AYIKLA PİRİNCİN TAŞINI

Türkiye’ de, siyasi otorite aldığı kararların ne getirip, götüreceğini veya ne gibi sorunları gündeme getireceğini hesap etmeden, ya AB’ nin tesiri altında kaldı, ya da siyasi çıkarı için oluşacak sorunları göz ardı etti....

Türkiye' de, siyasi otorite aldığı kararların ne getirip, götüreceğini veya ne gibi sorunları gündeme getireceğini hesap etmeden, ya AB' nin tesiri altında kaldı, ya da siyasi çıkarı için oluşacak sorunları göz ardı etti. TRT 6, bu alanda en somut örnektir. Çünkü Kürtçe yayının gerçekleşmesi durumunda, bunu, kim ya da kimler yapmalı; bu yayının içeriği nasıl olmalıdır. Soruları cevap bulmadan veya bu konuda Avrupa'daki örneklere bakmadan karar verildi. Sonuçta da sorunlar, gelmeye başladı.
Çerkezlerden sonra, Lazlar da, TRT' nin, Lazca yayın yapmasını istediler. Laz Kültür Derneği Yönetim Kurulu, TRT'nin, 2004 yılı itibariyle, 5 farklı dilde yayın yapmaya başlamasına karşın ve taleplerine rağmen, Lazca yayın yapmadığını belirterek, "TRT'nin bu tutumu, AİHS' nin 14. maddesinde düzenlenen, ayrımcılık yasağına da açıkça aykırılık teşkil ettiğini belittiler.
TRT 6, yayınından sonra, ülkemizin demografik yapısı gereği, bu alanda daha pek çok talep gelecektir. Halan ülkemizde, ülke nüfusumuzun tamamına yakınını, Türkmen, Yörük, Tatar, Tahtacı, Terekeme, Karaçay, Azeri gibi Türk soyundan gelen gruplar, oluşturuyor. 3 milyon civarında Zazalar da dâhil edildiğinde Kürt nüfusu 12 milyon 600 bini aşıyor. Ancak bu sayının 2.5 milyonu ciddi derecede Türkleşme sürecinde ve bazı yerlerde Kürtlüğünü kabul etmeyen bile çıkıyor. Değişik şehirlerde, yaşayan Çerkezler de, 2.5 milyon civarında ve Çerkezler' in yüzde 80'i Çerkezce' yi, unutmuş görünüyor. Araplar Başta Siirt, Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay, Adana ve İstanbul'da yaşıyorlar. Türkiye'deki nüfusları 870 bin kadardır.
Türkiye'deki nüfusları, 1 milyon 300 bini aşmış durumda olan Arnavut nüfusunun yarıdan çoğunun, Türkleşme süreci sonunda, Arnavutluk'la hiçbir ilgisi kalmadı. 500 bin Arnavut da ise çok canlı bir şekilde 'Arnavutluk şuuru' var. Lazlar' ın gerçek sayısı 80 bin civarında. Çünkü bir Kafkas halkı olan ve Lazca konuşan gerçek Lazlar, Rize ve Artvin'in birkaç köyünde ve göç ettikleri birkaç Marmara Bölgesindeki kentte yaşıyorlar. Adapazarı, İzmir ve Manisa'da toplu halde yaşayan Boşnaklar' ın, nüfusu da 2 milyonu buluyor.
Siyasi iktidar ve TRT, Çerkezlerin ve Lazların isteklerini yerine getirecek mi bilinmez ama TRT, Kürtçe yayınından sonra, Lazların "KONUŞULAN DİLLERE EŞİT VE ADİL DAVRANILMALI" görüşüne de katılmamak mümkün değildir.
Laz Kültür Derneği Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, TRT'nin, 25 Ocak 2004 tarihli "Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerde Yapılacak Radyo ve Televizyon Yayınları Hakkında Yönetmelik" e dayalı olarak, 7 Haziran 2004 tarihinde beş farklı dilde yayına başladığı anımsatıldı. Yayına başlanan diller arasında, Lazcaya yer verilmemesi üzerine, tekrar, talepte bulunulduğunu, fakat geçen dört yıl içerisinde talebe olumlu cevap alınmadığı bildirildi.
Ayrıca TRT 6, PKK ve DTP' yi bile memnun etmedi. Oysa TRT 6, Kürtçe yayın, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kürt Enstitüsü, özerk bölge, federasyon ve bağımsız Kürt devleti evreleri, YÖK'ün, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü kurma çabaları, Türkiye' yi bölmeye zemin oluşturacak girişimlerdir. Ayrıca Kürtçe yayın isteyenlerin amacı "üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir."
Bu yönde bir açıklama yapan, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk 'un, "Kürtçe TV, bir millet oluşturmanın, ilk ve en önemli adımıdır. Ayrılıkçı grupların etkisiyle, bugün zafer işareti yaparak, gezen 7-8 yaşındaki çocuklarımız, artık TRT 6 tarafından yapılan yayınlarla büyüyecektir. Böyle yetişen nesillerden, bir ve beraber olmayı anlamalarını beklemek ham hayaldir. Bütünleşmek için, TRT 6"yı, icat eden yetkililer, Çerkezce, Boşnakça, Lazca gibi, dillerde de televizyon kanalı açarak bütünleşmeye biraz daha katkı sağlamayı düşünmekte midir? "görüşlerine katılmamak mümkün mü?
Resmî bir devlet kurumu olarak TRT, yayınlarını devletin resmî dili olan Türkçe ile yapmak zorundadır. Bu, aynı zamanda anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez, üçüncü maddesinin hükmüdür ve bunun ihlali anayasa suçu oluşturur. Üniversitelerde, türban kullanımını anayasanın ikinci maddesinin içini boşaltmak olarak yorumlayan ve anayasaya aykırı bulan, Anayasa Mahkemesi, bu ihlali de görmemezlikten gelemez.
Şu bir gerçek ki, TRT 6 ile Türkiye' de, yeni bir tartışma başlamıştır. Sonuç Türk halkı ve ülke bütünlüğümüz açısından hiçte hayra alamet değildir. TRT 6' nın, yayınları, önümüzdeki ay ve yıllarda, pek çok olaya da gebedir. Bir an önce anayasa Mahkemesine gidilmeli, bu soruna da çözüm bulunmalıdır. Çünkü TRT 6 ile ilgili gelişmeler, ülkemiz açısından hiçte hayra alamet değildir.

Haberleri