Geçen hafta, Günyüzü İlçesi' GECEK KÖYÜ Kültür ve Dayanışma Derneği' nin iftar yemeğine katıldık. İftar yemeğinde, bir arada olmanın memnuniyeti, sohbetler ve dayanışma, derneğin anlam ve önemini, en güzel şekilde ifade etti.
GECEK KÖYÜ, Eskişehir İli'nin, Günyüzü İlçesi'ne bağlı, Eskişehir'e 140 km, Günyüzü'ne 4 km, Polatlı'ya 55 km ve Ankara'ya 132 km' dir. 1990 yılına kadar, Sivrihisar'a bağlı idi. Bu tarihte, Günyüzü Nahiyesinin ilçe yapılmasıyla, Günyüzü'ne bağlanmıştır. 1980'li yıllara kadar köyün nüfusu, 1000- 1500 arasında idi. Büyük kentlere göç vermiş ve bugün nüfusu, 350 civarındadır.
Köyün geçmişi, köklü bir tarihe dayandığından, buna bağlı tarihi zenginlikleri de oldukça fazladır. Yapımı 1175 yılında Umur Bey'in oğlu Selçuk Bey tarafından gerçekleştirilen cami, hâlâ dimdik ayaktadır. Selçuklu Devleti'nin, ilk medreselerinden biri de GECEK köyünde idi. Medrese, sayısız bilim adamı yetişmiştir
GECEKLİLERİN, dünya için ahretini, ahiret içinde dünyasını terk etmeyen dengeli bir hayat anlayışı var. Yine onlara göre, insanın, kibir konusu yapabileceği hiçbir şey yoktur. Onlar için, tasavvuf ön plandadır. Tasavvuf ise. Güzel ahlaktır. Edebe riayettir.
Köyün, en büyük geçim kaynağı tarımdır. GECEK KÖYÜ denilince, akla gelen ilk şey üzümdür. Köyde, yaklaşık olarak 5 bin dekarlık alanın, bağcılığa elverişli olduğu bilinmektedir. Bu geniş alanlar, uygun ıslah çalışmaları ve toprak bakımı ve buna bağlı olarak bilinçli bir üzüm üretimi gerçekleştirildiği ve pazarlama probleminin çözülmesi durumunda, köyde yaşayan birçok insana, istihdam sağlanacağı gibi, köyden kente olan büyük göçü de tersine döneceği söylenmektedir. Ancak bağcılık alanında, mutlaka proje bazında çalışma yapılmalıdır. Bu alanda ESOGÜ Ziraat Fakültesi ve Tarım İl Müdürlüğü ile yapılacak işbirliği bu alandaki çalışmalara hız kazandıracaktır.
Bu alanda, Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Proje fonundan da istifade edilebilir. GECEK KÖYÜ, Sivrihisar ve köylerinde, geleneksel Bağcılığa Alternatif anaç ve çeşitleri yaygınlaştırılarak, "Yeni Bağcılığın geliştirilmesi" başlıklı bir proje hazırlanarak Avrupa Birliğinin, bu alana verdiği fonlardan istifade edilebilir. Bu proje hayata geçirildiği zaman, hem yerel, hem de ulusal ekonomiye de ciddi katkı sağlayacaktır.
Hatırlıyorum da geçmiş yıllarda, Sivrihisar İlçemizde, özellikle de KOÇAŞ, GECEK, DUTLU, İSTİKLALBAĞI gibi köylerimizde, bağcılık ayrı bir kültürdü. Yıl boyunca bakımı yapılan bağcılık, bozumda bir şölene dönüşürdü. Bağ bozumu için, günler önce hazırlıklar başlar, bozum günü, at veya öküz arabaları ile yola çıkılır, bağa varıldığın da kahvaltı yapılır, kemerlerden kesilen üzümler arabalara dökülürdü. Bağ bozumunda yenen yemek kültürü ise ayrı bir haz verirdi. Özellikle de Koçaş patlıcandan yapılan "bastı" yemeğine, tavalarda yapılan tereyağlı etli bulgur pilavlarına doyum olmazdı.
Eve getirilen üzümler, şarap hanaya dökülür, ev halkı dökülen üzümleri ayakları ile ezer, elde edilen üzüm şıraları ise bakır kazanda biriktirilirdi. Şıranın akşamdan ekşisinin giderilmesi içinde, özel şıra toprağı ilave edilirdi. Süzülen şıra, büyük leğenlere alınır, ocaklara konur, ateşte kaynatılmaya başlanırdı. Karıştırılarak da pekmeze dönüştürülürdü. Tatlı kokusu ise bütün köye yayılırdı.
Pekmezler, toprak küplerde saklanırdı. Ayrıca, pekmez yapım aşamasında, çeşitli pestiller de yapılırdı. Hülasa Sivrihisar bölgesinde bağcılık, geçmişte ayrı bir önem taşırdı. Bugün ise bunların hepsi, mazide kaldı. GECEK ve Sivrihisar' ın diğer köylerinde, bağcılık yeniden ele alınarak geliştirilir mi bilinmez ama bağcılığın kaybedilmesi ile bölgenin ciddi ekonomik kayba uğradığı da bir gerçektir. Pekâlâ, bağcılık alanında, yapılacak yeni projeler ile bölge bağcılık yeniden hayata geçirilebilir ve bölge ekonomisine de ciddi katı sağlanabilir.
İftar yemeğinde, GECEK KÖYÜ suyu da konu oldu. GECEK suyunun esas sahibi olmasına rağmen köye, haftada iki gün su verildiği, bununda yetmediği söylendi. Maalesef son yıllarda, suların özel sektöre satılması, pek çok yerde problem oldu. Hatta tüm canlıları etkiledi. Oysa su, tüm canlıların, yaşamı için olmazsa olmaz konumdadır.
Derneğin, iftar yemeğindeki birlik ve beraberlik, her türlü projenin hayata geçmesinde ve problemin çözümünde etkili olacaktır. Özellikle de Dernek Başkanı Sayın A. Muhammed HIZLAN' ın, girişimci, yatırımcı, risk alan, insanlarla da iyi ilişki kuran yapısı, kendine özgü ve tutarlı bir kişiliği, Eleştiriler karşısında, pozitif düşünebilmesi. Herkese de aynı oranda saygılı kıstaslarıyla, her türlü sorunun üstesinden gelebilecek bir işadamıdır. Yeter ki iftar yemeğinde görülen, dayanışma, birlik ve beraberlik devam etsin.
Sayın HIZLAN ve dernek üyelerini kutluyoruz...
BAĞCILIK GELİŞTİRİLMELİ
Geçen hafta, Günyüzü İlçesi GECEK KÖYÜ Kültür ve Dayanışma Derneği nin iftar yemeğine katıldık. İftar yemeğinde, bir arada olmanın memnuniyeti, sohbetler ve dayanışma, derneğin anlam ve önemini, en güzel şekilde...