Avukatlar için noterde düzenlenen genel vekaletnamenin, kişinin mal varlığını satma, banka ve diğer yerlerdeki paralarını çekme yetkisini kapsadığı düşüncesi doğru değil..

Gazetemize mail gönderen ve avukat olduğunu belirten bir vatandaşımız, Avukatlara verilen vekaletler ile ilgili duyumları ile ilgili olarak konuya açıklık getirmek istediğini belirterek, vatandaşlar arasında vekaletnameler ile ilgili...

Gazetemize mail gönderen ve avukat olduğunu belirten bir vatandaşımız, Avukatlara verilen vekaletler ile ilgili duyumları ile ilgili olarak konuya açıklık getirmek istediğini belirterek, vatandaşlar arasında vekaletnameler ile ilgili olan bazı yanlış inanışlar bulunduğunu söyledi.
Bu yanlış bilgilerin vatandaşların mağduriyetine neden olabileceğini dile getiren vatandaşımız şu bilgileri verdi:
"Avukatlar için noterde düzenlenen genel vekaletnamenin, kişinin mal varlığını satma, banka ve diğer yerlerdeki paralarını çekme yetkisini kapsadığı düşüncesi yanlıştır. 'Genel vekaletname' başlığı ile noterde düzenlenen ve avukatlar için verilen vekaletnamelerdeki yetkilerle avukatlar, kişilerin adliye ve resmi dairelerdeki haklarını savunurlar. Bu vekaletnameler ile avukat, vekil edenin taşınır ve taşınmaz mallarını satamaz, bankadaki parasını çekemez.'
'Avukata anlaşma sonucu verilen vekalet ücretinin ve her türlü masrafın karşı taraftan tahsil edileceği düşüncesi yanlıştır. Bir kimsenin, bir avukat ile herhangi bir dava için serbest olarak kararlaştırdıkları avukatlık ücretinin, davada haklı çıkıldığında karşı taraftan tahsil edilmesi söz konusu değildir.
Bir davada haklı çıkan tarafın lehine hüküm olunan vekalet ücreti, Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen ücret tarifesine göre belirlenir. Bu ücret belirli olup, kişilerin avukat ile serbest kararlaştırdıkları ücretin çok altında olabilir.
Öte yandan yönetmelikte ve vekalet ücreti tarifesinde, dava lehine biten tarafın lehine hüküm olunan vekalet ücreti 'aksine bir anlaşma yoksa' avukata ait olacaktır. Bu nedenle karşı taraftan alınacak vekalet ücreti davayı kazanan kişiye ödenmez, avukata verilir.'

- DAVA SONUCU TAZMİNAT-

'Bir kimse hakkında açılan dava veya yapılan şikayet haksız çıktığı takdirde her halükarda tazminat ödenmesi gerektiği düşüncesi yanlıştır. Şikayet ve dava anayasal bir hak olup, hiç kimse yaptığı şikayet ve açtığı davadan dolayı diğer tarafa karşı tazminat ödemek ile sorumlu tutulamaz.
Şayet bu düşünce doğru olursa, hiç kimse kimseden şikayetçi olamaz. Burada ayırt edilmesi gereken durum, yapılan şikayetin veya açılan davanın Türk Ceza Kanunu'nda iftira niteliği taşıyıp taşımadığıdır. Sırf iftira atmak amacı ile bir kimse hırsızlık, dolandırıcılık, cinsel taciz, vb. suçlamalarla karşı karşıya bırakılır ise tabii ki bunun hukuki ve cezai yaptırımı vardır. Ancak hiç kimse yukarıda belirtilen haller dışında yaptığı şikayet ve açtığı dava nedeniyle sorumlu tutulamaz.'

- YAKIN AKRABALARIN
TANIKLIĞI-
'Yakın akrabaların hukuk ve ceza davalarında tanık olamayacağı düşüncesi son derece yanlıştır. Yakın akrabaların (anne, baba, kardeş, çocuk, eş, vb.) tanıklık yapamayacağına ilişkin ceza usul hukuku ve medeni usul hukukunda yasaklayıcı hiçbir kural yoktur. Burada hukuken düzenlenen husus, bu akrabaların yeminsiz dinleneceğidir. Ancak kişi kabul ederse, hakim kendisine yemin vererek tanık olarak dinler. Bu kişilerin tanıklıklarının hukuken hiçbir engeli ve diğer tanıklara göre değer eksikliği yoktur.
Hatta boşanma ve aile içi şiddetin önlenmesi gibi davalarda dışarıdan birisinin olayları görmesi ve bilmesi mümkün olmayacağından bu kişilerin tanıklığına göre hüküm verilebilir.'
'Boşanma davasında kız çocuğunun velayetinin anneye, erkek çocuğun velayetinin babaya verileceği düşüncesi yanlıştır. İnsanlar arasında boşanma davalarında müşterek çocukların velayetinin hakim tarafından dağıtılmasında kız çocuğunun velayetinin anneye, erkek çocuğun velayetinin de babaya verileceği inancı yaygındır. Oysa,velayetin dağıtımında, çocuğun cinsiyetinin ve velayeti alacak kişinin cinsiyetinin önemi yoktur.
Hakim, çocuğun bakım, gözetim, eğitim, infak, iaşe, bedensel ve ruhsal gelişim yönünden hangi tarafın yanında menfaati fazla ise psikolog,pedagog ve sosyal hizmet uzmanının da görüşünü alarak velayetin kime verileceğini belirler."

Haberleri