AK Parti il Başkanı birkaç gün önce bir açıklama yapıp, Büyükşehir belediyesini eleştirmişti.
-"Artık bırakın bu engellenme masallarını da, emeklilik modundan çıkıp, hizmet moduna geçin" demişti.
AK parti il başkanına cevap, büyükşehir belediye Başkan vekili Abdülkadir Adar'dan geldi.
Adar dün düzenlediği basın toplantısında meclisteki AK Parti çoğunluğu tarafından nasıl engellendiklerini madde madde anlattı.
Adar'ın anlattıkları bugün gazetelerde yer alacak.
Söyledikleri televizyon kanallarında da yayınlanacak.
Merak ettiğimiz ve bize komik gelen kısım, Adar'ın toplantı sonunda söylediği "Bizi nasıl engellediklerini kitap haline getirip, halka dağıtacağız" sözleri oldu.
Nedense bu bize biraz garip, biraz da komik geldi.
Eskişehir'de benim bildiğim yaklaşık 17 yıldır bir "Engellenme" muhabbeti zaten var.
Bu muhabbet çerçevesinde zaten kimileri "Belediye'nin engellendiğini" birileri de "engellenmediğini" zaten düşünüyor.
Ne "Engelleniyoruz" diyen, engellenmediğini düşünenleri ikna edebiliyor, ne de "Engellemiyoruz" diyen, engellendiğini düşünenleri ikna edebiliyor.
O halde...
Bastırılan bu kitabın ne yararı olacağını doğrusu çok merak ettik.
Üstelik...
Kitap bastırma meselesini komik de bulduk.
Bu iş böyle giderse, "Engellenme" ve "Engellenmeme" meselesi ileriki günlerde yüksek lisans ve doktora tezi olursa hiç şaşırmamak lazım.
Baksanıza? Bu iş bilimsel bir hal almaya başladı...
Eeee...
Ne de olsa Eskişehir Eğitim ve kültür şehri!
Belediye "Nasıl engellendik" diye bir kitap çıkartır...
Ardından...
AK parti de "Nasıl engellemedik" diye başka bir kitap çıkartır...
Biz Eskişehirlilerin de kütüphaneleri böylece "Engelli" kitaplarla zenginleşir!
.....
Burası Türkiye. Bu ülkenin
siyasetçileri de maalesef böyle...
İki çoban konuşuyormuş koyun otlattıkları sırada.
Biri, durup dururken "Ben Başbakan olacağım" demiş...
Diğeri bunu duymanın verdiği şaşkınlıkla;
-"Manyak mısın sen?" diye sorunca, Başbakan olmak istediğini söyleyen ve bunun bir kriter olduğunu algılayan çoban;
Saf saf "manyak olmak şart mıdır" sorusunu sormuş.
***
Yoldan çevirdikleri bir adama "Başbakan olmak ister misin?" diye sormuşlar.
Adam hiç düşünmeden;
-"Olmak isterim tabii" demiş.
-"Peki başbakanlığı yapabilir misin?" diye sorduklarında ise...
-"niye yapamayayım ki? Yapanlar nasıl yapıyor. Hem çok zor bir iş olmasa gerek" cevabını vermiş.
Aynı adama,"Pekii.. Flarmoni Orkestrası şefliği boş. Gelir misin?" dediklerinde ise
-"Ben o işten hiç anlamam" diyerek kestirip atmış.
***
İnsanların büyük bir çoğunluğu Ülkeyi yönetmenin, Orkestra yönetmekten daha kolay olduğunu düşünüyor.
Orkestra yönetmenin, şarkı bestelemenin ne bileyim güzel bir tablo yapma ya da bir enstrüman aleti çalmanın daha zor olacağını tahmin ediyor.
Bu son derece doğru bir algı.
Zira...
Sanat yapmak, siyaset yapmaktan daha zor ve meşakkatli bir uğraş gerektiriyor.
İşte, bu gerçek bile, özellikle bizim ülkemizde ki siyasetçilerin sanatçılara söz söyleme, onları eleştirme hakkını ortadan kaldırması lazım.
Ama nerde?
Sırf kendisine yapılan bir eleştiriyi beğenmediği için siyasetçi çıkıp sanatçıya "Sen sanatçı olsan ne olur, olmasan ne olur" diyebiliyor.
Bununla da kalmayıp...
-"Senin sanatçılığına tüküreyim" gibi ağza alınmayacak laflar edebiliyor.
Ne diyelim...
Burası Türkiye, bu ülkenin siyasetçileri de maalesef böyle...
......
Sonunda kararı halk veriyor...
Siyasette kuşkusuz herkesin bir hesabı var.
Hesap yapan herkes de bu yaptığı hesabın tutması için plan ve program yapıp, strateji peşinde koşuyor.
Dolayısıyla...
İlk yapılan iş, tanınırlık ve popülerliğini arttırmak.
İkincisi ise, yaptığı hesabı bozabilecek olan ve çizdiği hedefin önünde engel teşkil eden unsurları ortadan kaldırmak oluyor.
Böylece...
Siyasette ki hedeflenen koltuğun önü açılmış, kendisi de o hedefe daha az zahmetle ulaşmış oluyor.
Düşünsenize...
Yapılan hedef doğrultusunda hem o göreve en yakın isim olmak, hem de rakibin bulunmaması gibi mükemmel bir durum var ortada.
Ancak...
Bu çaba sadece Aday olmaya yetiyor.
Seçim kazanıp, o hedeflenen koltuğun sahibi olmaya ne yazık ki yetmiyor.
Çünkü...
Ne yaparsanız yapın, nasıl bir strateji izlerseniz izleyin, sonunda çıkacağınız yer halkın karşısı.
Siz ne kadar popüler olursanız olun, kimse size rakip çıkamasın, yine seçilip, o koltuğa oturabilmek için sonunda geçeceğiniz yer halkın karşısı.
O yüzden...
Siyasette, özellikle ileriye dönük hesap yapanların çoğunun toslamış olduğu duvardır halk.
Siyaseti ve siyasetteki koltuk hesabını yapanların çoğunun kafasını gözünü patlattığı yerdir o halk duvarı.
Çünkü...
Koltuk hesabı yaparken, halkı hiç hesap etmemiştir birçoğu.
Bu nedenle...
Siyasette, seçilmesine ramak kala halkın oyunu alamadığı için seçilemeyen, tüm stratejisi ve planları suya düşen, üstüne üstlük siyasetten bile silinip giden bir ton insan örneği vardır...
Diyeceğimiz o ki:
Siyasette yıllar sonrasının hesabını yapıp, koltuk için çaba harcayanlar, hesaplarının içine halk'ı da mutlaka dahil etmelidir.
Bizden söylemesi...
......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Şehrin hayırsever vakıflarından birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler.
Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bagışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
"-Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500 000 dolar, ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız.
O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?"
Avukat bir süre düşündü, sonra:
"-Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi?"
Görevli utandı:
"-Şey, hayır."
"-Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu?"
Görevli utancından kıpkırmızı kesilmiş bir halde özür dilemeye çalışırken avukat onun sözünü kesti:
"-Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuguyla beş parasız bıraktığını?"
Görevli yerin dibine geçmişti, sadece:
"-Hayır, hiç bir bilgim yoktu ..." diye mırıldanabildi.
Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti:
"-Pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?
Bana komik geldi...
AK Parti il Başkanı birkaç gün önce bir açıklama yapıp, Büyükşehir belediyesini eleştirmişti.-Artık bırakın bu engellenme masallarını da, emeklilik modundan çıkıp, hizmet moduna geçin demişti.AK parti il başkanına...