Büyükşehir Belediye Meclisi’nde ‘’belediye logosunu değiştirme’’ kararı alındı.
Aslında yapılana ‘’logo değişikliği’’ demek çok doğru değil…
‘’Günün koşullarına uygun sadeleştirme’’ demek çok daha doğru olur.
‘’Durduk yere yapılmış’’ da değil…
Ortaya konulan gerekçeler var.
Belediye Meclisi’nde gündeme geldiğinde en küçük bir itirazla karşılaşmadı.
Değişikliğe karşı çıkan tek üye bile yok.
Doğal olarak karar da oybirliğiyle alındı.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oybirliği ile alınan karar, kent kamuoyunda da en küçük bir tartışma yaratmadı.
‘’Gündeme bile gelmedi’’ dense yeridir.
Meclis’te en küçük bir itirazla karşılaşmayan, kent kamuoyunda ‘’gündem maddesi’’ bile olmayan sadeleştirme sert bir tepki ile karşılaştı.
Tepki gösteren Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Yılmaz Büyükerşen…
Sakarya Gazetesi’ne yaptığı bir ‘’özel açıklama’’ var.
‘’Yılmaz Hoca ateş püskürdü’’ başlığı altında yayınlandı.
Söyledikleri başlığa uygun türden sert sözler…
‘’Dünyanın her kentinde logolar o kentin simgesi ve bayrağıdır. Asırlar geçse de değiştirilmez. Mesela Berlin’in logosu ayıdır. Roma’nın kartaldır. Bunlar yıllardır bu kentin simgesi durumundadır.
Bu logoda bulunan küçük e harfi Porsuk’u, eski ve küçük Eskişehir’i temsil ediyor. Büyük E harfi ise (cetvel ile çizilmiştir) kentin artık bir büyükşehir haline getirildiğini belirtir. Bu logoaynı zamanda İçişleri Bakanlığı tarafından da tescil edilmiştir.
Bu logonun değiştirilmesini isteyenler, belediye kadrolarındaki kültürsüz ve düşüncesizce ortaya attıkları fikirlerle Ayşe Başkanı yanlış yola sürükleyen bir yeteneksizler gurubudur. 25 yıldır kullanılan bu logonun değiştirilmek istenmesi, abesle iştigaldir.
Bu vesile ile ifade edeyim ki, Başkanımız Sayın Ünlüce’nin belediye görevlileri arasındaki kültürsüz zıpırlardan ve kendisine yaranmak için, yenilik adı altında yapılan bu tür absürtdüşünce sahiplerinden de uzak durmasında sayısız fayda görmekteyim. Hayatımı adadığım bu şehir için hicap duyuyorum’’
Yılmaz Büyükerşen’in söyledikleri böyle…
Oldukça sert sözler…
Belediye kadroları için yaptığı tanımlamalar inanılır gibi değil…
‘’Yeteneksizler gurubu’’, ‘’kültürsüz zıpırlar’’ ve benzeri çok ağır tanımlamalar.
Ağır olmanın ötesinde ‘’hakaret’’ sayılırlar.
İyi de o kadrolar kimin mirası…
Bildiğimiz kadarıyla Ayşe Ünlüce, belediye kadrolarında geniş çaplı bir değişiklik yapmadı.
Bugün çalıştığı kadroların tamamına yakını Yılmaz Büyükerşen döneminden kalma…
Büyükşehir Belediyesi kadrolarında ‘’yeteneksizler gurubu’’ ve ‘’kültürsüz zıpırlar’’ varsa bunun sorumlusu Yılmaz Büyükerşen’in kendisidir.
Neyse…
Dedik ya, karar Meclis’ten oybirliğiyle geçti…
Yılmaz Büyükerşen’in o ağır sözleri, karara ‘’evet’’ diye meclis üyelerine ‘’saygısızlık’’ olmuyor mu?
Elbette ki oluyor.
Bugün yapılan tam anlamıyla bir ‘’logo değişikliği’’ değil…
Ayrıca logolar ‘’değiştirilmez’’ de değil…
Yılmaz Büyükerşen 1999 yılında göreve geldiğinde Büyükşehir Belediyesi ‘’logosuz’’ değildi ki…
Kendisinden önceki dönemde belirlenmiş bir logo vardı.
Yılmaz Büyükerşen ‘’logoyu yarışma ile belirledik’’ diyor ama yaptığı ‘’logo belirlemesi’’ değil ‘’logo değişikliği’’ idi.
Büyükşehir Belediyesi’ne maliyeti de baya ağır olmuştu.
Yılmaz Büyükerşen’den önce var olan logo nasıl değiştirildiyse Yılmaz Büyükerşen damgası taşıyan logo da değiştirilebilir.
Yalnız maliyeti yine çok ağır olur.
Onun için ‘’logo değişikliği’’ yapan Yılmaz Büyükerşen’in bugün yapılan sadeleştirmeye kızıp öfkelenmeye pek hakkı yok.
İşin asıl önemli olan bir yanı daha var.
Yılmaz Büyükerşen, Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrıldıktan sonra ‘’köşesine çekilmiş’’ bir ‘’eski başkan’’ konumunda değil…
Büyükşehir Belediye Başkanı Danışmanı konumunda…
Kendisine tahsis edilmiş makam odası var. Maaş da alıyor.
Kısacası ‘’fahri danışman’’ değil, maaşlı ‘’profesyonel danışman’’ konumunda…
Öylesi bir konumda iken böyle ağır suçlamalarda bulunamaz…
Tut ki, tepkisinde ‘’haklı’’ olsun…
Yine de bir gazeteye açıklama yapıp öyle hakaretler savuramaz…
‘’Profesyonel danışman’’ olarak yapması gereken belli…
Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’yi arayıp, düşüncelerini ve itirazlarını aktarmak…
Bunu yapamaz mıydı?
Elbette ki, yapabilirdi.
Konumundan kaynaklanan görevi de bu zaten…
Görevini yerine getirip ‘’Başkanına özel açıklama’’ yapmak yerine, bir gazeteye ‘’özel açıklama’’ yapmayı tercih ediyor.
Olacak şey değil… Her şeyden önce ‘’şık’’ değil…
Bunu yaptıktan sonra şimdi yapması gereken tek şey var.
O da Büyükşehir Belediye Başkanı Danışmanlığından istifa etmek…
Yapması gereken bu da yapar mı?
Hiç zannetmiyoruz… Bekleyip göreceğiz…