Dün EGSİAD'ın genel kurul günüydü.
Kim başkan, kim aday bilemiyoruz.
Bizim ilgilendiğimiz, kongreye başbakan yardımcısının da katılıyor olması.
Yani dünkü genel kurulun bizim için tek çekici tarafı buydu.
***
Bakanı dinlemek için gittik ESOGÜ'de yapılan genel kurula.
Kongre merkezinin kapısına geldiğimizde geri çevrildik.
Gazeteci olduğumuzu söyledik sonra.
Bir masayı işaret ettiler.
Önümüze bir isim listesi çıktı o masada.
İsmimizi ve çalıştığımız kurumu sordular.
Söyledik ama ne gazetemizin ismi, nede bizim ismimiz listede vardı!
***
Listeye göz attık.
Tanımadığımız onca isimle karşılaştık.
Sonra listenin nasıl oluşturulduğunu sorduk.
"Daha önce kayıt olunması gerekiyordu" dediler.
Hayli şaşırdık!
Çünkü bir sivil toplum örgütünün genel kurulu için önceden kayıt olmak işi, bize hayli saçma geldi.
Ayrıca böyle bir uygulamadan da daha önce hiç mi hiç bilgimiz yoktu!
***
Geri döndük mecburen.
Bakan konuştu.
Konuşurken kendisini protesto etmek isteyen öğrencilerle polis çatıştı.
Sonuçta bir sivil toplum örgütünün genel kurulunda olmayan kalmadı.
En önemlisi de ne biliyor musunuz?
Bir sivil toplum örgütü, çalıştığı ilin ne gazetesini, ne de gazetecisini tanıyor!
İşte bu yüzden;
Böyle bir sivil toplum kuruluşu kongre yapsa ne, yapmasa ne!
O kongreye bakan gelse ne, başbakan gelse ne...
BAKAN GELSE NE, GELMESE NE!
Dün EGSİADın genel kurul günüydü.Kim başkan, kim aday bilemiyoruz.Bizim ilgilendiğimiz, kongreye başbakan yardımcısının da katılıyor olması.Yani dünkü genel kurulun bizim için tek çekici tarafı buydu.***Bakanı dinlemek...