona uğratacak, gelişmelere de sürekli karşı çıkmıştır. Siyasetin ve devlet işlerinin, dini düşüncelerden uzak tutulmasına da özen göstermiş ve gösterilmesini de sürekli önermiştir. Bu gerçeği göz ardı eden parti ve siyasetçiler İslamiyet' e zarara verdi.
Öte yandan Dini, çıkarları için kullananların durumunu ve bugün, dinin siyasetin etki alanına giren ülkelerde, kaos var. Irak, Suriye Mısır' da yaşananları gördükçe de Atatürk' ün, ne kadar haklı olduğu da ortada. Çünkü Atatürk, Dini siyasete alet etmek veya sömürmek isteyenler kadar, din düşmanlığı ile toplumda, kin ve nefret duygusunu yaymak isteyenlere de karşı çıkmıştır.
Atatürk "Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir." demesine rağmen, ortama "POLİTİK" ve "ELİT" güçler hâkim oldu. Padişahlık kaldırıldı ama çok partili dönemde, "Cumhuriyet Padişahları", boy gösterdi. Millet olarak da yıllarca, aynı isimlere, layık ve mahkûm olduk.
Oysa Kemalizm de, parlamento üyelerini halk, doğrudan doğruya ve hiçbir aracı olmadan kendisi seçecektir. Üyelerin seçiminde aracılığı, ne devletin yürütme kurumu olan hükümet, ne de partiler yapabilir. Çünkü halk, değer verdiği ve kendisinden de hizmet beklediği kişileri, bizzat kendisi seçecektir
Atatürk, nerde ne yaptı, neye karar verdi ise daima en iyisini yapmış, en hayırlısına da karar vermiştir. Ayrıca Atatürkçülüğün ilkeleri de, birden bire ortaya çıkmadı. Bu ilkeler, tarihsel bir gelişim izledi ve Atatürk ideolojisi de zamanla oluştu. Atatürk devrimlerini, titizlikle korumak, ödün vermemek, yaygılaştırılması ve kökleşmesi için de, gayret ve caba göstermek zorundayız. Çünkü onun fikir ve düşüncelerine, dünden daha çok, bugün ve gelecekte de muhtacız.

Haberleri