Ülkemizde, gerçek yönetici olabilmek için, insanın kendisinin yanı sıra, dünyayı da tanıması gerekiyor. Ayrıca yöneticilerin, yeni fikirler yaratması çok gerekli değildir. Ancak önüne gelen fikirleri, mevcut koşullara oturtabilmeli ve onlara yeni bir bakış kazandırabilmelidir. Ayrıca İnsanlarımızın, doğru işler yapıyor olması da yeterli değildir. Aynı zamanda doğru ve verimli işler yapıyor olmaları da gerekir.
Kariyer sahibi olmak, insan için çok önemlidir. Ancak bundan daha önemlisi insan, şartlar ne olursa olsun, kendi çabaları bir yerlere gelmelidir. Ayrıca her şey, bir işi başarmak isteği ile başlar. Eyleme geçmeden, hiçbir hedef başarıya ulaşamaz.
Başarılı insanlar, toplumun yüz akıdır. Kendilerine değer verir ve güvenirler. Kendilerini, her platformda ifade edebilir, içindeki sese de kulak verirler, özellikle özgüven sahibidirler. Bu özgüven, onların yaratıcılık için, gerekli olan heyecan ve cesarete sahip olmalarını sağlar. Dolayısıyla, özgüveni olan insanlar, kendilerine ulaşılması güç hedefler koymaktan çekinmezler. Ardından da bu yüksek hedefe odaklanarak, onu gerçekleştirme yönünde, en büyük adımı atmış olurlar. Kendini sürekli olarak geliştirme çabası içindedirler. Her zaman yeni bilgilere açıktırlar.
Pazartesi günü, ESOGÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve YÖK üyesi
Prof. Dr. Ömer Adil ATASOY' u, bu görevlere atanması dolayısıyla, yapmış olduğumuz ziyarette, bu tabloyu anımsadık. Ziyaret süresince de, düşündüklerini, hedeflerini, kendine özgü bir üslupla da bizimle paylaştı.
Sayın Prof. Dr. ATASOY, faktörler ve şartlar, ne kadar değişse de değişen koşullara uyabilen ve insanlarla da iyi ilişkiler kurabilen bir bilim adamımızdır. Uzun vadeli hedeflere odaklanır, kısa vadeli kazançlar için, uzun vadeli hedeflerinden vazgeçmez. Zamanlarını, etkili kullanır Hedefleri doğrultusunda fedakârlık yapmaktan asla çekinmez.
Sayın Prof. Dr. ATASOY, Eskişehir ve Yunusemre hayranı bir insanımızdır. Bu alanlarda, hedeflere ulaşmak için, stratejiler geliştirir ve uygularlar. Bu stratejiler bireysel yetkinlikleri ve ilişkileri geliştirecek, hedefleri ve zaman planlamasını kapsar. Nitekim yıllardır, düşlediği ve hedef olarak seçtiği, "Sivrihisar Yunusemre Vakfı"nı, hayata geçirmek için, ciddi bir gayret içinde. Bu alanda maddi ve manevi her türlü fedakârlığın yapıyor.
Sayın Prof. Dr. ATASOY' un, Eskişehir'in, sosyal kültürel ve ekonomik alanlarında önemli görüşleri var. Özellikle de şehircilik alanındaki, önerileri, Eskişehir' i, rahatlatacak niteliktedir. O' na göre, Eskişehir, tek merkezli kent olmaktan mutlaka kurtarılarak çok merkezli veya kesimli kent haline getirilmelidir. Eskişehir'de, yanlış şehirleşmeye sebep olan, problemlerin halledilmesi için Fiziki ve İmar Planlaması, altyapı ve sosyal hizmetlerin düzenlenmesi ve Eskişehir'de kültür bütünlüğünü sağlayacak, faaliyet ve düzenlemelerin, öncelik ve ivedilikle yapılması şarttır
Sayın Prof. Dr. ATASOY, Eskişehir' in gelişmesine, ulusal ve global perspektiften bakıyor. O. na göre, Eskişehir'de, istihdam yaratılabilmesi için, yatırım şarttır. Bu alanda, belediyelerin yatırımcılara, her türlü kolaylığı göstermesi gerektiğini sıkça vurgular. Ayrıca şehirleşmeyi, kalkınma ile eşdeğer tutuyor. Yine o' na göre, kalkınma ve şehirleşme birbirinden soyutlanamaz. Birbirinden de ayrı düşünülemez.
Sayın Prof. Dr. AKSOY, Eskişehir, Üniversite ve Yunusemre etkinliklerine, ulusal ve evrensel perspektiften bakıyor. Bu bakış açısının, Eskişehir ve üniversiteleri, ulusal ve uluslararası alanda, söz sahibi yapacağına inanıyor. Yine O'na göre, verimlilik, güven ve düşünceli olabilme yetenekleri biri birinden soyutlanmış öğeler değildir. Etkili bir şekilde, koordine edildiği takdirde, güven ve iyi ilişkilerin, verimlilik, başarı ve performansı artıracağına inanıyor. Ayrıca personel ve yönetimin başarısını, kurum/kuruluşların en önemli kriterlerinden bir olarak görüyor.
Sayın Prof. Dr. ATASOY' un, tekrar, ESOGÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan'lığına getirilmesi, ESOGÜ ve Eskişehir açısından, önemli bir gelişmedir. YÖK üyeliğine seçilmesi ise, ilimizdeki, her iki üniversite ve diğer üniversiteler açısından büyük kazanç olmuştur. Sahip olduğu bilgi birikimi, Akademik dünyada, elde ettiği tecrübe ve deneyim, özellikle de bilgi, önsezi, işini takip etme, yetki ve sorumluluk trafiğini doğru yönlendirme, ekibini motive edebilme, eğitebilme, başarı ve başarısızlıkları paylaşabilme gibi meziyetleri ile de her iki görevini, başarı ile yerine getirecektir. Kutluyoruz.
BAŞARILI İNSANLAR TOPLUMUN YÜZAKIDIR
Ülkemizde, gerçek yönetici olabilmek için, insanın kendisinin yanı sıra, dünyayı da tanıması gerekiyor. Ayrıca yöneticilerin, yeni fikirler yaratması çok gerekli değildir. Ancak önüne gelen fikirleri, mevcut koşullara oturtabilmeli...