Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “TEOG’u artık yanlış buluyorum, kaldırılması lazım” şeklindeki çıkışının ardından, liselere geçiş sisteminde 15 senenin içinde 6. kez değişikliğe hazırlanılıyor.
Erdoğan’ın sözlerinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nda hummalı bir çalışma başlatılmış.
Yeni geçilecek sisteme göre:
-Artık merkezi sınav olmayacak.
-öğrencinin ilköğretimde geçirdiği 8 yılın başarı ortalaması ile bir performans notu elde edilecek.
-Yani öğrencinin başarısında okulda kendi öğretmenlerinin yaptığı sınavlar esas olarak değerlendirilecek.
-öğrencilerin performans notlarına katıldıkları sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler de etki edecek. -İzledikleri tiyatro oyunları, opera, bale gibi aktiviteler, çaldıkları enstrümanlar, katıldıkları spor aktiviteleri, devam ettikleri sanat ve spor kursları da belli bir katsayı hesabına göre öğrencilere ek puan getirecek.
-8 yıllık eğitimin sonunda ortaya çıkan puanlarla öğrenci, gitmek istediği liseye göre tercih yapacak.
-Liseler ise kendi puanlarını kendileri belirleyip ilan edecek.
Ne diyelim?
Eğitimde yıllardır aynı şeyler üzerinde ısrar edilip, farklı sonuç almaya çalışılıyor…
Durum böyle olunca da aynı kuyuya defalarca düşülüyor.
.....
Hay sizin müjdenize!
2013 yılında Bakan Faruk çelik açıklamış:
-“150 Bin işçiye kadro veriyoruz” diye.
2015 yılında Başbakan Ahmet Davutoğlu açıklamış:
-“Kamudaki tüm taşeron işçilere kadro veriyoruz” diye…
2016 Mart ayında Bakan Nabi Ağbal açıklamış:
-“Taşeron işçileri kadroya geçiyor” diye…
2018 Haziran ayında Bakan Süleyman Soylu açıklamış:
-“Taşeron işçilere büyük müjde veriyoruz” diye.
2016 Temmuz ayında Binali Yıldırım açıklamış:
-“Artık taşeron işçiler devletin işçisi oluyor” diye.
2016 yılının yine Temmuz ayında Erdoğan açıklamış:
-“Taşeron işçiler ile ilgili çalışmalar tamamlanıyor” diye.
2016 yılının Ekim ayında Bakan Müezzinoğlu açıklamış:
-“Taşeron işçilere büyük bir müjdemiz var” diye.
önceki gün Eskişehir’e gelen çalışma Bakanı açıkladı:
-“Taşeron işçilerle ilgili büyük bir müjdemiz var” dedi…
Sonuç olarak…
2013 yılından bu yana hükümet temsilcileri tarafından sürekli “Taşerona müjde” adı altında açıklamalar olmuş.
Nedense bir türlü bu “Müjde” gerçekleşmedi.
Fakat aynı konu ile ilgili “Müjde” haberlerinin ardı arkası da kesilmiyor.
İnsanın “hay sizin müjdeniz batsın” diyeceği geliyor vallahi…
.....
Karabayır’da telefon kesintileri resmen rutine bağanmış
Karabayır’da telefonlar kesiliyor.
İnsanlar arayıp durumu bildirince ekipler gelip yapıyor arızayı.
Aradan 2-3 gün geçmeden telefonlar yine kesiliyor.
Yine arıyor Karabayır’da oturan insanlar. Anlatıyorlar durumu.
Gelip yeniden tamir ediyorlar.
Aradan 3-4 gün geçmiyor ki, telefonlar yine kesik.
Karabayır’da oturanlar Telekom’un çağrı merkezine ulaşıyor.
Durumu anlatıp: “Bıktık artık telefon arızası bildirmekten. Geliyorlar, yapıyorlar yine bozuluyor. Bu işe kalıcı bir çözüm getirmek mümkün değil mi?” diye.
çağrı merkezinden “O iş bizim boyumuzu aşar” gibi laflar dinliyorlar.
Sonuç olarak, Karabayır’da telefon kesintileri resmen otomatiğe bağlanmış durumda.
Kimse nedenini bilmiyor.
Umarız Telekom yetkilileri biliyordur da bu telefon kesintilerine son verecek kalıcı bir çözümü Karabayır’a ulaştırır.
.....
Karacan farkı…
Her eğitim yılı açılışı ya da her eğitim yılı kapanışı törenlere sahne olur.
Bu törenler için de nedendir bilinmez şehrin en merkezi yerinde bulunan en ünlü okullar tercih edilir.
Şehri yönetenler bu okullara gider, yeni eğitim yılı başlangıcıysa ilk zili çalar. Eğer eğitim yılı sonu ise, yine şehrin yöneticileri bu dediğimiz okullara gidip, karne dağıtır.
Halbuki…
Eğitim yılı başlangıcı ya da sonu tüm okullarda yapılır.
Bu okullar törenleri kendi kendilerine yapar.
Zira…
Şehri yönetenler de, bu törenleri kamuoyuna duyuracak olan medya da şehir merkezindeki okullarda olurlar.
AK Parti Eskişehir milletvekili ve parti genel başkan yardımcısı Harun Karacan, yeni eğitim yılı başlangıcı nedeniyle Eskişehir’de yapılan törene katılmak yerine, Sivrihisar ilçesine gitmiş.
Sivrhisar’da bulunan Mehmet Kaplan Ortaokulu’nda yapılan yeni öğretim yılı açılış törenine katılmış.
Hem öğrencilerle hem de yeni ders yılına başlayan öğretmen ve okul idarecileriyle sohbet etmiş.
Kısacası…
Karacan farklı olduğunu ortaya koymuş…
....
BİRAZ DA GüLMEK LAZIM
İngiliz,Fransız ve Türk uçakla bir yere gideceklermiş.Uçak kaza yapmış.Tesadüfen Türk,İngiliz ve Fransız tek başlarına bir adaya düşmüşler.Biraz zaman geçtikten sonra kendilerine gelmişler.Fransız etrafa bakınıyormuş.Bakmış her taraf yeşillik,dümdüz alan.Fransız:
- Hadi golf oynayalım,demiş.
İngiliz kabul etmiş. Ama Türk:
Ben nasıl oynandığını bilmiyorum,demiş.
İngiliz:
-Biz sana öğretiriz.
Fransız:
-Bir top, bir sopa bir de delik gerekiyor, demiş.
İngiliz:
-Ben de top var.
Fransız:
-Bende de sopa var, demiş.
Türk:
-Benim işim var. Ben oynamıyorum…